AKP Sözcüsü Ömer Çelik, Habertürk'te Mehmet Akif Ersoy'un sunduğu programın konuğu oldu.
Çelik, İstanbul'da düzenlenen "Şehitlerimize Rahmet, Filistin'e Destek, İsrail'e Lanet" yürüyüşünün ardından ‘Kelime-i Tevhid’ bayrağı taşıyan bir kişiye saldırıda bulunulması ve ardından başlayan "hilafet" tartışmalarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Çelik, şu ifadeleri kullandı:
"Bu, hem cahillik hem barbarlık, Kelime-i Tevhid bayrağıyla hilafet bayrağının ne ilgisi var. İlgili kişi, Gazze mitingine katılmış, İsrail'i lanetlemiş, Filistinlilere sahip çıkmış. Elinde Kelime-i Tevhid, 'la ilahe illallah Muhammedün Resulullah' yazan bir bayrak var diye, 'bu bir hilafet talebidir ve anayasal düzene karşı kalkışma suçudur, o mitingde bu bayrağı taşıyanların hepsi de böyle yapmıştır' diyorlar. Bu absürt, saçma, mantıksızlık zincirini üretenler de barolar. Suç duyurusunda bulunuyorlar, bunlara izin veren İstanbul Valisi'ne de suç duyurusunda bulunuyorlar.
Bunu ben hukuken değerlendiremem ama bildiğim şu, bir vatandaşımıza yumruk atılmış, yüzü kan içerisinde ve bana göre bunun mutlaka bir müeyyidesi olması lazım. Şiddete karşı çıkmak konusunda kesin prensibimiz olması lazım, çifte standart olmaz
"REJİM DEĞİŞİKLİĞİ GİBİ BİR DURUM SÖZ KONUSU OLAMAZ"
Hilafet diye bir gündemimiz yok. Bu siyasi mesajların karşısındayız. Rejim değişikliği gibi bir durum da söz konusu olamaz. Biz bunun tamamen karşısında oluruz.
“LAİKLİK VASFININ GÜÇLENDİRİLMESİ GEREK”
Biz en önemli mücadelemizi şan ve şerefle Cumhuriyet'imizin demokrasiyle taçlanması, demokrasinin önündeki vesayetin, engellerin kaldırılması için verdik. Bizim bugün temel meselemiz, Türkiye Cumhuriyeti'nin demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olma vasfının güçlendirilmesinden ibarettir.”
"EN SON KUANTUM KONUŞTUK"
Çelik, “Kendi aranızda hilafet konuşmuyorsunuz o zaman" şeklinde değerlendirmeye şu yanıtı verdi:
"Ben bugüne kadar böyle bir şeye hiç rastlamadım, hiçbir yerde de gündeme gelmedi. Mesela, bazı farklı konularda uzmanları dinliyor, konuşuyoruz. En son yakın zamanlarda bazı hocalarımızı çağırıp, kuantum fiziği falan konuştuk. Her konuda uzman birisi olduğunda zaman zaman çağırıp, konuşuyoruz ama hiç böyle bir tartışma duymadım, herhangi bir şekilde böyle bir konu gündeme gelmedi. Ancak demokrasinin toplumsal hayatta daha derinleşmesi, şehir siyasetiyle demokrasi ilişkisinin daha güçlü kurulması için neler yapmak gerektiğine dair çok kapsamlı konuşmalar yaptık.”