AKP'de Mansur sendromu!..
Ölüleri, mezarlarından kaldırıp oy kullandırdılar ama böylesine hiç gerilmemişlerdi. Mahalli seçim koşusunda son düzlüğe girdik. Devletin tüm imkanları ile koşan iktidar partisi, rakiplerini kulvar dışına atmak ve diskalifiye olmalarını sağlamak için sürekli kural dışı hareketler yapıyor. Rakiplerine, tekme atıyor, çelme takıyor, onların sinirlerini bozup koşarken geri düşmelerini sağlamak için sürekli el kol hareketi yapıyor, tehdit ediyor. Önde giden atlete, "koşuyu kazansan bile birincilik kürsüsüne çıkamayacaksın, hakemi ayarladım" diye bağırıp temposunu düşürmeye çalışıyor. En azından, iş foto finişe kalırsa ne yapar ederimkendimi birinci ilan ettiririm havasındalar!.. İktidar,kirli siyasetin en veciz örneklerini sergilemekten geri durmuyor. Kaybetmenin duygusunu bile sindirmediklerinden bu hafta daha da hırçınlaşacakları muhtemel. R. Erdoğan, tüm beldelerin belediye başkan adayıymışçasına bir seçim kampanyası yürüttü. Bir Büyükşehir Belediye başkan adayı -Mansur Yavaş'ı- özellikle ve yoğun olarak hedef tahtasına oturttu. En son katıldığı televizyon programında da Mansur Yavaş'ı kastederek iki önemli cümle sarf etti; "Böyle bir insanın Ankara gibi yere belediye başkan adayı olması hazmedilemez." "Bu zatın seçim öncesi veya sonrası ne olacağı belli değil. Ankara şu anda belirsizlik içinde olan bir durumda."
İlk defa bu seçimlerde anketlere güvenmeyen (!) Erdoğan, sadece içinde bulunduğu aşırı asabiyet ortamından dolayı bu sözleri söylemiyor. Bilimsel bir dayanağı var. Senet iftirasının ve HDP/PKK üzerinden yapılan provokasyonların, manipülasyonların tutmadığını saha çalışmaları ile tespit ettiler. Alan bulguları, "beka" söyleminin de seçmende karşılık bulmadığını gösteriyor. Son kozlarını sahaya sürerek, "her hâlukârda öyle ya da böyle bu seçimi alacaklar psikolojisini" seçmene empoze ederek, kararsızları etkilemeye yada en azından seçime katılma oranını düşürmeye çalışıyorlar... Nereden mi biliyorum?.. Şunun şurasında seçime 6 gün kala hala kararsız mı var?..
Saray danışmanı bir kaynağımla önceki gün (Pazar) hayli uzunca bir süre sohbet ettim. Sadece Ankara'da değil, İstanbul, Bursa, Adana, Hatay, Balıkesir, Antalya, Urfa, Adıyaman, Samsun'da da kabus gördükleri izlenimine kolaylıkla sahip oldum. Tabii olarak, sohbetimizin en ağırlıklı bölümü Ankara'daki seçim çalışmalarıydı. Bazı ilçelerde adaylarının sinir bozukluklarından dolayı hasta olduğunu söyledi. Seçim sonrasında tıp literatürüne yeni bir terim girebilir; Mansur sendromu!..
Saray danışmanı kaynağım Ankara'da "farkı kapatabiliriz" iddiasında... Kapatabileceklerini söylediği farkın ise yaklaşık 4 buçuk 5 puan olduğunu kaydetti.
"Nereden bulup da kapatacaksınız?" soruma ise "Sahada yaklaşık yüzde 5 buçuk karasız ,yüzde 2 oranında oy kullanmayacak seçmen olduğu görünüyor" diye cevap verdi. Baştan söyleyeyim, kaynağımın, bana aktardığı verilerin hepsi saha çalışmalarından elde ettikleri izlenime dayanıyor. Saray danışmanı, Ankara'daki "karasızların" ve "oy kullanmayacakların" kültürel kimlik aidiyetlerini de şöyle sıraladı; "Kararsızlar; Ulusalcı, Ülkücü, Milliyetçi, Atatürkçü, Sosyal demokrat, Sosyalist, Demokrat, Muhafazakar, İslamcı .Oy kullanmayacaklar; Ulusalcı, Sosyalist, Ülkücü, Milliyetçi, İslamcı, Demokrat, Muhafazakar, Atatürkçü." Kararsızların en fazla gözüktüğü merkez ilçelerin de sırasıyla Çankaya, Etimesgut, Keçiören ve Sincan olduğu iddiasında... Çankaya, sol ve Atatürkçü seçmenin ağırlıkta, diğer saydıklarında ise Ülkücü, Milliyetçi ve muhafazakar seçmenlerin ağırlıkta olduğu ilçeler... Kaynağımın, bana aktardığı verilere baktığımda, Mansur Yavaş'ın 2014 mahalli seçimlerinde geride kaldığı fakat bu seçim öncesinde başa baş getirdiği -bazılarında öne geçtiği- çevre ilçelerde yüzde 6 buçuk oranında "kararsız seçmen" görünüyor. Saray, çevre ilçelerdeki bu "kararsız" oranından da çok rahatsız. "Oy kullanmayacağım" diyen seçmenlerin ilçelere göre sıralamasında ise en başta, şu anda Yenimahalle'den aday yapılan AKP'li Veysel Tiryaki'nin Altındağ'ı ve Etimesgut, Gölbaşı var... Saray kaynağımın ifadesine göre, "karasızlar" da okur-yazarlığı olmayanların ve ilkokul terklerin oranı diğer eğitim durumlarında olanlara göre daha yüksek. Saray çevreleri, ellerindeki son verilere bakarak,"kararsız" ve "oy kullanmayacak" kitleyi döndürebilecekleri hayalindeler!..
Değişik kesimlerden konuştuğum siyaset uzmanları, iktidarın karalayıcı ve iftiraya dayanan, belirsizlik ortamı yaratarak seçmeni korkutmaya yönelik operasyonlarından etkilense etkilense her kararsız 4 seçmenden birinin iktidar lehine dönebileceği görüşünde birleşti. Bana kalırsa, son düzlüğe girdiğimiz bu hafta, Millet İttifakı ucu açık söylemlerden kesinliğe doğru yönelmeli. "Karasızlar" olarak adlandırılan ikilem yaşayan kesimi rahatlatmaya ve yalnız olmadıklarını hissettirmeye yönelik, kanaat önderlerinden destek almaya ve görüşmeleri arttırmaya devam edilmeli...Seçmene,sandığa sahip çıkılacağı,seçmenin yalnız bırakılmayacağı mesajı net olarak verilmelidir. 31 Mart günü ve gecesi için alınan önlemler konusunda seçmende şüphe bırakılmamalıdır. Bir de unutulmamalıdır ki; seçmenin sandığa taşınması çok ama çok önemli!..