AKP Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker, Türkiye'nin sadece coğrafi özellikleriyle değil, paylaşılan medeniyet değerleri açısından da Avrupa'nın bir parçası olduğunu belirterek, "Çeşitliliğimizle, farklılığımızla, kimliğimiz ve kültürümüzle var olacağız ama birbirimizle de münasebetlerimizi sürdüreceğiz." dedi.
Yerel yönetimlerin Avrupa Birliği (AB) fonlarından daha verimli bir şekilde yararlanabilmelerinin hedeflendiği "Belediyeler için AB Fonları Toplantısı", Ankara Büyükşehir Belediyesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi.
Avrupa Bölgeler Asamblesi (AER) tarafından organize edilen toplantıda konuşan AK Parti Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Eker, toplantının yerel bazda hizmetlerin geliştirilmesine katkı sunması açısından önemli olduğunu belirtti.
Eker, toplantının, vatandaşların hayat standartlarının yükseltilmesi, yerel yönetimlerin hizmet kalitesinin artmasının yanı sıra Türkiye ile Avrupa ülkeleri arasındaki ilişkilerin de gelişmesini sağlayabileceğini ifade etti.
Ülke çıkarları için diğer ülkelerle iş birliği ve münasebetlerin sürmesi gerektiğini anlatan Eker, "Biz hepimiz bir dünyada yaşıyoruz yani aynı gemideyiz. Dolayısıyla çeşitliliğimizle, farklılığımızla, kimliğimiz ve kültürümüzle var olacağız ama birbirimizle de münasebetlerimizi sürdüreceğiz. Türkiye Avrupa'nın bir parçası." diye konuştu.
Türkiye'nin sadece coğrafi özellikleriyle değil, paylaşılan medeniyet değerleri açısından da Avrupa'nın bir parçası olduğunu vurgulayan Eker, Türkiye'nin demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve çoğulculuk gibi değerleri benimseyerek, bunları yaşatma ve uygulama konusunda kararlılık gösterdiğini kaydetti.
"Çoğulculuğun olmadığı yerde 'tekçi' anlayış olur. Tekçi anlayış, Avrupa'da insanlık tarihinin ibretle tanık olduğu ve kaydettiği büyük zulüm ve savaşlara yol açmıştır." ifadelerini kullanan Eker, Türkiye'nin, bu değerleri benimsemesine ve uygulamasına rağmen, Avrupa'nın çifte standartlı uygulamalarıyla karşı karşıya kaldığını bildirdi.
Türkiye'nin yerel yönetimlerinin Avrupa Birliği fonlarından daha fazla istifade etmesinin faydalı olacağını anlatan Eker, AER'nin başkanının da bir Türk olduğunu belirtti.
Eker, Türkiye'nin, attığı demokratik adımların görmezden gelinmemesi gerektiğini vurgulayarak, "Türkiye'nin terörle mücadelesinin de doğru anlaşılmasını, bu konularda çifte standarda başvurulmamasını bekliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin, tarihinin en kanlı darbe teşebbüsüyle karşı karşıya bırakıldığını, terörle kısıtlanmaya çalışıldığını belirten Eker, 15 Temmuz'daki darbe girişiminin ardından başlatılan olağanüstü hal ile vatandaşların hayatlarını kısıtlamanın değil, normalleştirmenin hedeflendiğini aktardı.
Olağanüstü halde her şeyin, hukukun üstünlüğü prensibine uygun olarak yapıldığına işaret eden Eker, şunları söyledi:
"Avrupa'da ya da ABD'de, dünyanın herhangi bir yerinde bir terör eylemi vuku bulduğunda, orada aldıkları tedbirler meşru ve makul değerlendirilirken Türkiye'nin terörle mücadelesinde aldığı tedbirleri antidemokratik olarak tanımlamak en hafif deyimiyle çifte standarttır, haksızlıktır."
Eker, 16 Nisan'daki halk oylamasına gidilen süreçte Avrupa ülkelerinin "Hayır" kampanyasına verdiği destekle, kendi medeniyet değerlerine aykırı bir tutum sergilediklerini ifade etti.
Avrupa Birliği ile ilişkilerin normalleşmesinden yana olduğunu bildiren Eker, "Biz Avrupa Birliği ile münasebetlerimizin, eşit ve uluslararası hukuk çerçevesinde bir ortaklık zemininde yürütülmesinden yanayız." dedi.
Toplantıyı düzenleyenlere teşekkür eden Eker, Türkiye'nin yerel yönetimlerinin AB fonlarından daha fazla istifade etmesinin faydalı olacağını kaydetti.
Ankara Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Asım Balcı da konuşmasında başkentin sorumluluğuyla Büyükşehir Belediyesi olarak ellerinden gelen gayreti gösterdiklerini vurguladı.
Kentin yaşam kalitesini artırmayı amaçladıklarını belirten Balcı, Türkiye'nin başarıyla verdiği demokrasi savaşına, terörle mücadeleye, sığınmacılara yardımlarına rağmen Avrupa ülkelerinin Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensuplarına sığınma sağladıklarına işaret etti.
Balcı, Avrupalı vatandaşlar, yöneticiler ve sivil toplum örgütlerine Türkiye'de yaşananların yerinde anlatılması gerektiğini, böylece Avrupalı vatandaşların algı operasyonlarından etkilenmeyeceğini bildirdi.
Konuşmaların ardından, AB fonlarına erişimin artırılmasına yönelik yürütülebilecek çalışmalar ve başarılı proje tekliflerinin hazırlanması gibi konular uzmanlarca masaya yatırıldı.