Milli Gazete''nin haberine göre, dolar kurunun yüksekliği ve Brent petrolün 95 dolara koşması, akaryakıt fiyatlarına peş peşe zammı beraberinde getirmişti. Ocak ve Şubat ayında ardı arkasına zam gelen benzin ve motorin fiyatları 16 TL''ye dayanmış, LPG ise 10 TL''ye çıkmıştı. Brent Petrol bugün itibarıyla 96 doları geçti. Dolar kuru tahmin ve yorumlarıyla dikkat çeken ekonomist Atilla Yeşilada''dan akaryakıt fiyatlarına zammı tetikleyecek dikkat çeken petrol fiyatları analizi geldi.
ABD ve Rusya''nın Ukrayna üstünden yaşadığı gerilime değinen Atilla Yeşilada, "Putin’in derdi Ukrayna’yı işgal etmek değil. Amaç çok, çok uzun süre Ukrayna gerginliğini en yüksek noktada tutup, enerji fiyatlarının zirvede kalmasını sağlamak" tespitini yaptı.
Putin''in maksadı Batı''ya darbe vurmak olduğunu belirten Atilla Yeşilada, "Brent’i bir yıl dolar 100/varilin üstünde tut, enflasyona alışık olmayan ahali demokrasiden çıkıp faşizme dönsün. Yapabilir mi? Yapabilir. OPEC’de fazla atıl kapasite yok. Tüm dünyada atıl kapasite düşük, çünkü artık petrol ve doğalgaz arama faaliyetlerine/yatırımlarına kaynak bulmanın sermaye maliyeti arttı. Doğalgaz daha da beter. Avrupa tamamen Rusya’nın elinde oyuncak" yorumunu yaptı.
100 DOLARIN ÜSTÜ TEHLİKE
100 doların üstündeki petrol fiyatlarının yan etkilerini açıklayan Yeşilada, şu ifadeleri kullandı:
"Öncelikle, Fed çok zor durumda kalacak. Geleneksel olarak petrol fiyatında artış bir “arz şokudur”, para politikası ile tepki vermek, yani artan enflasyona ilaç olarak faiz artırmak gerekmez. Fakat, bu kez arz şoku zaten enflasyon alevi harıl harıl yanarken vuruyor. Batı eskisi kadar petrole bağımı olmasa da, yine de enerji fiyatlarında kalcı bir artış tüketicinin belini kıracak. Ücret baskıları zaten yükseliyor, bir de petrolden dolayı zam talepleri coşarsa, Fed ABD’yi resesyona sokmadan enflasyonu kontrol altına alamaz.
Petrolun para politikasıyla etkileşimini sadece Fed özelinde anlattım, ama enerji ithal eden her devlet aynı ikilemle karşı karşıya.
Brent’in doları 100’da tutunması ABD (1Y2022) ve Avrupa’da (2Y2022) trend enflasyona yarım puan ekliyor. “Yarım puan ne ki, biz artık onar onar sayıyoruz” demeyin. Eğer Euro-bölgesi’nde enflasyon 2-3 yıl ufukta AMB öngörüsünün yarım puan üstüne çıkacaksa, banka çok acil faiz artırmaya zorlanır.
Goldman Sachs Brent’in dolar100’ü kırması için 3''üncü çeyreği hedef gösterirken, başta Türkiye gibi Gelişmekte Olan Ülkeler (GOÜ) olmak üzere global enflasyonda 60 baz puan yükseliş bekliyor.
"TAHIL VE SEBZE UÇAR"
Enerjiye yoğunlaştım, ama Rusya ve Ukrayna’nın dünyanın tahıl ambarı olduğunu da unutmayalım.
Enerji ve gıda fiyatları yükseldiğinde, sosyal hoşnutsuzluk patlak verir. Türkiye’de bu olgunun kötü bir örneğini görmeye başladık.
Hazır Türkiye demişken, Ukrayna gerginliğinin ekonomiye etkisine şöyle bir bakalım. Enerji fiyatları beklenenden yüzde 20 daha yüksek seyretse ki, gayet makul bir tahmin, cari açık dolar 8 milyar civarında genişliyor. Enerji fiyatlarında artışın enflasyona etkisini hükümetin zam stratejisi belirler, ama 4 puandan daha az yansımaz derim. Zaten, hükümetin enerjiyi sübvanse edecek mecali de kalmadı. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Fatih Dönmez’e göre, bu fahiş fiyatları sabit tutmak için dahi geçen sene bütçeden TL 160 milyar çıkmış. Bu sene GSYH bakkal hesabıyla TL 7 trilyon olsa, en az GSYH’nin yüzde 2’si kadar sübvansiyon gerekecek bütçeden. Bu sene bütçe açığını yüzde 4’le sınırlamak da hayal olabilir.
Çiftçi, gübreye yüzde 30 indirim gelse de, hala toprağına fazla serpemiyor. Mazot ve tarımsal ilaç fiyatları da patlarsa, bu sene yalnız tahılda değil, sebzede de fiyatlar göğüslenemez düzeye yükselebilir."