Bilun Çelik / Yeniçağ
Akın, hükümetin "yap işlet devret" modeli ve Kamu Özel Ortaklığı ile yaptığı bu hastanelerin hizmet değil rant amaçlı olduğunu söyledi. Anayasa'nın sağlık hakkını düzenlediği 56. Maddesine göre "Herkes sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir. Sağlık bir haktır ve bütün vatandaşlarımız bundan eşit yararlanır. Hiç kimse temel sağlık hizmetlerinden yoksun bırakılmaz" dendiğini hatırlatan Akın, şunları söyledi:
"Yine taraf olduğumuz Ekonomik Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi'nin sağlık hakkına ilişkin 12. maddesinin d bendinde hastalık durumunda herkese tıbbi hizmet ve tıbbi bakım sağlayacak koşulların yaratılması amacıyla taraf devletlerin gerekli tedbirleri alacakları hükmü mevcuttur. Kamu Özel Ortaklığı ile yapılan Şehir Hastaneleri, AKP'nin ilk iktidara geldiği günden beri savunduğu devleti küçülterek, kamu hizmetlerinin özele bırakılmasındaki en kritik projeleri arasındadır. Kamu-özel ortaklığıyla kurulacak Şehir Hastaneleri'ni, şirketler önce inşa edecek sonra da işletmesinden sorumlu olacaktır. Devlet kamu arazisine yapılan hastane için 25 yıl boyunca firmaya kira ödeyecektir. Kira ödemeleri şehir hastanelerinin döner sermayeleri tarafından karşılanacaktır. Sözleşmelerde kira bedellerinin zamanında ve tam olarak ödenmesi bakanlık garantisi altında olduğu hükmü yer almaktadır. Devlet ayrıca, hastane yataklarının yüzde 70 doluluğunu taahhüt etmektedir. Bu doluluğun gerçekleşmemesi durumunda aradaki fark şirketlere Hazine tarafından ödenecektir. Bu haliyle şehir hastaneleri kamu hizmeti kavramından yoksundur. Şehir hastanelerine yüzde 70 hasta doluluk taahhüdü verilmesi, vatandaşın hükümet tarafından adeta birer meta olarak görüldüğünü göstermektedir. Tıp etiği açısından da sorunlu olan bu kavram hastaları mağdur etmektedir. Yüzde 70 doluluğa ulaşmak için devlet hastanelerinin taşınmaması gereken bölümleri şehir hastaneleri kapsamına alınmaktadır. Hastanelerin ev taşır gibi taşınması hasta hakları açısından doğru değildir. İsminden de anlaşılacağı üzere devlet hastaneleri değil Şehir Hastaneleri'dir. Gayrimenkule hastane dopingi olarak bilinen, inşaat sektörünü şahlandırmak için uygulanan şehir hastaneleri projeleri halkımız, gelecek nesillerimiz ve devletimiz için yük oluşturmaktadır."