İşte Doğa Üründül''ün gündem olan o yazısı:
Kız gibi olmuşsun…
Karılar böyle yapar…
Elinin hamuruyla, erkek işine karışma…
Çalışmak senin neyine? Kadın dediğin evde oturur…
Kadın mı, kız mı bilemem?
O kız bu saatte orada ne arıyormuş…
2002’den önce yaprakları önlü, arkalı takarak ahlaksızca dolaşan insanlarımız “Asrın Lideri”nin başa geçmesiyle önce kıyafet giydi üzerine, ardından ateşi keşfetti. Hani Cem Yılmaz’ın A.R.O.G. filminde canlandığı karakter Arif, mağara insanlarına sırası ile gelişim eğrisini anlatır: “Bir haftada Ortaçağ, 15 günde Yeniçağ, yemin ediyorum bir aya Fransız Devrimi’ne kadar götürürüz biz bu işi.” Biz işte bu 22 yıllık dönemde çağ atlamayı geçtik, zaman makinesi ile geri dönüp, geçmişimizde kazandığımız özgürlükleri bile kaybeder hale geldik.
12 Mart’ta oynanan Süper Lig maçında “Efendi” Beşiktaş taraftarı dakikalarca Başakşehir’in teknik direktörü Emre Belözoğlu’na küfür etti. Baya organize şekilde bitmeyen bir küfür vardı sahada. Yayıncı kuruluş bile çareyi başka Beşiktaş maçı seslerini arka fona vererek çözmeye çalıştı. Bunun savunulacak en ufak bir yanı yok. PassoLig ilk çıktığı zamanda deniyordu ki bu tarz olaylara karışan taraftarlar anında bulunacak ve maçlara girişi engellenecekti. Kişilere ceza sadece hep bir ağızdan “Hükümet istifa!” diye tezahürat yapılınca geliyormuş. Onu da bu şekilde anlamış olduk.
Maç Beşiktaş’ın 2-0’lık üstünlüğü ile sona erdi. Maç sonu yayıncı kuruluşun mikrofonlarına konuşan Emre Belözoğlu yediği küfürlere anlam veremediğini ifade etmek isterken şu cümleleri kurdu: “Babamdan önce başkasının elini tutmamış bir annem ve benden önce kimsenin elini tutmamış bir eşim var. Şeref istiyorlarsa bizde fazlasıyla var. Bunu çok dile getiriyorlar. Önce bir dönsünler de kendilerine baksınlar.”
Sayın Emre Belözoğlu kadının şerefini başkasının elinin tutup, tutmaması derecesine indirgedi. Ancak cinsiyet eşitliğine göre baktığımızda, erkeğin elinin kiriyken, kadınlar için şerefi belirleyen unsur mudur birinin elini tutması? Basit bir internet araştırması yaptığınızda bile “çapkın” Emre’nin adının mankenlerle, oyuncularla geçtiği haberlere denk gelinmesi ne anlama gelir?
Sayın Belözoğlu, kendi koyduğunuz kıstasa kendiniz uymuyorsunuz. Size göre, kendiniz bu kıstasa uymadığınız, zamanında çok çapkın olduğunuz için tribünlerin küfrünü hak mı ediyorsunuz? Küfrün her türlüsü kötüdür, en ilkel tepki yöntemidir. Fakat karşı cins için şerefi belirlemek, hem de bunu sevgi paylaşımları üzerinden yapmak cahilliktir. Yıl 2023, erkekler-kadınlar arasında cinsiyet ayrımı yaparsan, sadece belli bir güruh “Adam!” diye arkanda durur. Fakat yeni nesille birlikte tamamen bir nefret objesine dönüşürsün.
Hırslı demişken, Emre Belözoğlu üzerinde Türkiye A Milli Takım forması varken döner basın tribününe tehditkâr hareketler yapar. Çünkü o hırslıdır ve kaybetmeyi sevmez… Bayılıyorum Emre Belözoğlu, Fatih Terim gibi aşırı hırçın insanları savunurken kullanılan şu argümana; “Kaybetmeyi hiç sevmez…” Dünyada kaybetmeyi seven insan var mıdır? Ben çok severim kaybetmeyi, kazanırken bile kaybedecek yolları ararım (!) Öyle de çok severim…
Sahada ve saha dışında sinirini kontrol edemiyorsan, 2023 yılında halen kafandaki örümcek ağlarınla demeç veriyorsan, İngiltere, İtalya gördükten sonra halen eşitliği anlamadıysan da “yallah Arabistan’a”. Senin ağzından çıkan her söz, 2002’den beri geriye gittiğimiz kadın-erkek eşitlik ilkesinin vücut bulmuş hali.