AKP'de Erdoğan’ın talimatıyla zoraki dayanışma: Özlem Zengin ve Berat Albayrak’a sahip çıkan olmadı

AKP'de Erdoğan’ın talimatıyla zoraki dayanışma: Özlem Zengin ve Berat Albayrak’a sahip çıkan olmadı

AKP özelinde yapılan yorumların "karşı mahalle karışsın" diye el ovuşturanlara malzeme vermemesi gerektiğini savunan Sabah gazetesi Ankara Temsilcisi Okan Müderrisoğlu, çarpıcı bir yazı kaleme aldı.

AKP Grup Başkan vekili Özlem Zengin’in, TBMM’de Engin Özkoç’la girdiği polemiği hatırlatan Müderrisoğlu, Erdoğan olanları öğrenip de tavır alana kadar hiçbir AKP’linin Zengin’e destek vermediğini ve Meclis’te tek başına bırakıldığına dikkat çekti.

Geçtiğimiz günlerde AKP’lilerin aynı tavrı bu kez Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak için sergilediği kaydeden Müderrisoğlu, iktidar partisi mensuplarını, döviz kurlarındaki oynamayla birlikte başlayan Albayrak lincine karşı tepkisiz kalmakla suçladı.

Müderrisoğlu, AKP’li yönetici ve vekillere, "AKP liderliğinin doğrudan ya da dolaylı hedef tahtasına oturtulduğu durumlarda" tepki göstermek için "talimat beklememeleri" mesajını verdi.

Müderrisoğlu’nun, partiyi ve partilileri hedef alan eleştiriler karşısında otomatik refleks gösterilmemesini eleştirdiği satırları, AKP’lilerin de partileriyle ilgili bir “sorgulama” içinde olduğu iddialarını tescilledi.

Okan Müderrisoğlu’nun yazısı şöyle:

Bazı anlar ve olaylar vardır... Ön plandaki kişiler kadar değerler sistemini ve dengeleri de ilgilendirir.

İşte öyle anlarda o kişilerle ünsiyetiniz ne olursa olsun konu, şahsi olmaktan çıkıp ilkesel duruş veya yerine göre varoluş meselesine dönüşüverir.

Bu noktada, AK Parti özelinde ele alınmaya değer iki ciddi örnek söz konusu... Parti dinamiklerine de dokunan bu tarz yorumların, "karşı mahalle karışsın" diye el ovuşturanlara malzeme vermemesi esastır. Ama yine de gelecek adına, tarih tekerrür etmesin misali, lisan-ı münasiple yazılması gereken temenniler de vardır.

İlk hadise, Kasım 2019'da gerçekleşmişti. Merak edenler, TBMM'deki tartışmaların detaylarını açıp okuyabilir. Bizim odaklandığımız yön "siyasi refleksle" ilgili... AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin'e yönelik, "Bu kadına haddini bildiriniz!" diyen ve 28 Şubat zihniyetini hortlatan CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç'a verilmesi gereken tepkinin zamanlaması ve dozunu unutmamak gerekiyor. Zengin, TBMM zemininde neredeyse tek başına kalarak, adeta kendi hakkını savunmak zorunda hissetmişti.

Ta ki Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, olayı öğrenip tavır alana kadar. O dakikadan itibaren AK Parti kurumsal kimliği, sivil toplum kuruluşları, hatta medyanın bir kısmı harekete geçmiş ve ortak hassasiyetleri dile getirmiş, Özkoç da özür dilemişti.

Benzer bir örnek de geçen hafta yaşandı.

Döviz kurları üzerinden oynanan oyunla birlikte, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, sosyal medyada organize bir grup tarafından linçe uğradı. AK Parti yöneticileri, milletvekilleri ve dahi medya -birkaç istisna hariç- aradan 24 saat geçtikten sonra reaksiyon gösterebildi. Hele bir kısım iş insanının beyanı ise samimiyet açığı ile maluldü!

Denilebilir ki...

**

Lakin AK Parti'nin değerler sistemini, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'ni, Cumhurbaşkanının politik tercihlerini, toplamda Türkiye'nin istikrarını hedef alan bir kampanya karşında otomatik refleks sergilenebilmeli.

Yani...

Makul bir tepki ve ilkesel duruş için işaret beklenmemeli.

İlgili Haberler