AKP’nin 31 Mart yerel seçimlerinde Ankara, İstanbul ve İzmir’in de aralarında olduğu büyük kentlerin belediye başkanlıklarını CHP’ye, bazı illeri de Cumhur İttifakı’ndaki ortağı MHP’ye kaptırması sonrası eski Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve eski Başbakan Ahmet Davutoğlu eksenindeki iki ayrı partileşme çalışması hızlandı.
Gerçek Gündem'de yer alan habere göre, Ankara kulislerinde gözler, AKP’de “Küskünler Hareketi” olarak isimlendirilen ve yol haritalarını 31 Mart yerel seçim sonuçlarının belirleyeceği bilinen iki gruba çevrildi.
SALDIRI İŞARET FİŞEĞİ OLDU
Seçimden istediği sonucu elde edemeyen AKP’nin itirazları ile başlayan süreç, seçilen başkanlara verilmeyen mazbatalar, Ekrem İmamoğlu’nu koltuğa oturtmamak için yürütülen çalışmaların yarattığı gerilim ve son olarak Kılıçdaroğlu’na yönelik linç girişimi ile devam ediyor. Tüm bunlar, Erdoğan dışında hiçbir sesin duyulmadığı AKP’de itirazların yüksek sesle dillendirilmesi sonucunu doğurdu.
Uzun yıllardır Erdoğan’ın alternatifi olarak görülen 11. Cumhurbaşkanı Gül, sessizliğini Kılıçdaroğlu saldırısı sonrası bozdu. Gül’ün, “Siyaset diline hakim olan nefret söyleminin tehlikesi umarım artık fark edilir” sözleri doğrudan Erdoğan’a yönelik bir eleştiri olarak görüldü.
Bunun ardından eski Başbakan Ahmet Davutoğlu da kişisel Facebook hesabından “manifesto” olarak nitelendirilen bir açıklama yaptı. Erdoğan’ı hedef alan açıklamasında Pelikan grubunu işaret ederek “Partimiz dar ve çıkarcı bir gruba terk edilemez” diyen Davutoğlu, “Cumhurbaşkanı’nın seçimlerin birinci derecede tarafı olarak seçim ortamının gerektirdiği yoğun ve çoğu zaman da sert siyasi polemiklere girmek durumunda kalması, eşit mesafede durması gereken Cumhurbaşkanlığı kurumunun toplumun en az yarısı ile psikolojik bir kopuş yaşamasına yol açmaktadır” dedi.
YOLLAR AYRILDI
AKP içindeki alternatif yapılanma için isimleri birlikte anılan ancak son yıllarda temaslarının “hiç” noktasına indiği bilinen Gül ile Davutoğlu’nun aynı yapılanma içinde yer almayacaklarına kesin gözüyle bakılıyor. Davutoğlu’nun bir parti kurmak için “kurucular” dışındaki tüm hazırlıklarının büyük ölçüde tamamlandığı ancak ekip kurmakta zorlandığı ifade ediliyor. Son olarak kurucu olması teklif edilen eski bakanlardan Ömer Dinçer’in de “Ahmet Davutoğlu ile komşu olduğumuz için parti kurma çalışmalarında ismim birlikte anılıyor. Ama ben siyaset defterini kapattım” dediği belirtiliyor.
ESKİLER ARKADA
“Gül ve ekibi” ile arası açık olan, güçlü taban desteği bulunmadığı ifade edilen Davutoğlu’nun parti kurması zayıf ihtimal olarak değerlendiriliyor. “Gül destekli Babacan” hareketinin çalışmalarının ise ete kemiğe bürünmeye başladığı bildiriliyor.
Babacan’ın liderliğinde kurulması beklenen partinin kurucuları ile yeni bir yapılanma görüntüsü vermesinin planlandığı bu nedenle de isimleri kuruluşundan bu yana AKP ile özdeşleşen ancak daha sonra siyaset sahnesinden çekilen “eskiler”in perde arkasından destek vereceği bildirildi.
AKP’nin kuruluş felsefesini “merkez sağ” söylemlerle destekleyecek bir bildirge ile yola çıkması beklenen yeni partinin kurucularının da farklı eğilimlerin temsilcileri arasından belirlenmesi bekleniyor.
Ancak başta Beşir Atalay olmak üzere “ağabey” olarak isimlendirilen bazı AKP’lilerin iki grubu bir araya getirme çabalarını sürdürdüğü de kulislerde konuşuluyor.
