AKP'nin kırılma noktası

Ankara Çubuk'ta şehidimizin cenaze törenindeki hâdiseye dair, "Cumhurbaşkanı" R. T. Erdoğan, keşke protestoda kalsaydı, yumruk atılmasaydı, demeye getiriyor. "Cumhurbaşkanı" R. T. Erdoğan, 26 saat geçtikten sonra sadece tivit atıyor.

R. T. Erdoğan, Binali Yıldırım için başbakanlıktan indirerek refüze ettiği Ahmet Davutoğlu'nun, hâlâ üyesi olduğu partisini ve "Cumhurbaşkanlığı"nı alabildiğine yeren açıklamaları olmasıydı, belki bu kadarcık tivit bile atmayacaktı.

R. T. Erdoğan'nın tivitini, muhtemelen, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Prof. Dr. Fahrettin Altun yazmış, Reis "Uygundur Fahrettin, at." dedikten sonra tiviti atmıştır. Fahrettin Altun kendisi bir "yandaş" gazeteye konuşuyor ve saldırıyı Kemal Kılıçdaroğlu'nun üzerine yıkıyor: "Birileri Erdoğan nefretinden dolayı bu teröristlerin siyasi uzantılarını desteklemeyi, onlarla ittifak kurmayı kendilerine yediriyor olabilir; ancak, halk bu işbirliğini kesinlikle hazmedemiyor."

(Fahrettin Altun! Senin konuştuğun gazetede Saray'ın uçağında gezdirilen bir hanım yazıyor ki, o hanım bahsettiğin "siyasî uzantı"nın eş başı Selahattin Demirtaş'ı referans göstererek "Türk bayrağının adı değişsin!" demiştir! Gir bir daha dinle! Defalarca hatırlattım. Yine hatırlatacağım!)

Fahrettin Altun parti sözcüsü mü, yoksa bürokrat mı? Bunu açıklığa kavuşturursak, bürokratların durumunu da belirlemiş oluruz.

A. Davutoğlu öyle ince düşünülmüş, üzerinde öyle çalışılmış bir metin yayınlıyor ki, bu metni kuracağı söylenen partinin bir manifestosu kabul edebiliriz. Çünkü metin, bir partinin neleri dikkate alması gerektiğini de ortaya koyuyor. Diyor ki:

"Cumhurbaşkanı'nın seçimlerin birinci derecede tarafı olarak seçim ortamının gerektirdiği yoğun ve çoğu zaman da sert siyasi polemiklere girmek durumunda kalması, devlet geleneğimiz içinde toplumun tüm kesimlerine eşit mesafede durması gereken Cumhurbaşkanlığı kurumunun toplumun en az yarısı ile psikolojik bir kopuş yaşamasına yol açmaktadır."

Saray, bu sözlerin altında kalmaz/kalamaz. Öyle, "Haklısın Ahmet Davutoğlu! İcraatımız gözden geçirelim, tavsiyene uyalım." demeyecektir. A. Davutoğlu herhâlde partiden ihraç edilecek, peşinden gideceklere de gözdağı verilecektir.

A. Davutoğlu hedefine varmak için bir yol belirlemiş. Daha önce de yazmıştım. Eğer yeni bir hareket başlayacaksa, "akıl"la yürüyeceklerdir mealinde.

A. Davutoğlu, şimdiye kadar hiç kimsenin yapmadığını yaptı ve parti içinde, sesini yükseltti.

Reis'e karşı ses yükseltmek! Bu tavır, parti içinde de ister istemez dalgalanacaktır. "İlâh" görenler bile, "Sahi, meselenin bu yönlerini de düşünmemiz gerekirdi." diyeceklerdir.

A. Davutoğlu'nun ağır tenkidi, bir kırılma noktasıdır.

Şu notu da eklemem lâzım:

K. Kılıçdaroğlu'nun, Tunceli'de yaşayan 94 yaşındaki dayısı, yeğeni için: "Kılıçdaroğlu kötü bir şey yapmamış, hırsızlık yapmamış, çalmamış. Atatürk'ün kurduğu partinin genel başkanlığını yapıyor. Türk memleketini savunuyor. Şehit cenazesine katılmış." diyor.

Haberlere baktım... "Türk memleketini savunuyor" dediği hâlde, "Türkiye'yi savunuyor" diye yazmışlar. Haberi servis eden ajans, "Türk memleketi" sözünü "Türkiye" diye değiştirmişse kasıt ararım.

Yazarın Diğer Yazıları