AKP’nin kurucularından olan AKP eski Diyarbakır Milletvekili Mehmet İhsan Arslan, BBC Türkçe’den Ece Göksedef'e çok çarpıcı açıklamalarda bulundu.
"BU BİR İTİRAFTIR"
Ekonomik kötü gidişata ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son dönemde sık sık “hukuk reformuna” atıf yapmasını değerlendiren AKP’li Arslan, “Bugün eğer bir hukuk lazım diyor isek, ekonomide reform lazım yapmamız lazım diyorsak, zımnen bugüne kadarki politikalarımızda sıkıntı olduğunu kabul ediyoruz demektir. Bu bir itiraftır. Hata yapan birilerinin bu hatayı düzeltip doğru olanı yapmaya çalışması zor oluyor biraz” şeklinde konuştu.
“Başkanlık sisteminin bizde iyi sonuçlar vermediği kabul ediliyor, ben de katılıyorum” diyerek Başkanlık sistemini de eleştiren AKP’li Mehmet İhsan Arslan, şöyle konuştu:
“Ben basit tedbirlerle yola devam edilemeyeceğini düşünüyorum. Çok ciddi radikal kararlar alınması gerekiyor ve bu zordur. Uzun zamandır bu şekilde yönetimi tercih etmiş, kadroları buna göre yönlendirmiş bir iradenin kısa bir zamanda bütün bu kararlarını geri çekmesi kolay değil. Şimdiye kadar mahkemelere, ekonomiye, medyaya müdahale etmişizdir. Bir gün sabah kalkıp ‘Medya, siz istediğiniz gibi yazın,’ ondan sonra hakimlere ‘Kaçmıyorsa tutuklamayın kardeşim zaten cezaevlerinde yer yok’ diyemiyorsunuz.”
Son olarak Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifasını değerlendiren AKP’li Arslan, “İslam tarihinde meşhur dört halifemiz var. İslam'ın en güzel uygulandığı dönem olarak bakıyor Ehli Sünnet. Ve Hazreti Osman halife olarak Hazreti Muhammed'in kızını da almış, böyle bir boyutu da var. Buna rağmen onun akrabalarını idareye almasını eleştiririz. 1500 yıl üzerinden geçtiği halde akrabalarına iktidarda görevler vermesini, ehliyet ve liyakat yerine akrabalık bağını öne çıkarmasını eleştiririz biz. Dolayısıyla ben bugün de yarın da iktidara gelen liderlerin aile bireylerini iktidara ortak etmelerini doğru bulmuyorum.”
"ONLARIN TAKTİKLERİNİ UYGULADIK"
15 Temmuz kimyamızı bozdu bizim diyen Arslan şunları söyledi:
Yani o zamana kadar samimi miydi bu taleplerinde? Siyasal İslam'ın geldiği nokta açısından soruyorum, bu vaatlerde samimi miydi yoksa ihtiyaç kalmaması halinde geri tepilebilecek geçici sözler miydi sizce?
Kesinlikle biz Türkiye'yi yönetmeye taliptik. Bütün insanları adalet üzerinden yönetmeye taliptik. Alevi, Roman, Kürt kardeşlerimizin, Müslüman dindar vatandaşlarımızın sorunlarını çözmeye niyet etmiş ve bunun için adım atmış bir kadroyduk.
İlk aşamada askeri vesayet vardı, adım atamıyorduk. Ne zaman ki ciddi bir mücadeleyle askeri vesayeti ortadan kaldırdık, orada yılana sarıldık. İşbirliği yaptık.
Tahmin etmediğimizden fazla onlar işin içine girdi. Hatta onlar lokomotif oldu, biz arkada icraatta bulunduk. Sonra FETÖ'nün vesayeti gündeme gelmeye başladı. Biz bunu fark ettiğimizde irkildik. Ondan sonra da tabii kıyamet koptu. O güne kadar hukuk içinde kalmaya azami dikkat gösteriyorken 15 Temmuz'dan sonra doğrusu panikledik ve olayın vahameti karşısında ancak yargıyı kullanarak başarılı olabileceğimiz kanaatine vardık.
Onların yargıyı kullanırken kullandığı bütün taktikleri, araçları, biz kullanmaya başladık, can havliyle.