AKP’nin suratına inen Türk tokadı
MHP’nin İzmir mitingi öncesi milletin birliğini ve devletin varlığını tehdit eden gelişmelerden bazıları şöyle özetlenebilir: AKP iktidarı eli kanlı terörist başını devletle muhatap olacak seviyeye getirmiştir. Koskoca Türkiye Cumhuriyetine, teröristbaşı “Akil adamlar komisyonu kur” demiş, AKP kurdurmuş. PKK’lıların geri çekilmesi “TBMM’nin kararıyla olacak” diye emir buyurmuş. AKP, derhal ‘TBMM’de çözüm sürecini izleme komisyonu’ kurmuş. İmralı’daki teröristbaşı “Hakikatleri Araştırma Komisyonu kurulmalı” demiş, onu yapmak için de AKP hazırlıklar yapıyor. Yakında bu konu da ‘mağduriyetleri araştırma komisyonu’ olarak TBMM’ye gelecektir. Ana dilde savunma olmazsa ölüm orucu bitmez, diye KCK dayatmış, AKP iktidarı ana dilin yanında bir de keyfi dilde savunma yapabilme hakkını yasalaştırmıştır. Yerel yönetimlerin güçlendirilmesi adı altında ‘Özerk Yönetim’e kapı açan uygulama Büyük Şehir Belediye Yasası olarak devreye sokulmuştur.
Başbakan ve AKP’li yöneticileri, MHP’ye yönelik olarak ‘Yüreğiniz yetiyorsa Sivas’tan öteye geçin!’ ihtarı ve tehdidini sık sık tekrar etmektedir. Bu bir itiraftır. İtirafın açılımı da bölgede serbest bir siyaset yoktur, bölge fiili bir işgalin altındadır.
MHP’nin İzmir mitingi bu ahval ve şartlar altında gerçekleşmiştir. Türk Bayrağı’nın adını, Türk Milletinin kurucu unsur olarak anayasal konumunu, Atatürk’ün “Ne mutlu Türküm diyene” sözünün niteliğini pervasızca tartıştıran AKP iktidarına, İzmir’de Türk milleti kırmızı kart göstermiştir. İzmir mitingi, AKP iktidarına Türk Milletinin ‘varız, buradayız, bize yönelik söz ve eylemlerinizi şiddetle iade ediyoruz’ mesajıdır.
MHP’nin İzmir mitingi, “Süreç, Barış, Çözüm” söylemleriyle ülkeyi sonu belirsiz bir felakete sürükleyenlerin suratına inen Türk tokadıdır. Bu tokat AKP’yi ya kendini getirecek ya da kendinden geçirecektir.
AKP, İzmir’de yediği Türk tokadı sonucunda ya iyice sersemleyip şuursuzlaşıp saldırganlaşacak ya da irkilip kendine gelecektir. AKP’nin İzmir mitinginden yeterli dersi çıkaracağı kuşkuludur.
ABD’nin bölgesel çıkarlarının yerli uygulamacısı olan AKP iktidarının, ‘biz ne yapıyoruz’ deyip irkilip kendine gelmesini beklemek, iyimser bir yaklaşım olur. Sonuçta Başbakan Erdoğan, BOP eş başkanıdır ve bu sıfattan rahatsız olduğuna dair her hangi bir açıklama yapmış değildir.
AKP iktidarı BOP eşbaşkanlığından onur duymaktadır. PKK’nın çözüm ortaklığını, Öcalan’ın müzakere arkadaşlığını, kendine şiar edindiğini açıklamıştır. Bu şartlarda AKP iktidarı, Türk milletiyle bağını koparırken PKK’yla yeni bağlar ve bağlantılar kurmuş; milliyetçiliği ayak altına alırken bölücülüğü de başının üstüne kaldırmıştır.
AKP’nin on yıllık iktidarında uyguladığı PKK ile ittifak, TSK ile itilaf stratejisi bu aşamada MHP’ye yönelik olarak yeni bir biçim almıştır. Başbakan Erdoğan en az şu aşamada, Türk Milletiyle bağlantısını koparmış, gemileri yakmış, köprüleri atmış gibi görünüyor. Var gücüyle, her fırsatı kullanarak MHP’ye saldırmasının nedeni budur.
İzmir mitingi, kırmızı şal görmüş boğa misali AKP’yi daha da hırçınlaştıracaktır. MHP’ye ve Ülkü Ocaklarına karşı her türlü iftira, itibarsızlaştırma ve komplo organizasyonlarının bu aşamada süratle devreye sokulacağı beklenmelidir. Zira hem AKP hem de PKK, son direniş kalesi olarak MHP’yi ve ülkücüleri görmektedir.
İktidarın bu safhada ‘PKK/BDP ile barış, MHP ve ülkücülerle savaş’ stratejisini daha da şiddetlendirerek uygulamaya koyması beklenmelidir.
Bu bağlamda Başbakan Erdoğan ve ekibi önümüzdeki günlerde, var gücüyle emniyet, MİT ve diğer karanlık operasyonel güçleri, MHP ve ülkücüler üzerine sürecektir.
PKK’yla el ele, kucak kucağa verenlerin bölücülük bağlamında yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Türk Milleti, MHP ve Ülkü Ocakları her türlü komploya karşı hazırlıklı olmalıdır!