"AKP-MHP ortaklığı seçim kararı alsa, kendileri için yıkım olur"

"AKP-MHP ortaklığı seçim kararı alsa, kendileri için yıkım olur"

T24 yazarı Mehmet Tezkan, bugünkü yazısında erken seçim ihtimalini değerlendirdi. Tezkan, "AKP-MHP ortaklığı seçim kararı alsa, bu ortamda kendileri için büyük yıkım olur." dedi.

T24 yazarı Mehmet Tezkan, bugünkü yazısında erken seçime gidilme ihtimalini Türkiye'nin içerisinde bulunduğu tablo üzerinden değerlendirdi.

Tezkan, "Cumhurbaşkanı "Buyurun seçime" dese veya AKP-MHP ortaklığı seçim kararı alsa, bu ortamda kendileri için büyük yıkım olur. Dip dalga seçim diyor. Çoğu kişi tek çözümün sandığa gitmek olduğunu görüyor-söylüyor ama erken seçim olmaz." dedi. 

"Öyle bir kısır döngü içine girdik ki; bu iktidarın Türkiye’nin sorunlarını çözecek hali, dermanı yok." diyen Tezkan, mevcut ortamda Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın seçime gitmeyeceğini belirtti.

Mehmet Tezkan'ın "Erken seçim olmaz, çünkü…" başlıklı yazısının tamamı şu şekilde;

HDP'nin erken seçim çağrısı etki yaratmadı. Öteki muhalefet partilerinden destek gelmedi.

Neden?

Çünkü erken seçime gitmek veya gitmemek Cumhurbaşkanı’nın tekelinde. İstediği anda istediği hızda Türkiye’yi seçime götürebilir.

24 Haziran seçimleri böyle oldu. MHP Genel Başkanı orta yaptı, Cumhurbaşkanı AKP genel Başkanı şapkasıyla "Madem muhalefet istiyor, kaçmayız " diye baskın seçime gitti.

Hatırlayın apar topar sandığa gittik.

Yine benzer bir durum yaşanabilir ama şimdi değil. Çünkü ekonomi seçime izin vermiyor. İşsizlik tarihi rekorunu kırıyor. Enflasyon; baz etkisi, sepetteki oynamalarla tek haneli rakama çekildi ama önümüzdeki ay yine çift haneli rakama çıkacak. Daha da ötesi kimse açıklanan rakamlara inanmıyor. Herkes gülüp geçiyor. Fiyatlar el yakıyor.

Cumhurbaşkanı "Buyurun seçime" dese veya AKP-MHP ortaklığı seçim kararı alsa, bu ortamda kendileri için büyük yıkım olur.

Dip dalga seçim diyor. Çoğu kişi tek çözümün sandığa gitmek olduğunu görüyor-söylüyor ama erken seçim olmaz.

Öyle bir kısır döngü içine girdik ki; bu iktidarın Türkiye’nin sorunlarını çözecek hali, dermanı yok.

Çünkü sorunların bir kısmı Anayasa değişikliğiyle getirilen rejimden kaynaklanıyor. Bir kısmı dış politikada herkesle kavgalı olmamızın sonucu. Bir kısmı tek adam rejiminin faturası.

Kuvvetler ayrılığından söz ediliyor ama fiilen kuvvetler birliği var. Kuvvetler ayrılığı kağıt üstünde bile yok.

Kuvvetler ayrılığının olmadığı ülkeye yabancı sermaye gelir mi?

Gelir de çok büyük kârlar elde edecekse gelir. O da yok!

Batı ile kavgalı olan ülkeye batıdan para akışı olur mu?

Hayır, borç bile vermezler, kredi bile açmazlar.

Vermiyorlar işte!

Ekonomi bu yüzden tıkandı. Borçla, yüksek faizle aldığımız paraları kendi paramız gibi harcadık. Betona gömdük. Cezasını çekiyoruz.

Bazı müteahhitler çok para kazandı o kadar.

Sekiz milyon işsiz var; ne olacak da çark dönecek, ne olacak da sekiz milyon işsizin dört milyonu iş bulacak, ne olacak da tüketen ülkeden üreten ülke konumuna geçeceğiz.

Hazine tam takır!

Merkez Bankası’nın yedek akçesini bile yedik. Ocak ayında devlet kalemlerine (harç, pul, ceza vs.) yüzde 20’nin üzerinde zam geliyor. Çünkü gerçek enflasyon bu.

Bu ortamda Cumhurbaşkanı seçime gitmez.

İşlerin düzelmesini bekleyecektir diyeceğim ama düzeleceği yok.

Suriye konusu zaten çıkmazda. ABD Başkanlık seçimi bitene kadar askıya alındı. 2021’e ötelendi. Güvenli bölge oluşturulacağı, yeni köyler, yeni ilçeler inşa edileceği, iki milyon Suriyelinin yerleştirileceği hayal. Suriyeliler kalıcı.

İdlib ısınmasın, yenileri gelmesin yeter!

İktidar, Suriye meselesi hâle yola konulmadan da seçime gitmez.

O işin de çözüm bulması çok zor.

Eee..

Eeesi şu: Ekonomi seçim diyor, eğitimden, sağlığa her alan alarm veriyor, toplum çıkış yolu arıyor; çareyi seçimde görüyor ama Cumhurbaşkanı seçime gitmez.

Erken seçim çağrıları heyecanlandırmasın; olmaz.