AKP Sözcüsü Ömer Çelik'ten Sedat Peker'in iddialarına yanıt

AKP Sözcüsü Ömer Çelik'ten Sedat Peker'in iddialarına yanıt

AKP Sözcüsü Ömer Çelik, " AK Parti olarak iddiaları güçlü şekilde reddediyoruz."

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, partisinin Merkez Yürütme Kurulu (MYK) toplantısının ardından açıklamalarda bulunuyor. Çelik''in açıklamalarından satır başları şöyle;

"AK Parti MYK''sı güçlü bir şekilde İçişleri Bakanımız Soylu ve eski Başbakanımız Binali Yıldırım''la iddiaları güçlü bir şekilde reddetmektedir. Pekçok vesayet girişimiyle siyaseti zehirlemek isteyen, dizayn etmek isteyen pekçok çabayla karşı karşıya kaldık. Bu illegal mafyatik alanların siyasette referans alanı olarak kabul edilmesinin yapmış olduğum ilk açıklamada söyledim. Arkadaşlara saldıran siyasetçiler, maalesef siyasetin sivil dinamikleri içerisinde olmaması gereken bir şey yaptılar. İllegal, gayrimeşru alandan yönetilen hezeyanları kendi muhalefetlerini oluşturmak için tarihi bir hata yaptılar.

Bunu yapanlar muhalefet etmek adına meşru alanda konuşabilecekleri, rekabet edebilecekleri herhangi alan yokmuş gibi illegal, mafyatik alanlarından söylenen hezeyanları kendi muhalefetin siyasi yapı taşları haline getirerek kendi zeminlerini kaydırmış oluyorlar. Siyasete saldırılar olur, dizayn etmeye çalışanlar olur. Önemli olan herkesin saldırının gayrimeşru alandan geldiği için kategorik olarak reddetmesi gerekir.

Siyasetin yapıtaşı haline getirirseniz o zaman siyaset zehirlenmiş olur. Bir suç örgütü liderinin sözlerini esas almak başlı başına vahim bir durum ortaya çıkarmaktadır. Arkadaşlarımızın kendileri bu çirkinliklere, iftiralar için yargı mensuplarına başvuruyorlar. Türk siyasi hayatının referansının hiçbir zaman illegal yapılar, suç örgütleri olmaması gerektiğini ifade ediyoruz. Siyaset kurumu, siyasi muhalefet içerisindeki bazıları, muhalefet etme biçimini arkadaşlarımıza bir saldırıya dönüştürmek siyasi aracılık ve taşeronluk olur.

İçişleri Bakanımızın, eski Başbakanımızın, devletimizin hedef alındığını, nereye varılmak istendiğini net olarak görüyoruz. Elinde belgesi, bilgisi olan çıksın kendi siyasetini yapsın, yargı kurumlarına başvursun. Aksi takdirde suç örgütlerinin söylediklerini referans alarak siyasi hesaplaşma içine girmeye çalışanlar ya da görevdeki arkadaşlarımızın istifasını isteyenler başlı başına suç örgütlerinin referansını meşrulaştırmak anlamına gelir. Kendilerini suç örgütlerine kullandırılması anlamına gelir.

Eğer siz suç örgütünün söylediklerini meşru tartışma haline getirirseniz, bazı siyasilerle hesaplaşmanızı suç örgütlerinin söyledikleri iftiralar üzerinden yapmaya çalışırsanız, yarın öbür gün bir başka suç örgütü mensubunun sizinle ilgili iddiaların meşru olduğunu kabul etmiş olursunuz. Siyasetçinin gündemini siyasi ve demokratik irade belirlemiş olmaz, suç örgütleri belirlemiş olur.

Böyle bir tablonun, her suç örgütü mensubu çıksa, partimiz, hükümetimizle ilgili iftiraları başka bir partiyle ilgili yapsa yarın kendileri için söylenen sözleri doğru ve meşru kabul etmiş olurlar. Bu şekilde yaptıklarının siyasi faaliyet olmadığını, gayrimeşru alanı meşru alana taşımak olduğunu bir kez daha ifade ediyoruz.

Bu süre içerisinde en yoğun dış politika gündemini oluşturan konu İsrail''in Filistin''e saldırısıydı. Türkiye''nin diplomatik girişimleri Filistin''den, vicdandan, uluslararası adaletten yana sayın Cumhurbaşkanımızın gayretleriyle oluştu. Bir işgal ve iftira sözlüğü diye bir şey yayınladım. Filistin mazlumlarına karşı Netanyahu hükümetinin saldırısına bunun adını, Netanyahu hükümetinin emir verdiği polisler Filistinli çocukları öldürdü diye çıkmıyor; Filistinli çocuklar öldü diye çıkıyor. Filistinliler direnince deniyor ki, taraflara itidal tavsiye ediyoruz. İsrail''in kendini savunma hakkı vardır deniyor.

Bu saldırının medyatik dili son derece kara propagandadır. Cumhurbaşkanımız 20''ye yakın devlet başkanıyla konuşarak uluslararası iradeyi harekete geçirmek istedi. Bu küresel vicdan harekete geçirilirken Harem-i Şerif''e yapılan saldırıda en güçlü ses Türkiye''den oldu. ABD Cumhurbaşkanımızın ifadesini antisemitizm olarak ifade etti. Bu yaklaşımı kınıyoruz. Cumhurbaşkanımız İslamofobiyi beraber mücadele edilecek konuların en üstüne koymuştur."

İlgili Haberler