Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık, 75. Yıl Huzurevi, Yaşlı Bakım ve Rehabilitasyon Merkezinde gazete ve televizyonların Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Buluşmaya Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu da katıldı.
Bakanlığının faaliyetleriyle ilgili bilgi veren, gazetecilerin sorularını yanıtlayan Yanık, bir gazetecinin “Bazı değerlendirmelerde Türkiye’ye göç eden, farklı ülkelerden gelen çoğunlukla Orta Doğu ülkelerinden gelen kişilerin doğurganlık oranının çok yüksek olmamı sebebiyle demografideki değişimin çok arzu edilmeyen şekilde dönüşüm ortaya koyabileceği ifade ediliyor. Özellikle Doğu ve Güneydoğu illerimizde bu yönüyle bir çalışma var mı?” sorusuna yanıt verdi.
“90’LARDA DA ‘KÜRTLER ÇOK ÇOCUK SAHİBİ OLUYOR’ DENİYORDU”
“Sığınmacıların nüfus ve doğurganlığı şu an için bizim açımızdan bir tehdit oluşturmuyor.” diyen Yanık, “Özellikle Güneydoğu’dan bir geriye dönüş başladı. Yani sığınmacı nüfusun bir kısmı geriye dönmeye başladı birincisi bu. İkincisi ülke sınırları içerisinde onlarda da çok öyle absürt bir aşırılık yok. Üçüncüsü zaman zaman demografi çok farklı değerlendirmelerin konusu olabiliyor. Ben sizinle çok açık konuşacağım. Hatırlayın. 90’larda en çok tartıştığımız konulardan birisi Doğu, Güneydoğu''daki Kürt nüfusun çok fazla çocuk sahibi oluyorlar, günün birinde nüfus tam tersi olacak, PKK vs. Bizim vatandaşımız yani üstelik Kürtlerin tamamı da PKK destekliyor değil.” dedi.
BAKAN YANIK “TEHDİT DEĞİL” DEDİ AMA…
Bakan Yanık her ne kadar, “Sığınmacıların nüfus ve doğurganlığı şu an için bizim açımızdan bir tehdit oluşturmuyor.” dese de başta Kilis olmak üzere özellikle bazı şehirlerin il genelindeki sığınmacı nüfusunun Türk nüfusunu geçtiği yerlerin olduğu iddia ediliyor.
BAKAN YANIK KAYGIYI GERÇEKÇİ BULMADI “İDEOLOJİK” DEDİ
Bakan Yanık devamında ise “demografik kaygının” somut ve gerçekçi olmaktan çok ideolojik, fikri arka planı taşıdığını iddia eden Yanık, şöyle devam etti:
“Bu noktada biz şu anda özellikle mesela sığınmacılar noktasında yeri gelmişken onu da kısacık söyleyeyim. Bizim temel hareket noktamız bakanlık olarak. Çünkü sığınmacı çocuk ve kadınlarla ilgili sorumluluğu da yine biz taşıyoruz. Göç İdaresi daha çok Türkiye''ye kabul şartlarının değerlendirilmesi ve işte belki konaklama ama sosyal uyum kısmı tamamen bizde.”
SIĞINMACILAR KONUSUNDA TEMEL HEDEFLERİNİN “TOPLUMSAL UYUM” OLDUĞUNU SÖYLEDİ
Sığınmacılar konusunda temel hareket noktalarının güvenli geri dönüş sağlanana kadar toplumsal uyumun sağlanması olduğunu belirten Yanık, “Sağlık, eğitim, sosyal hizmet noktasında özellikle yakından takip etmeye çalışıyoruz. Uluslararası kuruluşlarla yaptığımız bir takım projeler finansman destekleri çerçevesinde bu anlamda bir sosyal uyum yapıyoruz. Daha önce yaptığım bir konuşmada hatırlayacaksınız, çok konuşuldu. Şu ana kadar sığınmacılara 40 milyar dolara yakın bir harcama yapıldı vesaire sosyal maliyeti de dahil olmak, bütün yaptığımız bu değerlendirmelerde bu konular hep çok provokatif bir tartışmaya konu ediliyor. Halbuki bizim işaret ettiğimiz şey tamamen sığınmacılarla alakalı yol yapıyorsunuz örneğin Ankara''nın herkesin kullandığı yer, onlar için de bir sosyal maliyeti oluşturuyor. Biz şu anda bu anlamda özellikle sosyal uyumun sağlanması, sağlıklı bir toplumsal yapının kurulması, sığınmacıların bir ayrıksı problematik olarak değil, bu toplumun için içinde katma değeri olan, katkısı olan birer unsura dönüşmesi için elimizden geleni yapıyoruz.” şeklinde konuştu.
SOSYAL YARDIM MESELESİ
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık, Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu’nun “Cumhurbaşkanı sosyal yardımları artırmakla övünüyor. Sosyal yardımları artırmak mı, kaldırmak mı azaltmak mı önemli. Sosyal yardımları azaltma hedefiniz var mı? Kime ne yardım yapılıyor diye onları bir yazı konusu yapmak istiyorum.” sorusuna şöyle verdi:
Yanık, vatandaşlara "ölene dek hayatının herhangi bir noktasında devletin desteğine ihtiyacı olursa devlet orada" güveni vermeyi hedeflediklerini söyledi. Yanık, "Bizim sosyal yardımlarla alakalı temel bakışımız devletin desteğine ihtiyacı olduğu her noktada vatandaşın yanında olmak. Üretilen toplam bir değer var ortada ve buna daha az erişen vatandaşın desteklenmesi gerektiğini düşünüyoruz. Yani bizim sosyal yardımlarımızın temeli sadece yoksulluk, sadece karnını doyurmak değil, tam tersi." dedi.
Son hizmete aldıkları sosyal yardımlardan birinin sosyal yardım yararlanıcısı ailelerin üniversite öğrencisi çocuklarının ulaşım giderlerinin karşılanması olduğuna işaret eden Yanık, "Başarılı çocuklar var, destekleyelim. Çocuklar o güveni hissetsinler. Bakın yurt dışında eğitim alanları dahi biz bu programın içine koyduk. Sosyal yardım yararlanıcısı bir ailenin çok parlak, çok başarılı bir çocuğu olabilir. Biz diyoruz ki devlet olarak sen bunu yaptığında yanındayız. Belki bir kişi çıkacak, belki on kişi önemli değil. Ama çıktığında biz onu destekleyeceğiz. O çocuklar o güveni bir hissetsinler." ifadelerini kullandı.
Kurum bakımındaki çocuklarla her buluşmasında "Ebeveyniyle yaşayan bir çocuğun imkanı anne babasının imkanı kadardır. Sizin imkanınız, devletin imkanı kadar. İsteyin yeter ki" dediğini anlatan Yanık, "Siz istediğiniz zaman biz size bu devletin bütün imkanlarını seferber ederiz. Böyle yaklaşıyoruz meseleye. Yeter ki onlar yapsınlar, başarsınlar ve biz de onları cesaretlendirelim. Sosyal yardım, işte iki kuruş verdin, karnını doyurdu, iki ekmek aldı, öyle değil. Bu ülkenin ürettiği bir refah var. Buna herkes katılsın olabildiği ölçüde. Genişletmeye çalışıyoruz. Standartları yükseltmeye çalışıyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
yenicaggazetesi.com.tr
İlgili Haberler