Ahrar terörü
Stuttgart Mahkemesi'nin, Suriye'deki küresel operasyonda Türkiye ile aynı cephede yer alan Ahrar El Şam hakkındaki kararı üzerine, Zeynep Gürcanlı'nın Sözcü'deki dünkü köşesinde "Ahrar, Almanya'da "terör örgütü" oldu, ya Türkiye'de?" diye sorduğunu görünce gayri ihtiyari ağzımdan çıkıverdi;
Mümkün mü!
***
İlla "o Ahrar bu Ahrar değil ki" diyerek mecazlarımızı, ironilerimizi velhasıl demeyi istediğimizi boşluğa düşürmeye çalışacak birkaç aklı evvel çıkar ya... Bu yüzden "durum" değil "çağrışım" üzerinden olduğunu belirterek;
"Ahrar" itibarına zinhar zeval getirilemeyecek, itibarsızlaştırılması teklif dahi edilemeyecek kutlu bir mirastır bizim iktidar sahiplerinin gözünde; değil ki bir terör örgütü ile "adaş"lığını sindirebilsinler!
Şimdi tankla tüfekle "temizlemeye" çalıştıkları IŞİD'e dahi IŞİD dememek için kırk bin tane "özgün" isim türetmediler mi?
Ahrar, hem ülkü hem metot olarak kuruluş ilhamıdır iktidarımızın!
Liberallerle yol arkadaşlığından eyalet modelinin zeminini döşeyen idari dönüşümlere kadar bir çok yöntemin yol haritasıdır;
Mesela en Atatürkçü oldukları sanılan zamanda bile Atatürk portrelerini indiriyorlar ya "millî irade"nin kale duvarlarından; sorsan Ahrar'ın öncüsü Prens Sabahattin'i muhtemeldir ki "oralara" çok daha "layık" görürler!
Taşeron kardeşliği vardır hiçbir şey yoksa aralarında; biri İngilizlerin öteki İngilizlerin o günü hedefine bugün yürüyen ABD'nin!
"İki ayyaş" dememişlerdir belki ama "İttihat ve Terakki" deyince tüyleri diken diken olan, alerjik bir kaşıntıya tutulanların fikri temelidir Ahrar; saltanatçıdır.
"Yandaş medya"laştırmanın "ecdadı"dır.
***
Evet benim bugünkü iktidar sahipleri ile özdeşleştirdiğim Ahrar Fırkası ile Almanya'nın "terör örgütü" ilan ettiği Ahrar El Şam arasında hiçbir organik bağ, illiyet ilişkisi yok yok olmasına...
Ve sahiden de Türkiye'nin "terör örgütü" ilan edilmiş Ahrar ile aynı cephede omuz omuza savaşıp sonra da müttefiklerinin PYD'yle ittifakına nasıl karşı çıkacağı kafa yorulması gereken bir "mesele" ama...
Dibine kadar sembolizme batmış bir zihniyetin sadece bu "adaşlık/çağrışım" durumundan dolayı bile Ahrar'ı terör örgütü olarak tanımama ihtimali yok mu sizce de?
Gözlerine benzer perde inmelere şahit olmadık mı daha önce de?
***
GÜNÜN SORUSU
-----
Daha kaç çocuğun yaşanmamış hayatını "ana duası" ile "hoca selâsı" arasına sıkıştırıp toprak atacağız yaşamayı hayal ettiklerinin üzerine?
Çalsın sazlar...
-----
Önceki gün öğleye doğru...
Televizyonda CNN Türk açık; Güneri Cıvaoğlu'nun Şeffaf Odası ilk defa bu ekranda... Genç müzisyen konuğu şarkılar söylüyor Cıvaoğlu da hayran hayran dinliyor...
Tam da o sırada yanıp sönmeye başladı ekranın kenarında acı haber:
8 Şehit...
Şemdinli...
Karakola saldırı...
Yaralılar var...
(Sonrasını biliyorsunuz saatler ilerledikçe sönen ocak sayısı da arttı -yine-)
Türkiye'nin her yerinden evladı Şemdinli'de olanların yüreği pırpır, Şemdinli halkı diken üstünde "içlerinden" siviller de var çünkü katledilenler arasında; ve CNN Türk devam ediyor şarkılara...
Program bant yayını; dolayısıyla programı yapanlara, sunanlara vebal yüklemenin anlamı yok.
Ama "hiç değilse" diyorum...
Hiç değilse birkaç dakikalığına kesemez miydi o yayını CNN Türk... Kesip de acısı yüzünden okunan bir spiker "ayrıntılara ulaşmaya çalışacaklarını" filan duyuramaz mıydı...
En nihayetinde hayatımızı borçlu olduğumuz hayatları o daracık "son dakika" bandına sığdırmak şart mıydı!
Ayıp olmadı mı?
NOT: Ben o an o kanalda olduğum için böyle yazdım ama maalesef medyanın neredeyse tamamına yakını "teröre teslim olmamak"la "terörü kanıksamak" arasındaki ince çizginin doğru tarafında durmayı becerebiliyor değil maalesef...
Çocuk parkı kaldırıldı şimdi de halı saha çıktı Anıtkabir'de; değil şut çekmek Cumhuriyet'i kuranların, Türk'ün son bağımsızlık savaşını kazananların kemiklerinin üzerinde halay çekseniz nafile... Silemeyeceksiniz gönlümüzden....