''Sansür Yasası’nın en kritik maddesi olan 29. madde Meclis’te kabul edildi. TCK’ya ‘halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma’ suçu ekleniyor ve bu suçu işleyenlere 1 ila 3 yıl ceza verilecek.
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı ve AKP Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman, Meclis''te düzenlediği basın toplantısında, TBMM Genel Kurulunda görüşmeleri süren Sansür Yasası''na yönelik eleştirilere yanıt verdi.
Yayman, Sansür Yasası’nın en kritik maddesi olan 29. madde Meclis’te kabul edilmesini "Uygulamadan kaynaklanan bir sorun olursa bu düzenlemeleri TBMM''de takip edeceğiz. Biz dünya örneklerine bakarak çalışma yaptık. Tartışmalarda daha çok ''dezenformasyona kim karar verecek?'' sorusu soruluyor. Dezenformasyona yargı karar verecek. Bu çok nettir. İnsanlar pembe yalanlar söyleyebilir, insanların yalan söyleme özgürlüğünü de ortadan kaldırmıyoruz" sözleriyle savundu.
Yayman, şunları söyledi:
"Biz böyle davranışları tasvip etmiyoruz. Fikirler konuşulmalı ve alternatif görüşler değerlendirilmeli. Genel Kurula çekiçle, çakıyla, silahla gelmek, Türk demokrasi ve TBMM tarihinde görülmemiş bir uygulama, doğru bulmuyorum, kınıyorum. Bu konu Meclis Başkanvekili Sayın Haydar Akar''a da iletildi. Sayın Akar, tekrar etmesi durumunda kınama cezası verilmesi konusunda tasarrufunun olacağını söyledi. Dezenformasyon kanun teklifinin görüşüldüğü bir ortamda dezenformasyonun olması, şova yönelik açıklamayı doğru bulmuyorum. Keşke Burak Erbay, TBMM Genel Kurul tarihine, çekiç ve telefon kırma olayıyla girmeseydi. Türkiye''ye faydası olacak yeni bir fikir ve öneri ile gelseydi."
"YALAN SÖYLEME ÖZGÜRLÜĞÜNÜ ORTADAN KALDIRMIYORUZ"
Yayman, sansür yasası sürecinde çok sayıda toplantı yaptıklarını, ulus aşırı dijital şirket temsilcileri ve ilgili tüm paydaşları dinlediklerini ileri sürdü.
Yurttaşların, sosyal medyada gerçek dışı haberlere yönelik şikayetler aldıklarını söyleyen Yayman, siyaset kurumunun, toplumun farklı katmanlarından gelen talepleri değerlendirmesi gerektiğini kaydetti.
Yayman, siyasetçilerin de sosyal medya üzerinden yapılan itibar suikastları ve gerçek dışı iddiaların ortadan kaldırılmasına yönelik düzenleme taleplerinin olduğunu iddia ederek, "Bu tüm dünyada konuşulan, tartışılan bir konu. Özellikle dijital ağların, kendilerini parlamentoların üstünde konumlandırarak sosyal medya mahkemesi ve kanun koyucu yerine koyması, demokrasiyi vesayet altına alan bir anlayıştır" diye konuştu.
"DEZENFORMASYONA YARGI KARAR VERECEK"
“AKP''nin yasaklarla mücadele eden bir parti olduğunu ileri süren Yayman, şöyle konuştu:
Asla bir yasaklama veya sansür yasası getirmiyoruz. Bireysel haklar, aile mahremiyeti ve kişisel veriler gibi mahremiyetleri koruyan; kamu düzeni ile toplumsal barışı güvence altına alan bir arayış içerisindeyiz. Uygulamadan kaynaklanan bir sorun olursa bu düzenlemeleri TBMM''de takip edeceğiz. Biz dünya örneklerine bakarak çalışma yaptık.
Tartışmalarda daha çok ''dezenformasyona kim karar verecek?'' sorusu soruluyor. Dezenformasyona yargı karar verecek. Bu çok nettir. İnsanlar pembe yalanlar söyleyebilir, insanların yalan söyleme özgürlüğünü de ortadan kaldırmıyoruz. Ama bu yalan ulusal güvenliği, kamu düzenini tehdit eder bir noktada ise ırkçılık ve nefret diliyle insanların kimlikleri üzerinden yapıyorsanız, bunu doğru bulmuyoruz.“