Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

AKP, Türkiye’yi nereye götürüyor?

Bizzat Başbakan’ın ağzından PKK’ya, açılım bağlamında hiçbir söz verilmediği, pazarlık yapılmadığı ifade edilmiştir. Kamuoyuna “PKK’nın tek yanlı olarak sınır dışına çıkacağı, Türkiye’deki demokratikleşmeye paralel olarak silah bırakacağı” propagandası yapılmıştı. Başbakan Erdoğan, atadığı akil adamları halkı üstüne salarak “teröristler sınırın diğer yanına gidiyorlar, analar ağlamayacak, silah bırakacaklar” temasını işletmiş, halkın tepkisini minimize etmeye çalışmıştı.
AKP iktidarı medyayı ve her türlü kamu araçlarını, “çözüm süreci” bağlamında Türk halkını manipüle, provoke ve ajite etmekte kullanmıştır. Uygulanan taktik, “PKK’yı tatmin, Türkleri ikna” dır.
İmralı’dan sızdırılan tutanaklar bambaşka bir emrivaki ve gerçekle Türkiye’nin karşı karşıya olduğunu gösterdi: Sızan tutanaklara göre teröristbaşı “çekilme çift taraflı olacak, komisyonlar kurulacak” diyordu. Dediği gibi de oldu. Daha da vahimi terörist elebaşısı “AKP’yi on yıldır ben ayakta tutuyorum, MİT’in gayri milli ellere düşmesini engelledik, Başbakanın tutuklanmasını önledik” diyerek kendisinin Başbakan ve MİT’le ilişkisini ifade ederken, her iki kurumdan da güçlü olduğu vurgusunu yapıyordu.
Gerçekten de PKK’lı teröristlerin göstermelik olarak çekilmesi söz konusu iken, TSK unsurları PKK’nın önünü açmak için konuşlandırıldığı yerlerden çekildiler. İmralı canisinin söylediği gibi komisyonlar kuruldu. Akil adamlar, PKK lehine kamuoyu oluşturmak için Anadolu’ya dağılıp gereğini yaptılar.
PKK/BDP/İmralı canisi, iktidarın yumuşak karnını keşfetmiş ve AKP tarafından kendisine vaat edilen gayri resmi tavizleri gündeme getirerek talep çıtasını sürekli olarak yükseltmiştir.
Kandil’den PKK’lı kitle katliamcıları bir yandan, BDP’nin legal ve rafine bölücüleri öbür yandan, bölücülerin İmralı’daki ikonu diğer yandan, devleti sürekli olarak tehdit ederken Öcalan’ı kutsuyorlardı.
Talepler bunlarla da bitmiyor, kitle katliamcısı örgütün ele başlarından Karayılan; “Bu süreci başlatan Apo halen tecrit altındadır... Milyonlarca insanın önder olarak gördüğü bir kimseyi sömürgeci yasalarla yargılayıp suçlu olarak ilan edersen ve bunu her gün her yerde teşhire dönüştürürsen bu çözüm nasıl gelişir” diye partneri AKP’ye soruyordu. Ona göre Türkiye sömürgeci ülkedir, yasaları da sömürgeci ülkenin yasalarıdır.
Karayılan, ayrıca “Hem toplumsal-siyasal alanda, hem de askeri-savunma alanındaki yapılanmalarda... Profesyonel gerilla” yapısına geçileceğini bu konuşmasında PKK’nın ordulaşacağını açıklıyor ve süreç tıkanırsa da savaş sinyali veriyordu.
Başbakan Erdoğan, PKK’nın “Türkiye’yi terk ederek sınırın diğer yanına gideceğini ve silahlarını bırakacaklarını” söylemiştir. Hâlbuki PKK silah bırakmak bir yana hem teröristlere eğitim veriyor hem de onları daha da profesyonelleştirmeye çalışıyordu. PKK, daha büyük silahlı bir güç haline gelmeye çalışıyor.
Cemil Bayık’ın sözler ise tam bir tehdit içeriyor: “Abdullah Öcalan’ın hükümete sunduğu 8 komisyonun bir an evvel kurulması ve yasal hazırlık yaparak bu yasaların meclisten geçirilmesi gerekir... Süreç tıkanma aşamasındadır. Komisyonları kabul etsin ki süreç tıkınma aşamasından çıksın. 1 Eylül’e kadar devlet ve Hükümete süre verdik.”
Bayık, PKK’nın Eruh ve Şemdinli’de yaptığı ilk silahlı saldırıları da kutlamayı ihmal etmiyor. Silah bırakacak, barış ve kardeşlikten bahseden bir örgütün yapacağı iş bu mudur?
Haraç toplama birimleri, asayiş timleri, teröristler için “şehitlik” abideleri ve şantiye baskınlarının tamamı da herhalde kardeşlik ve barışı sağlamak için yapılıyor!
Suriye’deki gelişmeler, PYD’nin Kuzey Suriye’de sağladığı başarılar İmralı’daki elebaşının elini iyice güçlendirmiştir. Bu nedenle Öcalan “araçsal değer konumumu stratejik bir konuma yükseltin!” diyor. Yani Öcalan devletle olan muhataplık seviyesinin yükseltilmesini istiyor, Suriye’yi ve PYD’yi de benimle konuşun demeye getiriyor!
Sizce AKP Türkiye’ye nereye götürüyor?

Yazarın Diğer Yazıları