Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ
Özcan YENİÇERİ

Ahmet Hakan'ı dövmek!

O akşam Tarafsız Bölge'de Ahmet Hakan'la beraberdik. Program öncesinde, sırasında ve sonrasında tedirgin ve kaygılı olduğu her halinden belliydi. Saat 24'te program bitti. Önce biz ayrıldık, ardından da Ahmet Hakan... Sonra o malum saldırı gerçekleşti.

Ahmet Hakan her şeyden önce işini çok iyi yapan bir gazeteci ve televizyoncudur. Programlarında ve yazılarında özenle muhafaza ettiği üslubu ve özgün bir yaklaşım biçimi vardır. CNN'de sunduğu "Tarafsız Bölge" programında, adına uygun bir biçimde fikri olan herkese tarafsız davrandığı cümle âlemce malumdur.

Ahmet Hakan'a yapılan saldırı Ahmet Hakan'ın çok ötesinde bir anlam içermektedir. Bu saldırı, Ahmet Hakan özelinde muhalif basına haddini bildirmeye yönelik kaba bir mesajdır. Saldırıyla muhalif yazanlara, konuşanlara ve eleştirenlere birileri istersek 'sizi sinek gibi ezeriz' mesajı vermiştir.

Bilindiği gibi son bir ay içinde Hürriyet gazetesine yönelik olarak iki saldırı gerçekleşti. Bu saldırılardan birine de bir milletvekili eşlik etmiştir. O, milletvekili ilk saldırıda kalabalık gruba Ahmet Hakan'ın Nişantaşı'ndaki evinin önüne gitmeyi düşündüğünü söyleyip "Bunlar dayak yememişler hiç. Bizim hatamız bunlara zamanında dayak atmamak oldu!" demiştir.

Tam da AKP milletvekilinin dediği gibi Ahmet Hakan, AKP'li saldırganlar tarafından Nişantaşı'ndaki evinin önünde saldırıya uğramıştır. İşin kriminal ve yargı soruşturması devam ediyor. Tetikçiler belli, önemli olan onların arkasındaki gücü ortaya çıkarmaktır. Onun da mümkün olmadığı açıktır.

Çoğu vatandaş sanıyor ki, AKP diğer partiler gibi sıradan bir siyasi partidir. Diğer yanları bir yana AKP'nin hiçbir siyasi partiye nasip olmayan, kendisine bağlı bir havuz medyası vardır. Bu medyanın "yüz milyon sen ver... yüz milyon da sen ver" sistemiyle yüzde yüz helalinden (!) işleyen bir finans mekanizması da vardır.

AKP iktidarı, medyanın siyaset üzerindeki etkisinin, bütün diğer siyasi partilerden daha çok farkındadır. Bu parti iktidarının devamının medyanın baskı ve tahakkümle sindirilerek denetim altına alınmasından geçtiğine inanıyor. Medya patronları, televizyoncular ve gazeteciler üzerindeki baskı, iktidar kaybetme korkusunun ürünüdür!

AKP, bir yandan devlet eliyle kendi medyasını beslerken, her geçen gün diğer medya grupları üzerindeki baskısını artırmaktadır. AKP'nin muhalif medya üzerindeki baskı, sindirme ve yok etme harekâtı bugünün konusu da değildir.

Zamanın Başbakanı Erdoğan, gazete patronlarına aynen şöyle seslenmişti: "Ne yapayım köşe yazarı, hâkim olamıyorum, diyemezsin. 'Sen bunun sorumlususun arkadaş' diyeceksin... Köşende yazı yazanın maaşını sen veriyorsun." Devamında da gazete patronlarından, köşe yazarlarını, "Kusura bakma kardeşim, bizim dükkânda sana yer yok" diyerek kovmasını istemişti.

Daha sonraki süreçte anketlerin nasıl manipüle edileceğinden, alt yazıların nasıl olması lazım geldiğine kadar, bizzat zamanın Başbakanı müdahale etmiştir. AKP yöneticileri için "Alo Fatih hatları" ya da "Batsın Sizin Gazeteciliğiniz" sıradan birer söylemdir. İnternet, Facebook ve YouTube sansür ve sınırlamaları ise AKP iktidarının rutin uygulamalarıdır.

AKP iktidarlarının medyaya karşı olan tavrı gayet açıktır. AKP yanlısı bir yazar, Ahmet Hakan'ı "sinek gibi ezmekten", bir AKP milletvekili 'döverek' hizaya getirmekten, diğer bir başka milletvekili de 'Aydın Doğan'ın tırnaklarını ve dişlerini sökmekten' söz ediyor.

Bunları söyleyen milletvekili diş hekimi ya da manikürcü/pedikürcü olmadığına göre ne söylediği yeterince açık değil midir?

Bu herhalde sağlıklı bir ruh halini anlatmıyor. 7 Haziran seçimlerinde kimyası ve dengesi adamakıllı bozulmuş olan iktidar yardakçıları hırslarını Ahmet Hakan ve Hürriyet gazetesinin camlarından çıkarmışlardır. Durum budur.

Ahmet Hakan'a geçmiş olsun dileklerimi iletiyorum!

Yazarın Diğer Yazıları