Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

AKP'nin 'Demokratikleşme Paketi'

Gözler, Başbakan Erdoğan tarafından 30 Eylül 2013 tarihinde kamuoyuna açıklanacağı duyurulan “Demokratikleşme Paketi”ne çevrildi. Hükümet esasen bu paketle, gündemi yönetmek, tek başına iktidarını sürdürecek “daraltılmış seçim sistemini” nin alt yapısını tartışmaya açmak ve AB komisyonunca yayınlanacak ilerleme raporunda, AKP iktidarına yönelik eleştirileri hafifletmek amacını taşımaktadır.
Anlaşılan AKP iktidarı, bu yönden aylarca kamuoyuna büyük umut olarak sunduğu ve tartıştırdığı “Çekilme ve Çözüm Süreci” nin tıkanmasının yarattığı ağır baskıdan sıyrılmak istiyor. Kamuoyuna görülmemiş bir kampanyayla sunulan “çekilme süreci” nin, PKK tarafından sona erdirilmesi, çekilmeme ve meydan okumaya dönüşmesiyle ilgili tartışmaların yönü, bu manevrayla demokratikleşme paketine çevrilmiş olacaktır.
Hükümet, böylece kamuoyuna büyük bir tantanayla sunulmuş olan “çekilme süreci” nin sona ermesine yönelik eleştirilerin yönünü sistemin eleştirilmesine çevirerek hedeften çıkmaya çalışıyor. Böylece yerel seçimlere kadar iç ve dış kamuoyunun dikkati hükümet değil paket üzerinden tartışılmış olacaktır.
Nitekim İngiltere’nin Ankara Büyükelçisi David Reddaway, Trabzon’da “Demokratikleşme Paketi’ni ilgiyle bekliyoruz... Paket AB komisyonunun Ekim ayındaki ilerleme raporunda da yer alacaktır” dedi.
AKP sözcüleri “Demokratikleşme Paketi”nin bir sonuç olarak değil, devam eden bir süreç olarak düşünülmesi gerektiğini açıkladılar. Bu paketle AKP, demokratikleşme için düşündüğü ya da öngördüğü yasal ve anayasal düzenlemeleri gündeme taşıyacaktır. AKP’nin bu paketi devam etmekte olan bir “demokratikleşme programının” bir halkası olarak nitelemektedir.
Böylece önümüzdeki günlerin gündemini, uzunca süre Başbakan Erdoğan’ın açıklayacağı ve “yeni” diye sunulan demokratikleşme paketi meşgul edecektir. “Demokratikleşme Paketi” denilen şey; AKP’nin son parti kongresinde açıkladığı ve adına “manifesto” dediği 63 maddelik özensiz ve çalakalem ifade edilmiş başlıklara, yeni ilaveler yapılarak kamuoyuna sunulmasından ibarettir.
Söz gelimi AKP’nin 63 maddelik manifestosunda yer alan “Başkanlık Sistemi” tartışmalarını yerini bu kez “daraltılmış bölge seçim sistemi” alacaktır. AKP, “başkanlık”, “yarı başkanlık” , “Türk Usulü Başkanlık” , “Siyasi Partili Cumhurbaşkanlığı” önerilerine müşteri bulamayınca bu defa her şeye rağmen “tek başına iktidar” için “daraltılmış bölge” tartışmaları devreye sokulmuş olacaktır.
Kamuda “başörtüsü”, Ruhban Okulu’nun açılması, azınlık vakıflarıyla ilgili düzenlemeler, daraltılmış seçim sisteminden ana dilde eğitime kadar uzanacak hepsi birbirinden netameli ve daha önce neredeyse tartışılmayan yanı kalmamış konular, yeniden tartışma zeminine çekilmiştir.
Buna “Demokratikleşme Paketi” demekten daha çok kamuoyunun oyalanması için AKP’nin ortaya attığı öneriler paketi demek daha doğru olur. AKP bu tartışmalara paralel olarak pakette dile getirilecek hususlardan hedefledikleriyle ilgili olarak, yönetmelik, yasa ve anayasa değişikliği yapılması gerektiğini açıklamayı da ihmal etmiyor.
Başbakan Erdoğan, yeni demokratikleşme paketinin bugüne kadar değişime direnen odakların gücünün kırılmasını beklediğini belirterek “korku senaryoları üretenlere rağmen milletimize haklarını teslim edeceğiz” demektedir.
Erdoğan’ın muhalefete yönelik olarak “paket açıklandığında her zamanki istemezük tavrını gösterecek, her zaman olduğu gibi korku senaryoları üreteceklerdir” sözleri dikkat çekicidir. Bu sözler açıklanacak paketteki bazı düzenlemelerin tepki çekeceğini Tayyip Erdoğan’ın da tahmin ettiğini gösteriyor. Bu nedenle eleştirilerin önünü önceden kesmeye çalışıyor.
Tayyip Erdoğan; “milletimize haklarını teslim edeceğiz” sözleriyle “Ruhban Okulu’nun açılması, azınlık vakıflarıyla ilgili taşınmazların iadelerini mi yoksa bölücülükle ilgili kaygıları mı kast ediyor?” Bunu paket açıklanınca öğreneceğiz.
Yeri gelmişken hatırlatmakla yarar var: İttihat ve Terakki Hükümetinin çıkardığı “Kiliseler Kanunu”, Balkan yenilgisinin en önemli sebepleri arasında sayılır. II. Abdülhamit’in, yasanın çıktığını duyduğunda “Balkanlar elden gitti” diye hayıflandığı söylenir.

Yazarın Diğer Yazıları