İnsanlar gerek hasta olmadan önce gerekse sağlıklarını korumak için hastalıkları tanımayı tercih ediyor.
İnsanların korkulu rüyası olan akciğer embolisiyle ilgili detayları internet kullanıcıları arama motorlarında aratmayı sürdürüyor.
Bu hastalıklardan birisi olan akciğer embolisiyle ilgili detaylar…
AKCİĞER EMBOLİSİ NEDİR?
Akciğer embolisi; kalbin sağ kanadından çıkan ve akciğere giden pulmoner arterler denilen damarların kan pıhtısı, hava ya da yağ ile tıkanması sonucu meydana gelen ani ve akut bir tablodur.
Hayati risk taşıyan hastalıkların başında gelmektedir. Sıklıkla damarların bir kan pıhtısıyla tıkanması sonucu oluşmaktadır. Daha az olarak hava ya da yağ embolisi sonucu da görülebilmektedir.
AKCİĞER EMBOLİSİ BELİRTİLERİ NELERDİR?
Akciğer damarı aniden tıkandığı zaman oradaki kan alışverişi ve oksijen alımı bozulmaktadır. Bu durum sonucunda hastada ani meydana gelen bir nefes darlığı, kalp çarpıntısı, öksürük ve bazen de kanlı balgam görülebilmektedir.
Bazen de akciğerin büyük ana damarlarından biri tıkanabilmektedir. Bu durumda göğüste çok şiddetli bir baskı ve bayılma da söz konusu olabilmektedir.
Göğüs duvarına yakın bir damarda pıhtı olduğunda batıcı bir ağrı oluşabilmektedir. Hasta derin bir nefes aldığında bıçak batıyormuş hissi uyandıran ciddi ağrılar yaşayabilmektedir. Bu gibi durumlarda mutlaka akciğer embolisi akla gelmelidir.
Her iki pulmoner arterin tıkanması ise ani kalp durmalarına ve ölümlere neden olabilmektedir. Bu nedenle pulmoner arter embolileri kalp krizi ile karışabilmektedir.
AKCİĞER EMBOLİSİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ NELERDİR?
Akciğer embolisinin hafif, orta ve ağır formları bulunmaktadır. Akciğer embolisinde tedavi, kan pıhtısının ilaçla çözülmesi, bir kateter ile parçalanması veya cerrahi olarak çıkarılmasından oluşmaktadır.
Hafif bir akciğer embolisi durumunda, tedavi olarak antikoagülanlar adı verilen kan sulandırıcı ilaçlar genellikle yeterlidir. Komplikasyon riski düşükse, hastalar bazen ayaktan (evde) tedavi edilebilir.
Ağır formda akciğerin her iki ana arteri tıkanmıştır. Hastada ani bir şok tablosu oluşmuştur. Dolaşım bozukluğu ve oksijen yetersizliği de olan hastalar yoğun bakım şartlarında tedavi edilmektedirler. Akut ve şok tablosu ile gelen hastalarda fibrinolitik denilen damarları tıkayan pıhtıların eritilmesi sağlayan ilaç tedavileri uygulanmaktadır. Ağır durumlarda embolektomi denilen cerrahiler de uygulanabilmektedir. Bu ameliyatı kalp ve damar cerrahları pıhtıları temizlemek için nadiren yapmaktadır. Hangi tedavinin uygulanacağına hastanın risk faktörleri değerlendirilerek hekimler karar vermektedir.
Heparin tedavisi de akciğer embolisinde kullanılan tedaviler arasında yer almaktadır. Heparin tedavisi kandaki pıhtılaşmayı ve yeni pıhtıların oluşması engellemektedir fakat damarı tıkayan pıhtıyı eritmez. Kullanılan ilaçların kan sulandırma dereceleri farklı olmaktadır. Bunların takibi ise yine laboratuvar tetkikleri ile sağlanmaktadır.
Uygulanan kan sulandırıcı ilaçlar yeni pıhtıların oluşmasını engellemek için yapılmaktadır.
Var olan pıhtıyı eriten ise vücudun kendi fibrinolitik mekanizmasıdır. Vücut ilk 24 saat içinde faaliyete geçerek var olan pıhtıyı eritme sürecini başlatmaktadır.