2005 tarihli AİHM kararı hala uygulanmadığı için. Kararda da defalarca ÇED prosedürünün uygulanmadığı defalarca dile getirilmiş. Bu dile getirilmesine rağmen hala ÇED muafiyeti uygulanıyor. O OKYAY kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin önünde. Neden uygulanmadığı konuşuluyor” açıklamasını yaptı.
Muğla'nın Milas ilçesi İkizköy'de bulunan Akbelen Ormanı'nda Limak Holding ve IC Holding'in ortak iştiraki YK Enerji'nin maden sahasını genişletmek için başlattığı ve 780 dönümlük arazideki ağaçların kesilmesiyle sonuçlanan mücadelede, bölge halkının şirketin "ÇED muafiyeti kararına" karşı açtığı dava bugün görüldü.
Muğla 2. İdare Mahkemesinde görülen davanın ardından davacı avukatı İpek Sarıca, basın açıklaması yaparak bilgi verdi.
“Bu kadar büyük yaptırımları olacak bir şey hala uygulanmıyor”
Kamu yararının gözetilmediğinin altını çizen Sarıca, şunları söyledi:
“Bugün görülen dava, Akbelen’deki ÇED muafiyetinin iptali içindi. Açıdan davada hiçbir zaman ÇED muafiyetinin neye göre verildiği veya hangi denetime tabi tutulduğu, hangi belgelere göre bir verildiği ne idare tarafından, ne davalılar tarafından sunulmadı. Böyle bir gerçeklik var davada. Yani bilgi saklanıyor. Aynı zamanda 2005 tarifinde ÇED muafiyeti kararında uygulanması gereken hüküm bile uygulanmıyor. Mülga hüküm uygulanıyor. 2023 tarihindeki ÇED muafiyeti yönetmeliğindeki hüküm uygulanmış. Ancak 2024 tarihinde farklı bir hüküm var. O hükme göre 5-6 tane kriter var. Onların sağlanması gerekiyor. Ancak hiçbir şekilde bunları sağlandı mı sağlanmadı mı? Denetimi dahil yapılmamış. Akbelen’in ormanları kesildikten sonraki faaliyetlerin sonuçlarının neler olabileceği konusunda Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı bir kitapçık var. Orada bahsedildi. Biz köylüler Ağustos 2023’ten beri bunları birebir yaşamaya başladık. Yüzey depremleri hissediyordu orada. Ve ÇED muafiyetinin sonuçları aslında bunlar. Ve insanlar buna tabi oluyor. Yine şirket tarafından bir hava emisyon ölçümü yapılmış bizim emisyon ölçümü yaptığımız tarihlerde. Biz Akdere'nin dibinde yaptık. Ancak şirket ise Yeniköy Kemerköy Termik Santrali'nin önünde dört noktadan yapılmış. Yani arada yaklaşık 2-3 kilometre mesafe var. Ve orada demiş ki ‘Ona göre ben hava kalitesi standartlarına uyuyorum.’ Gerçekten uyuyor musunuz? Uymadığınızı tespit ettik. ÇED muafiyetinin sonucu bunlardı. Biz bunları neden yaşıyoruz? 2005 tarihli AİHM kararı hala uygulanmadığı için. Kararda da ÇED prosedürünün uygulanmadığı defalarca dile getirilmiş. Bu dile getirilmesine rağmen hala ÇED muafiyeti uygulanıyor. Ancak unutmayın. O OKYAY kararı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin önünde. Neden uygulanmadığı konuşuluyor. Bu kadar büyük yaptırımları olacak bir şey hala uygulanmıyor.”
Bölge halkı isyan etti
Duruşmanın ardından, davacı olan bölge halkı isyanını bir kez daha dile getirdi. Şirketin faaliyetleri yüzünden tarımın ve hayvancılığın bittiğini dile getiren bölge halkı, sağlık boyutunu da dikkat çekti.
Davacı Melahat Çulhan, maden faaliyetleri ve toz aşınımı yüzünden bölgedeki kanser vakaları ve kanserde ölenlerin sayısında ölçüde artış olduğunu söyledi. Çulhan ayrıca, dinamit patlatma faaliyetleri nedeniyle evlerinde çatlaklar oluştuğuna dikkat çekti.