Fikirleriyle ve eserleriyle bir nesle hocalık eden Kabaklı dualarla anılacak.
Kabaklı Hoca anılıyor
Gazeteci - yazar Şeyhülmuharririn Ahmet Kabaklı, vefatının 7. yıldönümünde düzenlenen etkinliklerle anılıyor. Anma programı çerçevesinde sevenleri ve öğrencileri 8 Şubat cuma günü (Bugün) saat 10.30’da Eyüp’teki kabri başında buluşacak.
Kurucusu olduğu Türk Edebiyatı Vakfı’nın bu haftaki Çarşamba Sohbeti’nde de Ahmet Kabaklı anıldı. Yakın dostu ve arkadaşları Prof. Dr. Süleyman Yalçın, Prof. Dr. Oktay Aslanapa, Prof. Dr. Nejat Diyarbekirli ve Dr. Metin Eriş Kabaklı’nın Türk kültür hayatına hizmetlerini anlattı.
Edebiyatımızın bin 300 yıllık macerasını 5 ciltlik Türk Edebiyatı adlı baş yapıtında toplayan Ahmet Kabaklı, yazdığı diğer eserlerinin yanısıra, makaleleriyle de milletimize yarım asırdan fazla süre gazete köşelerinden yol göstermişti. Kabaklı, kalemiyle kültür emperyalizmine karşı mücadele verenler arasında yer aldı.
Bilgi Tel: (0212) 526 16 15
Türk Edebiyatı Vakfı
Konuk Kalem
Karşılıksız seven adam
8 Şubat 2008, Gazeteci-yazar, edebiyat araştırmacısı, fikir adamı ve kendini kabul ettirmiş bir hoca olan Ahmet Kabaklı’nın 7. ölüm yıldönümüdür. Kabaklı, 77 yıllık ömründe ne berzahlardan geçti, ne sıkıntılar çekti ve memleketine ne hizmetler yaptı...
Ahmet Kabaklı, doğumundan ölümüne kadar sürdürdüğü hayat çizgisi bakımından gençlere örnek olacak özellikler taşır. En başta geçirmiş olduğu çok sıkıntılı çocukluk devresi ona memleketini daha çok sevdirmiştir.
O, kalemini milleti ve devleti için kullanmış usta bir gazeteci ve fikir adamıdır.
O, toplum insanıdır. Millî kültürü yaşatmak uğruna atılan her adımı desteklemiş ve yapılan her mücadelenin başında yer almıştır. 1980 öncesinde yaşanan dil kargaşasında da “yaşayan Türkçeyi” bir mesele hâline getirmiş ve yazdığı gazetenin sütunlarını her gün dil meselesine ayırtmıştır. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından başlatılan ve yarım kalan 1000 temel eser projesinin, Tercüman gazetesi tarafından 1001 Temel Eser adıyla devam ettirilmesine ön ayak olarak, kültürümüzün temel taşı olan eserleri bize kazandıran yine Ahmet Kabaklı’dır.
Avrupa ile ilişkilerimizde kendi kültür ve medeniyetimize güveni ve kişilik sahibi olmayı temsil eden önemli ve örnek fikir adamımız Kabaklı, kendi tarihimize bütüncü bakışı temsil ve telkin etmesi bakımından da değeri ve etkisi inkâr edilemeyecek bir kültür adamıdır.
Bu maddeleri daha da uzatmamız mümkündür. Ancak yapılması gereken, ölçüsüz övgüler yerine, bu insanların eserlerini tanıtmak ve okutmaktır. Prof. Dr. Mehmet Kaplan’ın çok sık tekrar ettiği bir sözü vardı: “Bir kişi hakkında yazılmış elli tane yazı okuyacağınıza o kişinin eserini okuyun. Daha çok şey öğrenirsiniz.”
Allah’a ve onun rahmetine olan sarsılmaz imanı dolayısıyla asla dünya menfaatlerine kendini kaptırmamıştır. Ölümüne kadar kalemini eğip bükmeden daima Haktan yana kullanmasının ardında yatan en önemli etken, Münire Anadan miras olarak devraldığı temiz Tanrı inancı idi. İnsan bu inancı bir defa ruhuna sindirdi mi, artık hiçbir güç ve menfaat onu elde edemez... Hiçbir tehlike onu korkutamaz. Ahmet Kabaklı’ya asla geri adım attırmayan irade, onun bu temiz Tanrı inancından güç alıyordu.
Vefatının 7. yılında milletini ve devletini karşılıksız seven bu müstesna insanı saygı, hasret ve rahmetle anıyorum...
İsa KOCAKAPLAN
