AKP'nin ihaneti ve çözüm süreci!
Arınç diyor ki; PKK, çözüm sürecini "yeniden güçlenmek, silahlanmak, serhildan için fırsat kollamak, devrimci halk ayaklanması için uygun ortamı bulmak amacıyla sinsi bir biçimde kullandı." AKP iktidarının o zamanki yaklaşımının 'Terör örgütü eylem yapmadıkça operasyon yapmamak' esası üzerine oturtulduğunu söylüyor. Bu sözler bölgede güvenliğin terörist eylemlere endeksli hale getirildiğinin itirafıdır. Arınç'ın bu sözleri bugün terörün bölgede geldiği durumu ve ülkeyi nasıl bir gafil zihniyetin yönettiğinin itirafıdır.
Bir itiraf...
Arınç, halkın kendilerine, teröristler "silahlarıyla her gün köylerde ama siz bunlara bir şey yapmıyorsunuz" diye yakındığından da söz ediyor. Hatta 'üzerinde silah olan PKK'lı teröristler karakolun önünden geçiyorlar, onlara el sallıyorlardı. Asker de onlara hiçbir şey yapmıyordu, durum biraz böyleydi' diyor.
PKK'lı militanlara bilinçli olarak müdahale edilmediği, göz yumulduğu ve görmezlikten gelindiği açıkça itiraf ediliyor!
Bu gafil ve basiretsiz politikadır ki bugün Güneydoğu'da bu kadar şehit verilmesine sebep olmuştur!
Bir başka itiraf...
AKP iktidarı, çözüm süreciyle oyalanırken PKK var gücüyle sivil alanlara sızmaya, kentleri silah deposu haline getirmeye, evlerin altına tüneller açmaya çalışıyorlardı. Nitekim Wall Street Journal gazetesi muhabirine Silopi'de konuşan YDG-H'liler aynen şunu söylemişlerdir, "Barış müzakerelerinin düşeceğini biliyorduk o yüzden müzakereler sırasında büyümeye ve örgütlenmeye devam ettik." Terörist unsurlar, AKP ile İmralı, çözüm süreci hikâyesiyle meşgulken militanların örgütlendiklerini WSJ muhabiri şöyle anlatıyor, "Sadece 120 bin nüfuslu Silopi'de militanlar 31 birimleri olduğunu ve her bir birimde 20 üye bulunduğunu söylüyorlar. İki odalı güvenli bir evde 10 civarında Kürt militan. ellerinde Kalaşnikof silahlar, el bombaları ve roket güdümlü el bombaları ile silahlanmışlar."
Oslo'daki İtiraf!..
Oslo'da MİT yetkilileriyle PKK'nın kıdemli teröristleri arasında yapılan görüşmeler tutanaklara şöyle yansımıştır. Reşadiye'de meydana gelen ve çok sayıda Mehmetçiğin şehit olmasıyla sonuçlanan olaylara MİT yetkilisi dikkati çekerek şöyle diyor:
A. G: Reşadiye o kadar gelme geçme noktası bir yer ki ne zaman organize oldular da hemen böyle birdenbire aşka gelip eylem yapacak gücü buldular.
Sabri Ok: Bizim güçler her tarafta var onu söyleyelim. Türkiye'nin her tarafında var Karadeniz'de de var Toroslar'da da var.
A.G: Biliyoruz. Metropolleri de doldurdunuz bu arada, patlayıcılarla doldurdunuz.
Teröristler metropolleri silah ve cephane ile doldururken bundan haberi olanların ne yaptıklarını, millet ve şehit yakınları merak ediyor!
Ön rapordaki itiraf!
Siirt'te terör örgütü PKK'nın bombalı tuzağı neticesinde sekiz vatan evladı toprağa düştü. Kalleşçe, kahpece ve hain bir pusu sonrası sekiz şehit vatan toprağına verildi.
Siirt'teki PKK'nın bombalı tuzağıyla ilgili ön rapora göre teröristler bombayı, çözüm sürecinde yolun altına yerleştirmişler. Bombayı patlatmak için askerin geçtiği yolun kenarından itibaren 1300 metre uzunluğunda kablo döşemişler. Toprağın altından döşendiği ve yol da birkaç kez asfaltlandığı için çıplak gözle tespit edilmesi mümkün olmamış.
AKP hükümetinin, güvenlik güçlerine 'çözüm süreci var, teröristlere dokunmayın, teröristler eylem yapmadıkça harekete geçmeyin' türünden talimat verdiğini Arınç söylüyor. Teröristlerse 1300 metre kablo çekip, patlayıcı yerleştirerek X gününü bekliyor!
AKP'li yetkililerinin kimisinin gövdesini, kimisinin kellesini kimisinin de 'siyasi geleceğini' altına koydukları çözüm süreci işte budur. Ürettiği sonuçlar da bunlardır.
Vatana kast anlamına gelen çözüm sürecini hâlâ "buzdolabında" tutanlar var. Önümüzdeki seçimlerde vatandaş AKP'yi, buzdolabında tuttuğu sürecinin yanına koymak zorundadır. Zira çözüm sürecinin muhtemel bedelini bundan sonra vatan da vatandaş da kaldıramayacaktır!