AKP'nin yeni oyunu: Başkanlık
AKP, 24. dönemde kurulmuş olan "Anayasa Uzlaşma Komisyonu" uzun süre çalıştıktan sonra, "Başkanlık" dayatmasında bulunmasıyla birlikte komisyon dağılmıştı. Bunun üzerine AKP'li yetkililer "Siyasi Partili Cumhurbaşkanlığı" görüşünü ortaya attılar. Onun da kabul görmemesi üzerine bu defa "yarı başkanlık" ve "Türk Usulü Başkanlık" teklifini dillendirdiler. Teklifleri reddedilince de AKP kendi Anayasa taslağını TBMM'ye sunacağını açıklamıştı.
MHP lideri Bahçeli, "AKP, Başkanlık sistemiyle ilgili inadını sürdürecekse, Anayasa taslağını TBMM'ye getirmelidir. Bizim tercihimiz parlamenter sistemin reforma tabi tutulmasıdır. Ancak milletimiz aksini söylerse buna da diyeceğimiz herhangi bir şey doğal olarak bulunmayacaktır" dedi.
AKP'nin Başkanlık taslağı!
Bahçeli'nin sözleri AKP'yi derhal hareketlendirdi. AKP'nin 15 Temmuz sonrası beklemeye aldığı yarı başkanlık ya da siyasi partili ve Türk Usulü Başkanlığı bir kenara atarak "Tam Başkanlık" teklifini içeren Anayasayı hazırlayarak TBMM'ye sunmak üzere harekete geçtiler.
Bu amaç için hazırladıkları iki paketten birincisi, Tam Başkanlığı ve geçiş hükümlerini içeren 17 maddeden oluşurken ikincisinin anayasanın tamamını tadil eden 59 maddelik geniş bir paketi içerdiği basına yansıtılmıştır. Ardından da MHP ile temas edileceği sonra da TBMM'ye getirileceği açıklanmıştır.
Dahası hazırlanan taslakta Başkan, sistemin tıkandığı noktada Meclis'i seçime götürürse Cumhurbaşkanlığı seçimi de aynı tarihte yenilenecek. Veya Meclis, Cumhurbaşkanı ile ters düşerse milletvekili seçimi ile Cumhurbaşkanlığı seçimi belirlenecek tarihte birlikte yapılması öngörülüyormuş!
Bu durumda vatandaşın Başkan için başka, Başkanın desteklediği parti için daha başka oy kullanma ihtimali ortadan kaldırılmış oluyor. Başkan aynen milletvekili seçimine girer gibi siyasi faaliyet yapacaktır. Kendisine müzahir partiyi doğrudan ya da dolaylı olarak destekleyecektir.
Bu durum sistemi tarafsız ve demokratik olmaktan çıkaracaktır.
Ya başkanlık ya bölünme!
Parlamenter sisteme göre Başbakan olan Binali Yıldırım aynen şunları söylüyor: " 'Başkanlık gelirse Türkiye bölünür' diyorlar. Asıl başkanlık gelmezse Türkiye'nin bölünme riski var. Başkanlık üniter yapıyla olacak. Başkanlık demek federasyon demek değildir".
Yüz yıldır çeşitli partiler Türkiye'yi parlamenter sistemle bölmeden yönettiler. AKP, on dört yıldır parlamenter sistem sayesinde iş başındadır. Dahası uygulamaya koyduğu çözüm sürecine ve FETÖ'yle "ne istediniz de vermedik!" türünden ilişkisine rağmen ülke bölünmedi.
Parlamenter sistemle ülkenin bölünmediğinin kanıtı yaşanan tarihtir ve bizzat AKP'nin kendisidir. Başkanlık sisteminin yaşanmış ve kanıtlanmış böyle bir tarihi yoktur.
Başbakan'ın "ya başkanlık ya bölünme riski" anlamına gelecek sözleri talihsiz olup bir dayatmayı içeriyor.
AKP neden başkanlık diye dayatıyor?
AKP'nin neden Başkanlık diye dayattığının sırrı, Binali Yıldırım'ın şu sözlerinde saklıdır. "Bu anayasaya göre yapılacak başkanlık sistemiyle Türkiye artık koalisyonlarla yönetilen zayıf iktidar dönemlerini geride bırakacak. Ve sürekli tek başına iktidar çıkaracak, istikrarı ve güveni seçimden seçime sağlayacak yeni bir dönemle tanışmış olacak".
Başbakan açıkça yeni Anayasa ve başkanlık sistemiyle MHP gibi partilerin iktidara gelmelerinin önünün kapatılacağını söylüyor. Başka ne desin!
Başbakan gerçekte 'Başkanlık demek AKP'nin iktidarını sürekli kılmak demek' anlamına geldiğini söylüyor.
Bunun nedeni vardır. Zira AKP, on dört yıldır iktidardadır ve bu parti yılların getirdiği büyük bir yılgınlık ve yorgunlukla karşı karşıyadır. AKP, heyecanını kaybetmiş, iddialarını tüketerek sıradanlaşmış bir siyasi heyete dönüşmüştür.
Diğer gerekçelerin yanı sıra 7 Haziran seçimlerinde AKP'nin içine düştüğü durumun bir daha yaşanmaması için Başkanlık sistemi dayatmasıyla Türkiye karşı karşıya bırakmıştır. İktidar elitleri, Başkanlığın AKP'nin iktidarının sürekliliğinin garantisi olduğuna inanılıyor.
Türkiye'nin ve MHP'nin çıkarının bunun neresinde olduğunu birileri çıkıp anlatsın!