Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

AKP'lileşen Ülkücüler

Öncelikle "Biz neden iktidar olamıyoruz? Niçin bizim cumhurbaşkanı adayımız yok?" diye hayıflanan ülkücüleri anlayamadığımı belirtmeliyim. On parçaya bölünmüş, oraya buraya dağılmış bir yapı iktidar olabilir mi?

Bu hayıflanmaları her hâlde psikolojik bir durum olarak görmek gerekiyor. Geçmişi özlemle hatırlama, geçmişte takılıp kalma psikolojisi. Oysa her dönemin kendi şartları vardır.

Parçalardan bir bölümünün "Nihayet bizim de bir adayımız oldu." diye sevinmelerini de anlamıyorum. Sanki bizim adayımız dedikleri kişi seçilecekmiş gibi. Seçileceğine inananların hesabı kitabı çok zayıf olmalı. Seçilemeyeceğini bile bile destekleyenler ise kendilerini tatmin ediyor olmalılar.

Yapı, AKP''lileşmeyle parçalanmaya başladı. Bir bölüm ülkücü fiilen AKP''lileşti, bir bölümü de zihniyet olarak AKP''lileşti. Kendilerini ana parça kabul edenler de AKP''ye eklemlendi.

Oysa AKP''lileşmek demek, milliyetçiliği ayaklar altına alan zihniyetle aynı olmak demektir. Dolayısıyla milliyetçilikten vazgeçmek demektir.

AKP''lileşmek demek, "Türküm, doğruyum" diye başlayan andımızı okullarımızdan kaldıranlarla bir olmak demektir. Dolayısıyla Türküm diye gurur duymaktan vazgeçmek demektir.

AKP''lileşmek demek, Oslo''da PKK ile görüşmeyi, Habur''da kurulan sınır mahkemelerinde PKK''lıları affetmeyi, Diyarbakır meydanında Öcalan''ın nutkunu okutmayı, PYD lideri Salih Müslim''i kırmızı halılarla karşılamayı, Suriye''deki PYD''ye yardım etsinler diye Barzani''nin peşmergelerini topraklarımızdan geçirmeyi kabul etmek demektir. Dolayısıyla çözüm politikasının bütün günahlarına ortak olmak, bu politika sonucu şehit olan insanlarımızın vebalini taşımak demektir.

AKP''lileşmek demek, Fethullah''la aynı menzile yürüdüklerini söyleyen yapıya katılmak, Ergenekon ve balyoz davalarıyla Türk ordusunu tasfiye etmeye çalışan yapıya dâhil olmak, her istediğini Fethullah''a vermenin sonunda yüzlerce insanımızın şehitliğine yol açan uğursuz darbe girişimine yol açanlarla aynı yolda yürümek demektir. Dolayısıyla Cumhuriyet değerlerini, Atatürk''ün Türklük vurgusunu ortadan kaldırmak isteyenlerle bir ve beraber olmak demektir.

Büyük resim budur. Bugünün manzarası budur. Ülkücüler böyle bir yapının içinde yer almamalıdırlar. Eğer bu yapıyla kendilerini benzer kabul ediyorlarsa milliyetçi olduklarını iddia etmemelidirler. Hâlâ milliyetçilik iddiasında iseler kendilerini kandırıyorlar demektir. Yahut da milliyetçilik kavramına başka anlamlar yüklemişler demektir.

"Adayımızı bulduk." diyenlere de sözüm var. Büyük resim ortadadır. Seçimi kazanmayacağı açık olan bir adayla yarışa girmek demek, Türkiye''yi felakete sürükleyecek olan büyük resimdeki iş birlikçilere hizmet etmek demektir.

İki arada sıkıştırılmak, dayatmalara maruz kalmak, bize şöyle davrandılar, böyle davrandılar demek… Bunların hiçbiri mazeret değildir. Türkiye''nin geleceğinin söz konusu olduğu büyük manzara karşısında "sen, ben, bizim adamımız" gibi küçüklüklerin yeri yoktur.

Yazarın Diğer Yazıları