AKP, Fuller ve “Yeni Türkiye”
Hak adına haksızlık yapmak, ahlak adına ahlaksızlığı savunmak ve demokrasi adına baskı rejimi kurmak da bir yöntemdir. Bu yöntemle iktidarlar doğrudan karşı çıkamadıkları değerlerin ya da yasaların içini boşaltarak işlevsiz kılarlar. ‘Kanun kanun diyerek kanun tepelenir’, demokrasi demokrasi diyerek vesayet sistemi inşa edilir, adalet adalet sloganları altında zulüm düzeni kurulabilir. Yeni Türkiye, Yeni Türkiye diyerek Türkiye eski yeni diye bölünebilir!
İktidarlar kavramların içini boşaltmaya başladıklarında ya da değerlerin anlamlarını değiştirdiklerinde totaliterleşirler. Kitle iletişim araçları ve medya üzerinde mutlak hâkimiyeti olan iktidarlar için değerleri tersinden halka kabul ettirmek çok kolaydır.
George Orwell, ‘84’ adlı eserinde totaliter zihniyetin ‘savaşı barış, özgürlüğü kölelik, cahilliği güç’ diye topluma nasıl dayattığını uzun uzun anlatır!
Totaliter bir iktidar, somut rüşvet ve yolsuzluk iddiası altında bulunuyorsa bu ithamlara karşı en rahat yapacağı iş, rüşvet ve yolsuzluğun tanımını ve içeriğini değiştirmektir. Bunun için ‘bahşişle rüşveti karıştırmayın’ diyerek işe başlanır. Sonuçta rüşvetin tanımını yasalarda olan şekliyle değil de iktidarın ihtiyaçlarına uygun olacak şekilde değiştirilir. Örneğin şu tanım yapılır: “Rüşvet nedir biliyor musunuz? Bir memurla sivilin iş tutması demektir. Onların arasındaki muamelenin adıdır.”
AKP’nin daha doğrusu Fuller’in “Yeni Türkiye” sini kurabilmek için Türkiye kavramının içini de boşaltmak gerekir. Bu da yetmez eski Türkiye’yi mahkum etmeden Yeni Türkiye’yi kurmak mümkün değildir.
AKP, on üç yıllık iktidarı sonucunda hükümet kurmak aşamasından kendi zihniyetine uygun bir devlet inşa etmek aşamasına gelmiştir. Kurulacak yeni devlet, GrahamFuller’in yazdığı kitabın adı olan “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” devletidir. GrahamFuller’in “Yeni Türkiye Cumhuriyeti” adlı kitabı Timaş Yayınları arasında 2008 yılının mart ayında çıkmıştır. Bu kitap yayınlandığı tarihte AKP’nin “Yeni Türkiye” diye ne bir söylemi ne de sloganı vardı. Bu kitabın 146. sayfasında Fuller aynen şunlar yazmıştır: “Öyle görünüyor ki ” Yeni Türkiye “nin bölgede zaman zaman ABD çıkarları için daha yararlı bir güç olarak hizmet verebileceği gecikmeli de olsa fark edilmiştir.”
Fuller, Yeni Türkiye modelinin “laikçi Kemalist model” olmayacağını da söyler. O, “söz konusu model, daha ziyade canlı, gururlu ve gayrimüslim devletlerle rahatça bir arada yaşayabilecek ılımlı bir Türk İslam modeli” olduğunu yazar.
Fuller’in ‘Yeni Türkiye Cumhuriyeti’ kitabını da AKP’nin 2008’lerdeki partneri olan paralel yapıya yakınlığıyla bilinen TİMAŞ yayınevi basmıştır.
“Yeni Türkiye” küresel, daha doğrusu ABD/İsrail çıkarlarına uygun bir Türkiye demektir. “Yeni Türkiye” aynı zamanda AB/ABD ihtiyaçlarına uygun bir İslam demektir. Ilımlı, edilgen ve yumuşak başlı İslam demektir. IŞİD, böyle bir İslam’ı ihtiyaç haline getirme projesidir.
AKP, ’Yeni Türkiye’yi dört aşamalı bir süreç sonrasında hayata geçirmeyi planlamaktadır.
AKP’nin yeni devlet projesinin dört aşaması şöyledir:
-7 Haziran seçimlerini kazanarak -tek başına ya da HDP ile- Anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşmak,
-İçinde ’Türk Milleti’ kavramı olmayan, -eşit yurttaş, ortak vatan temelinde ’demokratik özerkliğe’imkân veren- millî devletten soyutlanmış Yeni Anayasayı yapmak,
-Başkanlık sistemini TBMM’den, Öcalan’ı İmralı’dan çıkarmak,
-Yeni Türkiye’yi inşa etmek...
Yeni Türkiye’nin yeni bir başkanı ile muhtemelen -birisi “Öcalan” olan- iki de “Eş Başbakanı” olacak!
Başkanlık sistemi hem AKP hem de PKK için bir var olmak ya da olmamak sorunudur. AKP’nin on üç yıl içinde Öcalan ile kurduğu ilişki ve saadet zinciriyle inşa ettiği çıkarları muhafaza etmenin başka yolu yoktur!