Ahmet Hamdi Çamlı, Kocaeli Rizeliler Derneği’nin dün İzmit’te düzenlediği kahvaltıda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Çamlı, şunları söyledi:
“MERKEL’E GİDİP YALVARIYORDUK, O DA KUR YAPIYORDU BİZE”
“Çok acayip şeyler oluyor. 3-5 tane aile, 3-5 sapkın, Allahsız, dünyayı eline almış çeviriyor. Bir adam çocuk öldürmeyi kendisine vazife edinmiş olabilir mi? Hırsızlık, arsızlık yapmayı kendine huy edinebilir mi? Bizim yaşadığımız dünyada bu tip sapkın insanlar, parayı ve silahı elinde tutuyor. İnsanların büyük bir kısım uykuda. Ülkemizde uykudan uyananları yüzde 50’nin üzerine çıkardık. Dirilmiş bir vaziyette. Biz de 100 yıldır uyuyorduk.
Al işte, kapımızda bir tane arabamız yok. Görüyor musun Alman arabası. Benim arabam da Alman arabası. Buraya gelen arkadaşların arabaları da Alman, Fransız, İtalyan. Bir tane araba yok kapımızda ya. Şu konuşmalarımızı çeken videolar bile bizim değil. Bu elimdeki mikrofon bile benim değil. Haremimle konuştuğum bu telefon bile benim değil.
Daha düne kadar Merkel’e gidip yalvarıyorduk, ‘Bize bir iki tüfek ver de şu teröristlerle boğuşalım’ diye. O da kur yapıyordu bize, parasıyla aldığınız halde diyordu ki ‘Veririm sana tüfeği ama şuna at, buna atma’. Öyle değil mi?
İşte bu Türkiye’nin yüz yıllık küresel mafyaya karşı direnmeye kalkmış Türkiye’nin, kendi içinde de o mafya işbirlikçilerine, mafya yancılarına karşı verdiği mücadele neticesinde, kendi ayakları üzerinde durması neticesinde artık polisim belinde de benim ürettiğim tüfek var, askerim elinde de o tüfek var, attığım füze de benim mühendisimin yaptığı füze. Nasıl biz dün gidip Amerika’sından, Avrupa’sından silah dileniyorsak şimdi onlar gelmeye başladı ufak ufak kapımıza, ‘Bize SİHA versene, bize İHA versene, bize füze versene’ diye. Şimdi sıraya girmişler, bizimkiler de onları sıraya sokuyor, ‘sen falan ay gel, sen filan bu ay gel’…
Benim siyasi bir sıfatım var ama ben burada vatan evladı, millet evladı olarak konuşuyorum. İnanıyorum ki CHP’ye ya da diğer siyasi partilere oy veren kardeşlerim ile zerre düşünce farklı yok. CHP’ye oy veren arkadaşla benim bu düşüncelerim arasında zerre fark olduğuna inanmıyorum. Ama ne oluyor, ufak tefek şeyler var; ‘Benim amcaoğlu orada meclis üyesi, ilçe başkanı’ falan, tak gidiyor, veriyor. Olmuyor işte.
“BU TOPRAKLARIN YETİŞTİRDİĞİ HAİNİ HİÇBİR TOPRAK YETİŞTİREMEZ”
HDP’ye oy verenlerin büyük bir bölümü, ülke daha kötü olsun diye vermiyor. Var içinde hainler, olmaz mı? Bu toprakların yetiştirdiği haini hiçbir toprak yetiştiremez… Bu topraklarda ne ekersen en iyisi çıkar. Delikanlının da adamın da en iyisi çıkar, hainin de en iyisi çıkar, hıyarın da domatesin de patlıcanın da en iyisi çıkar. İçimizde her türlü şeyler olabilir ama büyük bir çoğunluğunun benim söylemeye çalıştıklarım ile ters düştüğünü sanmıyorum… Artık ocusu bucusu yok. Herkes milli takım. Öyle bir sürece girdik.
“MAKİNE, MÜHENDİSLİK; SİZ BU İŞLERDEN ANLAMAZSINIZ. BUNLARIN KÖKÜ BİZDE”
Polis de amir de memur da öğretmen de imam da hoca da kim varsa herkes bu milli mücadele muhakkak bir yer almalı. Bir daha geri dönüş yok. Dünyanın geri dönüşü yok. Dünyayı idare edenler sapkın… Dünyayı öldürüyor adam. Paramızı alıyor, toprağımızı alıyor, namusumuzu alıyor, dinimizi alıyor, her şeyimizi alıyor. BMW yapmış, Mercedes yapmış; benden aldığı ilimle bilimle yaptı. Bunu söylediğimde benimle dalga geçiyorlar… İslam medeniyetinden aldığınız ilimle yaptınız. Makine, mühendislik; siz bu işlerden anlamazsınız. Bunların kökü bizde. Bizden aldınız ve yaptınız, şimdi bunlarla bize efelik yapıyorsunuz. Bunu da zulüm aracı olarak kullanıyorsunuz… Onun için küresel intifada içerisinde olmak hepimizin üzerine bir borçtur. Bir vatan, millet meselesidir.”
“BU SÜRECİ BİR MİLLİ SEFERBERLİK SÜRECİ OLARAK GÖRÜP ONA GÖRE DAVRANMAK GEREKİYOR”
Seçim sürecini milli seferberlik süreci olarak nitelendiren Çamlı, şöyle devam etti:
“Daha var ama birileri tarafından ülke bir seçim iklimine sokulmak isteniyor. Bu süreci bir milli seferberlik süreci olarak görüp ona göre davranmak gerekiyor. Hele Rizelilerin daha ön planda olmak gibi bir sorumluluğu var. Önünüzdeki süreci değerlendirmenizi tavsiye ediyorum. Allah’a şükür 20 yıllık bir iktidarın bir şekilde milletvekiliyim. Kabadayı kabadayı sokaklarda geziyorum. Alnım ak, göğsüm gururlu. Hizmet ettik. Şu İzmit’in haline bak. Türkiye’nin en önemli sanayi kentlerinden bir tanesi. Daha önceden İzmit’e peçete ile giriliyordu. Biz hükümeti devraldığımızda, bu eski Türkiye kafası, masoncu kafaların zamanında maske ile geziyorduk. Bunlar koronadan da beterdi… Dünyanın en yoğun sanayisi olan bölgelerinden bir tanesinde şimdi yayla gibi temiz hava soluyoruz. Neden oluyor? Çünkü bu memlekette hırsızlık olmamış. Bu memlekette milletin parası millete imkan olarak döndürülmüş.”