Eski AKP milletvekili Mehmet Metiner''in iktidara yakın Yeni Şafak Gazetesi''nde bugünkü yazısı dikkat çekti.
Metiner, “2023 seçimine giderken ‘AK Parti’mizin dikkat etmesi gereken hususlar…” başlıklı yazısında, AKP''ye çeşitli önerilerde bulundu.
Metiner, “Her AK Partili Erdoğan’ı koşulsuz destekler lakin her Erdoğan’ı destekleyen AK Partili değildir” ifadelerini kullanırken, yazının ilgili kısmı şu şekilde:
2023 seçimleri hayati önemdedir.
ABD Başkanı Biden’ın ne pahasına olursa olsun yapacağım dediği liderlik değişimi gerçekleşirse 15 Temmuz darbe girişimi işte o zaman amacına ulaşmış olacaktır. Bunun ne anlama geldiğini bilmem anlatmama gerek var mı?
O yüzden AK Parti’nin işi her zamankinden daha sıkı tutması gerekir.
Şunu söylemek bile gereksiz: Başkan Erdoğan’ın gücü AK Parti’nin gücüyle sınırlı değildir. Bir başka deyişle, Erdoğan liderliği AK Parti’den büyüktür. Her AK Partili Erdoğan’ı koşulsuz destekler lakin her Erdoğan’ı destekleyen AK Partili değildir. AK Parti’ye oy vermeyen ama Erdoğan’a liderliği dolayısıyla oy veren insanların sayısı azımsanmayacak ölçüdedir. Genel seçimde partisine oy veren ama Cumhurbaşkanlığı seçiminde Erdoğan’ı tercih eden bir kitlenin varlığı siyaseten iyi analiz edilmesi gereken bir konudur.
Demek istediğim, Erdoğan’ı sadece AK Partililerin Erdoğan’ına dönüştüren bir dar partici anlayış 2023 seçimlerine gidilirken nasıl daraltıcı bir işleve sahip ise, AK Parti’nin millete tepeden bakan aktörlerle ve teşkilat mensuplarıyla yol yürümesi de bir o kadar daraltıcı işleve sahiptir.
AK Parti büyümek istiyorsa ve dahi liderini herkesin liderine dönüştürmek istiyorsa henüz vakit varken kendi siyasi söylemlerine, pratiklerine ve yol arkadaşlarına dikkat etmelidir.
Gerekirse hızla bir yenilenmeye gitmelidir.
MİLLETİN ADAMLARIYLA VE MİLLETİN İSTEDİKLERİYE
Milletin istemediği veya razı gelmediği teşkilat başkanlarında ısrar, ciddi bir başarısızlığı beraberinde getirecektir.
Teşkilatlar bu anlamda acilen tekrar gözden geçirilmelidir.
Milletvekillerinin isteklerine göre değil, asıl milletin isteklerine göre belirlenecek teşkilatlar hem ‘AK Parti’mizin milletle olan bağını güçlendirir, hem de çok daha güçlü başarıların elde edilmesini sağlar.
Bunun için yapılması gereken şey bellidir. Doğrudan milletin ayağına gitmek ve doğrudan millete sormak. Objektif yapılacak saha araştırmaları veya o bölgenin emin ve akil insanlarıyla yapılacak görüş alış-verişi neticesinde o ilde, ilçede ve beldede AK Parti’yi taşıyacak aktörlerin belirlenmesi kolaylıkla sağlanabilir. Başarının sırrı asıl burada saklıdır. Aksi takdirde o ilin en güçlü milletvekili kimse o istedi diye veya vekillerin istedikleri kişiler teşkilatın başına getirilirse akıbet hayrolmaz.
Eski bir vekil olarak söylüyorum: Vekiller teşkilat işlerine fazla karıştırılmamalıdırlar. Görüşlerine başvurulması elbette gereklidir lakin onların istekleri doğrultusunda teşkilat yapılanmasına gitmek her anlamda zararlıdır. Zira vekiller tarafından belirlenen teşkilat başkanlarının siyasi gücü vekiller karşısında yok hükmünde kalıyor. Teşkilat başkanları görevde kalmanın veya tekrar seçilebilmenin yolunun vekillerden geçtiğini bildiğinde sadece onları memnun eden bir yol izliyorlar. Bu durumda asıl güçlü ve belirleyici olması gereken teşkilatlar ne yazık ki o ilin en kudretli vekilinin veya vekiller heyetinin birer aparatına dönüşebiliyor. Teşkilatların milletle olan bağını da zayıflatan bu sistem acilen değiştirilmelidir.
‘AK Parti’miz gücünü milletten alan bir partidir. Dolayısıyla milletin istekleri doğrultusunda siyaset yapmayı ana eksen olarak belirlemiş bir partidir.
Bunun anlamı açıktır: Millet kimi istiyorsa onunla ve neyi istiyorsa o!
“Millet için millete rağmen” siyaseti olmaz. Geçmişte bunu CHP yaptığı için milletten yediği tokatla hala belini doğrultabilmiş değildir. Aynı akıbetin ‘AK Parti’mizin başına gelmeyeceğini söyleyenler varsa akıllarını başlarına devşirsinler derim.
DİKKAT EDİLMESİ GEREKEN İKİ ÖNEMLİ HUSUS
‘AK Parti’mizin dikkat etmesi gereken hususların başında şu iki şey geliyor:
Bir: Milletin istediği aktörlerle yol yürümek. Onların temsiline ağırlık vermek.
İki: Her düzeyde tevazuu esas almak. Kibrin zerresini dahi üstünde taşıyanları teşkilatlarda veya temsil sisteminde barındırmamak.
‘AK Parti’mizin değerleri, milletimizin değerleridir. Milletin değerlerini üstünde taşıyan ve millete giderken tevazu timsali olan aktörler gerçek temsili sağladıkları gibi güçlü başarıları da beraberlerinde getirirler.
‘AK Parti’mizi temsil makamında olup ‘AK Parti’mizin gücünü şahısları için kullanan ve milletin arasında kibir abideleri gibi dolaşan kişiler bilinsin ki en başta ‘Reis’imize ve ‘AK Parti’mize zarar verirler. Bu tür insanları koruyup kollamak, milletle tersleşme anlamına gelir ki bunun sandıklara yansıması hiç de hoş olmaz.
‘AK Parti’li bir teşkilat başkanı kendi ilinde, ilçesinde ve beldesinde emin kişi olarak bilinmelidir. Değilse şerriyle ifsad eder.
Bir ‘AK Parti’li başkanın elinden ve dilinden herkes selamet üzre olmalıdır. İktidarın gücünü başkasına hakaret ve küfür diliyle yansıtan biri asla ‘AK Parti’li olamaz. Kaba söz ve davranışlarla milleti incitip küstürenler asla ‘AK Parti’mizin temsil makamında bulunmamalıdırlar. Kendi bölgesinde dilinden, elinden ve davranışından bizar olunan insanları o mevkilerinde tutmaya devam etmek, ‘AK Parti’mizin değerler sistematiğiyle ve kurucu ruhuyla bağdaşır bir husus değildir. ‘AK Parti’mizin ve özellikle Cumhurbaşkanı’mızın başarısını düşünenler asla bu tür isimlere arkalarında kim durursa dursun taviz vermemelidirler.