CHP Eskişehir Milletvekili Dr. Jale Nur Süllü, hayvancılık sektöründe yaşanan krizleri yerinde incelemek için Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Gazi Küçükaslan ve küçükbaş hayvan yetiştiricisi Emre Tınaz ile bir araya gelerek süt ve et üretimindeki sorunları dinledi.
Süllü, iktidarın yanlış tarım ve hayvancılık politikaları nedeniyle hem üreticilerin hem de tüketicilerin büyük zorluklar yaşadığını vurguladı.
"ÜRETİCİ ZARAR EDİYOR, TÜKETİCİ PAHALIYA SATIN ALIYOR"
Süllü, yaptığı açıklamada, üretim maliyetlerinin her geçen gün arttığına dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı:
"Gübre, yem, mazot ve enerji fiyatları geçen yıla göre yüzde 50 oranında arttı. Ancak geçen sene 10 lira olan süt fiyatı bu yıl sadece 13 lira oldu. Bu, üreticiyi zarar ettiriyor. Hayvancılık bu yanlış politikalarla bitme noktasına geldi. Üretici emeğinin karşılığını alamazken, tüketici de pahalılık nedeniyle et ve süt ürünlerine ulaşamıyor."
Damızlık Sığır Yetiştiriciliği Birliği Başkanı Gazi Küçükaslan ise hayvancılık sektöründeki maliyet artışlarına dikkat çekerek, "Geçen yıl mazotu 17 liraya alıyorduk, şimdi 46 lira oldu. Sütü geçen yıl 10 liraya satıyorduk, bu yıl 13 lira ama her şeye yüzde 50 zam geldi. Üretici artık ineklerini kestiriyor. Hayvancılık bitiyor. Yıl sonuna kadar üreticilerin yüzde 50'si iflas edebilir" diyerek yaşadıkları zorlukları dile getirdi. Küçükaslan, bu durumun ülkenin gıda güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade etti.
"GELECEĞİMİZ KESİME GİDİYOR"
Süllü, damızlıkların ve ineklerin kesime gitmesinin gıda geleceğini tehdit ettiğini belirterek, “Kesime giden yalnızca hayvanlar değil, aslında geleceğimiz. Üreticiler kazanç elde edemiyor, tüketiciler ise fiyatlar nedeniyle süt ve et ürünlerini raflarda bulamıyor. Bugün en ucuz beyaz peynirin bile fiyatı 150 lirayı aştı, kaşar peyniri ve tereyağı ise et fiyatlarıyla yarışır hale geldi. Artık pastırma ve sucuk lüks tüketim ürünü oldu" dedi.
Çoban ve küçükbaş hayvan yetiştiricisi Emre Tınaz da üreticilerin karşılaştığı zorlukları anlatarak, hayvan ithalatının yerli üreticiyi iflasa sürüklediğini söyledi. Tınaz, “Son 6 ayda ithal hayvanlar için 360 milyon dolar ödendi. Her geçen gün daha da kötüye gidiyoruz. Evimi sattım, koyunlarımı satmamak için. Ama borçlarımız çok fazla. 20 yıldır bu işin içindeyim, ama artık ne yapacağımızı bilemiyoruz. Eğer bu böyle devam ederse, insanlar kuzu almak için randevu ile bize gelecek” diyerek sektörde yaşanan dramatik durumu özetledi.
Süllü, iktidarın gıda enflasyonunu üretici sırtından baskılamaya çalıştığını ancak bu politikanın başarılı olmadığını söyledi. "Girdi maliyetleri sürekli artarken, açıklanan fiyatlar üreticiye zarar veriyor. Üstelik süt ve süt ürünleri raflarda el yakıyor. Et fiyatlarını düşürmek için ithalat yapılıyor ama bu durum yerli üreticiye zarar veriyor. Sonuç olarak, hem üretici hem de tüketici bu yanlış politikaların bedelini ödüyor" diye konuştu.
"GIDA GELECEĞİMİZ TEHDİT ALTINDA"
Süllü, sağlıklı bir toplum için gerekli olan iyi ve kaliteli gıdaya ulaşımın giderek zorlaştığını ve bunun uzun vadede toplumu olumsuz etkileyeceğini belirterek, hayvancılık sektöründe uygulanan yanlış politikalardan bir an önce vazgeçilmesi ve acil önlemler alınması gerektiğini vurguladı.
Süllü'nün bu çağrısı, hayvancılık sektöründeki krizin ciddiyetini gözler önüne sererken, gıda enflasyonu ve üretici maliyetleri konusundaki sorunların derhal ele alınmasını gerektirdiğini bir kez daha gündeme taşıdı.
