AKP'li kadın vekiller İstanbul Sözleşmesi kararına tepkili

AKP'li kadın vekiller İstanbul Sözleşmesi kararına tepkili

AKP'li kadın milletvekilleri, İstanbul Sözleşmesi ile ilgili erkek vekillerin Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yanlış bilgi verdiğini ifade ederek, sözleşmenin tekrar gözden geçirilmesi kararına tepki gösterdi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden gözden geçirilmesi için çalışma yapılacağına ilişkin açıklaması, AKP içinde bu konuda erkek ve kadın vekiller arasında yaşanan derin görüş ayrılığını ortaya çıkardı.

AKP’li kadın vekiller, partideki bazı erkek yöneticilerin Erdoğan’a İstanbul Sözleşmesi konusunda yanlış bilgi verdiğini savundu.

Daha önce bu konuda Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşerek sözleşmenin eleştirildiği gibi olmadığını belirten kadın vekiller, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanlış bilgilendirildiğini dile getiriyor. AKP’li bir kadın yönetici, “İstanbul Sözleşmesi’nde sıkıntı yok, sorun yasaların uygulamasından kaynaklanıyor. Sözleşmeyi eleştirenler istiyorlar ki kadın hiçbir varlık göstermesin, dövülsünler, sövülsünler” diye konuştu.

İslamcı kesimlerin eşcinselliği teşvik ettiği, aile yapısını bozduğu, boşanmaları artırdığı gerekçesiyle eleştirdikleri İstanbul Sözleşmesi ve sözleşmeye dayalı olarak çıkarılan kadına şiddetin önlenmesine ilişkin 6284 sayılı yasa, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden gözden geçireceğiz” açıklamasının ardından tekrar tartışmaya açıldı. AKP içinde Türkiye’nin hiçbir çekince koymadan 2011 yılında imzaladığı, 2012 yılında TBMM’den geçen ve 2014 yılında yürürlüğe giren sözleşmeyle ilgili nasıl bir adım atılacağı merak edilirken; bazı AKP yöneticileri, sözleşmenin bazı maddelerine çekince eklenmesine ilişkin TBMM’ye bir teklif getirilebileceği, 6284 sayılı yasasının eleştiri konusu olan evden uzaklaştırma ve yalnızca beyana dayalı şiddet tespitiyle ilgili maddelerin değiştirilebileceğini dile getiriyor.

KADIN VEKİLLER TEPKİLİ

Cumhuriyet’ten Emine Kaplan’ın haberine göre, AKP’deki kadın yöneticiler ve vekiller ise, sözleşmenin ve yasanın tartışmaya açılmasına tepki gösteriyor. Bu konuda erkek ve kadın vekiller arasında görüş ayrılığı yaşanıyor. Geçen yıl bir MKYK toplantısında, sözleşmeyle ilgili eleştirilerin gündeme gelmesi üzerine kadın üyeler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eleştirilerin haksız olduğunu anlatmışlardı.

Bir kadın yönetici, sözleşme ve 6284 sayılı yasayla ilgili organize bir kampanya yürütüldüğünü ve olumsuz bir algı oluşturulmaya çalışıldığına dikkat çekerek, “Sorun sözleşme ve yasadan değil uygulamadan, aile mahkemesi hakimlerinin yasayı yanlış yorumlamasından kaynaklanıyor. Adalet Bakanlığı’nın hakimleri eğitmesi gerekiyor” diye konuştu. Bir gazetenin kamuoyu algısı yaratmak için haberler yaptığına, manşetler attığına dikkat çeken ayın yönetici, “Neymiş 3 milyon erkek, sözleşme ve yasadan dolayı evinden ayrıymış, mahkemeler uzaklaştırma kararı vermiş. Tamamıyla yalan, uyduruyorlar. Bu sene uzaklaştırma kararı verilenlerin sayısı sadece 69 bin” görüşünü dile getirdi. Sözleşmenin eşcinsel evliliğe olanak verdiği iddiasının da tümüyle yalan olduğuna dikkat çeken kadın yönetici, “Böyle bir şey yok. Ya sözleşmeyi okumamışlar ya da uyduruyorlar” diye konuştu.

'YANLIŞ BİLGİ VERİYORLAR'

Partideki erkek yönetici ve milletvekillerinin bu konuda özel bir gayret içinde olduğunu vurgulayan AKP’li kadın yönetici, “Kadın vekillerimizin bu konudaki kanaati belli. Daha önce de yine erkek yöneticiler bu konuya gündeme getirmiş ve Cumhurbaşkanı’yla görüşmemiz sonucunda bir anlayış birliğine varmıştık. Ancak görünen o ki dışarda yürütülen kampanyayla birlikte bazıları hariç erkek yönetici ve vekillerimiz de özel bir gayret içinde ve Cumhurbaşkanı’na yanlış bilgi veriyor” görüşünü ifade etti. AKP’li kadın yönetici ve vekiller, konuyla ilgili olarak Cumhurbaşkanı Erdoğan ile görüşmek istiyor.

‘ŞİDDET YOKSA POLİS GELMEZ’

Bazı kadın vekiller de, sözleşme karşıtı kampanyayı yürütenlerin kadının hiçbir varlık göstermesini istemediğine dikkat çekerek, “Kadın onlara göre dövülebilir, sövülebilir. Evinde karına vurmazsan, şiddet uygulamazsan kapını kim çalabilir, polisin gelmesine gerek olur mu? Nafakada da benzer bir kampanya yürütülüyor. ‘Aman öldük bittik’ diye ortalığı birbirine katıyorlar. Nafakayla ilgili ortalamaya bakıldığı zaman 300-350 TL gibi bir rakam ortaya çıkıyor. Sırf bunu kadına vermemek için sanki ömür boyu ve yüksek miktarlarda nafaka ödeniyomuş gibi bir algı yaratıyorlar” görüşünü dile getirdi.