''''Abdülhamit düşerken'''' filmi gibi tarihi, aşk ve estetik yönünden hiç benzemiyor olsa da AKP iktidarken düşüyor. 2002''de ''''3Y'''' ile mücadele için geldiği iktidarının 20.yılında yolsuzluk, yoksulluk ve yasaklar tarihi zirvesinde. Uluslararası bağımsız kuruluşların ölçümlemesinde içeride devasa boyutlara ulaşan yolsuzluk olağanlaştı, dışarıda kara para trafiğine katılım gerekçesiyle gri listeye alındı.
Mafya lideri diyerek etkisizleştirme çabalarına rağmen Sedat Peker''in ifşalarının kendi tabanında bile karşılık bulması, savcıların her biri bir hükümet düşürecek yolsuzluk ihbarlarına kayıtsız kalması akıl ve vicdan sahibi yandaşları dahi ''''bu kadar da olmaz'''' noktasına getirdi.
AKP''den kopuşlar başladı.
Geçen gün Teğmen Çelebi''ye inat milletvekilliğinden de istifa ile AKP''den ayrılıp İYİ Partiye geçen A.E. Fakıbaba aynen; ''''AKP içinde, hırsızlık yapan var,malı götüren var. Onun bunun malına el koyan var. Adam öldüren var'''' dedi. Bu içeriden birinin AKP içine tuttuğu bir ayna idi. Her yerde konuşulan ama dillendirilmeyen acı ama gerçeğe karşı AKP''den ciddi bir itiraz da gelmedi.
Kulislerde konuşulanlara göre böyle düşünen çok sayıda mevcut ve eski vekil ile üst düzey yöneticiler var ve istifaların ardı gelecek. Seçime çeyrek kala AKP hızla çözülerek sandıkta çökecek beklentisi artık aşikâr.
Sedat Peker''in seçime 2 ay kala dehşetli ifşaatlarda bulunacağı korkusuyla sansür yasası çıkaran iktidar içinden çıkacakların ifşaatıyla baş edemeyecek, fire devam edecek.
Gece yarısı çıkan yangına müdahaleden, kaç çocuk yapılacağına kadar her alanı idare ve dikte eden Tek Adam, bu ülkede kimin Kürt olacağı kararını da ben veririm mesabesinde. Halkı yoksullukta boğan, eleştirel düşünenin nefesini kesen adaletsiz yönetimiyle, kan kaybettiğini gizlemek için medya bombardımanıyla algı yaratamıyor.
Yerel seçim öncesinde -2019 şubatında- açıklayıp vaat ettiği her yıl yüzbin konut projesi bir tane bile yapmamışken bu kez hem de kışa girerken beşyüzbin konut temeli atıyor.
Dul olup (kocası ölmüş ise) 18 yaşından küçük üç çocuğu olana ev verecek oluyor. İhtiyaçtan çok primitif ideolojik takıntıya göre halkın parasından ulufe dağıtıyor.
Cumhuriyetle bir türlü barışamayan bu kafa, sayesinde 20 yıl yönetme hak ve yetkisini alıp dönemin 1/5''inde saltanat sürmesine rağmen hala Osmanlı görünümlü, saltanatçılık oynuyor.
Yetmiyor bir de Cumhuriyete her fırsat ve bahaneyle kin kusuyor. Bilinçaltındaki Türk düşmanlığını Atatürk üzerinden yapıyorlardı şimdi el yükseltip Türkçemize saldırıyorlar.
AKP Meclis grup başkanvekili hemşehrim Mahir Ünal; "Tarihteki en sert kültürel devrim Türkiye''de yaşanmıştır. Maalesef bir kültür devrimi olarak cumhuriyet bizim lügatimizi, alfabemizi, dilimizi, hasılı bütün düşünmemizi yok etmiştir." diyerek ana dilimiz güzel Türkçemizi aşağılamaktan çekinmiyor. Tepkiler büyüyünce güya geri adım atmıyor da tevile girişiyor ama zırva tevil götürmez.
Azıcık mürekkep yalayan ve tarih bilen herkes bilir ki 8. asırdan beri Türk kültürünün yazılı taşıyıcısı olan dilimiz matematiksel mükemmelliktedir. Yedi asır önce ''''İlim kendin bilmektir'''' diyen Koca Yunus''u bizim köylü bile anlar iken çok bilmiş hemşehrimin anlamamış olması toprağımıza bühtan olarak kayıtlara geçmiştir.
Oktay Sinanoğlu yıllarca Türkçenin matematiksel bir dil olduğunu yıllar söyledi. Bizden biri abartmış diyebilirsiniz de Belçika''lı Prof. Dr. Johan Vandewalle; 50 civarında dil bilirim.Bu diller arasında Türkçe öyle farklı bir dildir ki,100 yüksek matematik profesörü bir araya gelerek Türkçeyi yaratmışlar sanki. Az kelimeyle çok şey anlatan iktisatlı dildir.Bir kökten bir düzine sözcük üretiliyor. Ses uyumuna göre anlam değişiyor. Türkçe öyle bir dildir ki, başlı başına bir duygu, düşünce, mantık ve felsefe dilidir." diyor.
Okusa anlar belki ama zihni genetiği mâni oluyor ona da.. Akıl, ahlak, adalet..