AKP kapatılmazsa Cumhuriyet ve çoğulculuk kapatılacak!
Lafı hiç dolandırmadan en son söyleyeceğimi baştan
söyleyeyim.
Evet, AKP derhal kapatılmalıdır.
Yok bu yapılmayıp gaflet uykusuna devam edilirse, bu ülkede sadece çoğulcu sistem değil, aynı zamanda Cumhuriyet de kapatılacaktır.
Evet AKP, rejimi yani demokratik sistemi kurtarma adına kapatılmalıdır.
Bugüne kadar biz de kapatma işini yargı değil halk yapsın diyorduk ama gelinen noktada iş değişmiştir.
Öyle çünkü kurulan baskı ve karartma ortamında toplum vicdanının objektif olarak tezahür etmesi asla ve kat’a mümkün değildir.
Dolayısı ile böylesi süreçlerde hukuk devreye girer, zira hukuk zaten bunun için vardır!
İnsaf ile cevap verin, bugünün Türkiye’si sanal ve gerçek diye iki ayrı fotoğrafda değil midir?
Yaşanan yüzyılın rekor işsizliği, yoksulluğu ve soysuzluklarına rağmen, yapay olarak estirilen uzaya ışınlanmış kalkınan Türkiye resmi ile kitle vicdanları manipüle edilmiyor mu?
Keza adalet arama maskesiyle, adalet katledilmiyor mu?
Çetelerle mücadele adıyla, kendine yandaş çeteler ikame edilmiyor mu?
AKP kendi bürokrasisini, kendi medyasını, kendi zenginini ve hatta kendi burjuvazisini yaratmıyor mu?
Kısacası Cumhuriyet’in umdelerine rövanş olacak şekilde adım adım yeni bir Türkiye’nin zeminleri yaratılmıyor mu?
Üstelik bütün bunlar tramvay olarak tanımladıkları demokrasi kullanılarak yapılıyor!
Böylesine karartılmış bir iklimde kim şekli bir sandığın gerçek vicdanı yansıtacağını düşünebilir?
Kim sandığa atılacak oyun doğru olarak açıklanacağını taahhüt
edebilir?
Bazıları farkında değil, AKP demokratik sistemin içinde yer alan yarışmacı bir parti değil, rövanş heyetidir! Dolayısı ile ondan parti reflekslerini beklemek ham hayalciliktir.
Burada altını çiziyorum, AKP gitmemek ve hedefine ulaşmak için akla hayale gelmeyecek her türlü çılgınlığa yani seçim oyununa başvuracaktır.
Öyle çünkü iktidardan gitmek demek, AKP’nin yok olması ve lider kadrosunun Yüce Divan’da hesap vermesi demek!
Sorarım size bu durumda olanlar her şeyi ama her şeyi göze almazlar mı ki aynen almışlardır.
Peki bu nasıl mı olacak?
Bakın TSK’yı hallettiler, dış dinamikler zaten onlarla kol kola, tahayyül edilemeyecek miktarda paraları var, hem hükümet hem belediyeler yani devletin tamamı ellerinde, medyanın yüzde 90’ına direkt ya da endirekt olarak egemenler. Böyle bir yığınakla halk vicdanı doğru olarak tecelli etmez, ettirmezler.
Ne mi yaparlar?
Seçimi yitirme riskini gördükleri an önüne gelene çamur atıp içeri de atarlar, halkı türlü tezgahlarla da yanıltırlar yani akla hayale gelmeyecek her şeyi yaparlar.
Sakın bana bu kadarını yapamazlar falan demeyin!
Çok değil, 3 yıl önce PKK mücadelesinin kahramanı Genelkurmay Özel Kuvvetler Komutanı Engin Alan bir gün gelecek hapse atılacak denseydi inanır mıydınız?
Bugünkü Türkiye’de artık olmaz, olmaz!
Buradan hareketle bağımsız yargı, kendini de tasfiye edeceği artık aleniyet kazanan bu siyasi rövanş güruhuna adalet kavramından hareketle dur demeli yani hukukun emrettiği biçimde davayı açıp bu partiyi behemehal kapatmalıdır!
DESTEKSİZ...
Darbenin Başbakan’ı Dalan mı Hisarcıklıoğlu mu?
Dünkü gazetelerin manşetlerinde Bedrettin Dalan’ın darbecilerin Başbakan adayı olduğu iddiaları vardı. İyi de bu aday Rifat Hisarcıklıoğlu değil miydi? Çok değil iki ay önce TOBB Başkanının darbecilerin Başbakan adayı olduğu yine manşetlerde değil miydi? Bu darbeciler manyak mıdır? Bu ülkenin bir tane Başbakanı’nın olacağını bilmiyorlar mı? Görüyorsunuz hadise artık çadır tiyatrosuna dönmüştür. Medyada yer bulsun diye destekli olup olmamasına bakmaksızın habire sallıyorlar. Amaçları zihin bulandırmak ki
literatürde buna psikolojik operasyon diyorlar.
VİCDANA DAVET...
Rahşan Ecevit’in Recai feveranı!
Ecevit’in koruma müdürü Recai Birgün’ün Anayasa değişiklikleri oylamasında AKP ile birlikte hareket eden tutumunu eleştiren yazımız üzerine Demokratik Sol Halk Partisi önderi Rahşan Ecevit’den mesaj geldi. Rahşan Hanım mesajında tabir yerinde ise feveran ediyor ve Recai ile onun gibilerini ikinci tur için vicdanlı davranmaya davet ediyor. Rahşan Hanım, Recai Birgün ve benzerleri eğer bunu yapmazlarsa tarihin onları nankörlük ve ahde vefasızlığın sembolü olarak kayda geçireceğini söylüyor... Burada bir parantez açalım ve nankörlük noktasında Rahşan Hanımın yüzde yüz haklı olduğunun altını çizelim. Evet Ecevit’ler olmasaydı Recai, bir milyar yıl yaşasa bile bilinen kapasitesi ile asla mebus olamazdı.
ÖLÇÜ...
Başbuğ ve Emre Taner’in
görev süreleri!
Yandaş ya da besleme medya aklınca İlker Başbuğ’un görev süresini sorguluyor... Neymiş efendim İlker Paşa Nisan’da 67 yaşını doldurmuşmuş da, bundan sonraki tasarrufları geçerli olamazmış! Yahu din bezirganı türediler, Genelkurmay Başkanlarının göreve ne zaman ve nasıl gelip gittikleri kayıt altında. Yani muamma olan, bilinmeyen hiçbir şey yok. Amaç askere ve Başbuğ’a çamur atmak ya, sallıyorlar işte... İlginçtir bu dinci besleme medya, uzatmalarla yaşı neredeyse 69’a gelen MİT Müsteşarı Emre Taner için böyle bir haberi hiç yapmadı çünkü Emre Taner, Kürt açılımı işinde AKP ile yoldaş... Görülüyor ki ölçü yoldaş olmaktan geçiyor... Benim anlamadığım şey, İlker Başbuğ’un bu yayınları yapanlar hakkında bildiklerini taahhüt etmesine rağmen milletle niçin paylaşmadığıdır? Bu sırları kime ve neye saklıyorsa!