Türk tipi başkanlık denilen ama kamu hukukundaki hiçbir sisteme benzemeyen ''''ucube'''' sistem dört yılda iflas etti.
Ekonomi başta, eğitim sağlık adalet vb. ülke her alanda geriye gitti. Zaman aktı seçim günü yaklaştı. Cumhurun oy hesapları, AKP''lilerin de kafası karıştı.
Sipariş anketlerde oyunu artırdığı masalına inanılmadığını biliyor. Türkiye Yüzyılı sunumunda anlattığı eski hikayelerin, fabrikası olmadan üretilen yerli arabanın algı rüzgârı da artık kâr etmiyor.
Geçmiş günahların gölgesi uzun olur misali seçimi kaybettiklerinde verilecek hesabın azameti uykularını kaçırıyor. O yüzdendir ki açılım ortağı HDP''ye dönmekte kendini mecbur hissediyor. Kıl ip üzerinde yürümek gibi zor olacağını bildiği halde ittifakını genişletmeyi deniyor.
Altılı masayı HDP’yle gizli ittifak yapmakla suçlayan AKP en üstten en alta kadar yönetici ve sözcülerince, yüzlerce kez HDP''yi PKK''nın siyasi uzantısı saydılar. Terörün odağı olma sebebiyle kapatılması için Anayasa Mahkemesine dava açtırdılar.
Sonrasında bir gün sürpriz ama mutlu bir şekilde başörtüsü referandumuna destek alma bahanesiyle HDP''yi ziyaret etti.
Bunda ne var, anayasa değişikliği için her partiyle görüşülür denilebilir. Ama işin aslı o kadar basit ve göründüğü gibi değil. Bu ziyaret için AKP üst düzey sözcü ve milletvekillerinin yaptığı açıklamalar bunun AKP-HDP ittifakına giden yol açıcı paslaşmaları olunca kafalar iyice karıştı.
AKP MKYK Üyesi Miroğlu''nun; ‘HDP fırsatları ıskalamasın’, Şanlıurfa Milletvekili Ali Cevheri’nin ‘HDP Meclis çatısı altında faaliyet gösteren legal bir parti. Başörtüsü teklifimiz için desteklerine ihtiyacımız var, asıl gidilmemesi abes. HDP legal bir parti, Meclis''te grubu ve oyu var" demesi bu yakınlaşmanın devam edeceğini ve derin olacağını işaretledi.
İktidarda kalmak için siyaseten her şeyi yapabilecek AKP''nin bu tavrı bizi şaşırtmadı. Yerel seçim öncesinde PKK elebaşı A.Öcalan''ın mektubunun okutması, kardeşi O. Öcalan''ın TRT''ye çıkarılmasını unutmadık. Olmayan ittifak yalanlarıyla 6+HDP diyenler bu yakınlaşmaya neden sessiz bilemiyorum, çok da önemsemiyorum.
Burada asıl MHP''nin daha doğrusu sayın D.Bahçeli''nin tavrını merak ediyorum. Tabanının rahatsızlığına rağmen hiçbir şey yokmuş gibi mi davranacak? Yoksa isim vermeden AKP''li sözcülere had mi bildirecek? Yirmi yıl '''' devletin başına Devlet gelecek'''' sloganı attırdığı tabanını ''''adayımız R.T.Erdoğan''''a kısmen de olsa ikna etmişti.
Şimdi durum değişti. Cumhurbaşkanlığı seçiminde HDP ile ittifaka nasıl ikna edecek? Aday belli de karar net olmaya devam edecek mi? MHP tabanı buna nasıl tepki verecek? Seçimlere AKP-MHP-HDP ittifakıyla mı girilecek?
Sanırım çok konuşulacak bu yeni durum tartışıldıkça, kurulduğundan beri İYİ Parti için atılmış iftira ve ahlaksızca söylenmiş yalanların da sonu gelecek.
Temel hak ve özgürlüklerin referandum konusu olamayacağı hukukun evrensel bir ilkesidir. Ortada bir başörtüsü sorunu da yoktur. Çözülmüş bir meselede, sonucu hesap edilmemiş gereksiz bir çıkışı pas olarak alıp referandum konusu yaparak AKP seçimi kazanmaya çalışacak.
Ama bu da nafile çaba olacak.
Burada seçim sonucunu etkileyecek olan şu; AKP HDP ile ittifak olunca MHP Cumhur içinde mi kalacak, yollarını mı ayıracak? Zira bu konuda liderlerinden bağımsız düşünen ve tercih yapan seçmen oranı hiç de az değil. Milliyetçi tabanda Cumhur ittifakında biz olmasak HDP olacaktı, ülke için daha mı iyi idi, şeklindeki savunmalar da boşa çıkacak. Hal böyle olunca MHP tabanı hem ezilip hem de iktidarın payandası olmayı sorgulamaya başlayacak.
Diğer yandan bu atak AKP''nin makul seçmeninde de kırılma yaratacak. ''''HDP, PKK nın uzantısı ise niye destek istiyoruz, değilse niye kapatma davası açtırdınız'''' sorularına akılcı cevap verilemeyince aldatılma hissi yaşanacak. Ekonomik zorluklar, geçim darlığı, işsizlik gibi can yakan sorunlarla boğuşan seçmenin aldatılmışlık duygusu sandığa intikam amaçlı oy olarak yansıyacak. Yaşayan görecek...