Ahmet Davutoğlu: Teröristlerle iş birliği yapanlar, Osman Öcalan’ı ekrana çıkaranlardır, biz değil

Ahmet Davutoğlu: Teröristlerle iş birliği yapanlar, Osman Öcalan’ı ekrana çıkaranlardır, biz değil

Ahmet Davutoğlu 'terörist' tartışmalarına ilişkin konuştu. Davutoğlu, "Teröristlerle iş birliği yapanlar, Osman Öcalan’ı ekrana çıkaranlardır, biz değil." ifadelerini kullandı.

Millet İttifakı Cumhurbaşkanı Adayı ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, bugün Muğla’da Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’la birlikte miting düzenledi.

Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Muğla’da yurttaşlara seslenirken dedi. Davutoğlu, “2019’da seçimleri kazanmak için bunlar, kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’ı TRT ekranlarına çıkarmadılar mı? Teröristlerle iş birliği yapanlar, Osman Öcalan’ı ekrana çıkaranlardır, biz değil. Diyor ki Cumhurbaşkanı, ‘Onlar Kandil’den talimat alıyorlar’ diyor. Kandil’den değil de İmralı’dan mektubu kim getirdi? Erdoğan’ın izni olmadan kimse İmralı’ya gidemez. İmralı’dan medet umanlar, bize laf söyleyemezler.”

Ahmet Davutoğlu, mitingde yaptığı konuşmada şunları söyledi:

“TERÖRİSTLERLE İŞ BİRLİĞİ YAPANLAR, OSMAN ÖCALAN’I EKRANA ÇIKARANLARDIR”

“Ne diyor Adalet Bakanı? Muhalefet, teröristlerle iş birliği yapıyormuş. Türkiye Cumhuriyeti tarihinde teröristlerle en çetin mücadeleyi veren bir başbakan olarak meydan okuyorum. Eğer herhangi birimizin böyle bir irtibatını tespit ederlerse işte meydan burası. Biz, hukuktan kaçmadık. Onlarınki spekülasyon, iddia. Ama bir gerçek var. 2019’da seçimleri kazanmak için bunlar, kırmızı bültenle aranan Osman Öcalan’ı TRT ekranlarına çıkarmadılar mı? Teröristlerle iş birliği yapanlar, Osman Öcalan’ı ekrana çıkaranlardır, biz değil. Diyor ki Cumhurbaşkanı, ‘Onlar Kandil’den talimat alıyorlar’ diyor. Kandil’den değil de İmralı’dan mektubu kim getirdi? Erdoğan’ın izni olmadan kimse İmralı’ya gidemez. İmralı’dan medet umanlar, bize laf söyleyemezler.”

“BENİM, YURT DIŞINDA 1 SENTİM DAHİ YOK”

“Diyor ki ‘14 Mayıs günü yabancılara, işgalcilere Türkiye’yi teslim etmeyeceğiz’. İnsanda bir vicdan olur ya. Yabancı bankalarda hesabı olanlar, Türkiye’ye ve bize ders veremezler. Biz, Toros Dağları’nın yörükleriyiz, Türkmen obasının çocuklarıyız. İşte meydan okuyorum. Benim, yurt dışında 1 sentim dahi yok. Yabancı bankalarda bir hesabım yok. Sayın Kılıçdaroğlu’nun yok. Diğer liderlerin yok. Siz ne hesap vereceksiniz? Dün bir televizyon kanalında, benim iddiamı yalanlıyor. Bana cevap verme, cevabı Hollanda basınına ver. Davayı Hollanda basınına aç. Hiç kimse tereddüt dahi etmesin; bir daha Türkiye Cumhurbaşkanı, hiçbir yabancı devlet başkanından ‘aptal olma’ diye mektup almayacak, alamayacak.”

“DARBE DEĞİL DE OSMANLI ŞAMARINI YEMEK İSTİYORLAR”

“İçişleri Bakanı’na da söyleyecek birkaç sözümüz var. Diyor ki eğer 14 Mayıs akşamı bu iktidar giderse bu, siyasi darbe olurmuş. Ya seçimlerin sebebi ne? İktidarın gitmesi, gelmesi. Bir tek otoriter rejimlerde iktidar el değiştirmez. Kendisi darbe kavramını bilmiyor. Darbe değil de bir Osmanlı şamarını yemek istiyorlar da şimdiden ‘darbe’ diye suçlamaya kalkıyorlar. Seçimlere ‘siyasi darbe’ diyen birisi demokrat olmaz. Bu ülkenin diktatörlüğe girmesinin önünü açıyor demektir. AK Parti ve MHP, seçmenini kışkırtmaya, tahrik etmeye çalışıyor. Millet İttifakı’nın iktidarında hiçbir bir milli ve manevi değer kaybolmayacak. Milli ve manevi değerlerin istismar edilmesine de asla izin vermeyeceğiz… Tek bir savunma sanayii projesi bile geride kalmayacak. Ama ne olacak biliyor musunuz? Rekabetçi olacak. Kimse, cumhurbaşkanına yakınlığı dolayısıyla özel muamele asla görmeyecek. Damatlar dönemi bitti. Ne benim ne sayın Kılıçdaroğlu’nun tek bir çocuğunu kimse görmedi, görmeyecek. Malvarlıklarımızın hepsi araştırılmalıdır. Son 20 yıl içinde ve daha önce cumhurbaşkanlığı başbakanlık, bakanlık yapmış olan herkesin malvarlığı araştırılsın. Eğer hesap verilemeyen bir malvarlığı varsa alınsın, Hazine’ye devredilsin. Fakire, fukaraya, şehit yakınlarına, gazilere ve engellilere ayrılacak inşallah.”

“GİDERAYAK KIYILARIMIZI TALAN ETMEYE ÇALIŞIYORLAR”

Muğla’da kıyı alanlarıyla ilgili Bütünleşik Kıyı Alanları Planı çıktı. Muğlalılar itiraz etti. Bir müddet askıya aldılar. 26 Mart 2023’te Cumhurbaşkanı oluruyla bu plan onaylandı ve 19 Nisan’da Muğla’da askıya çıktı. Bu haritaların hepsi benim elimde. Geçmişte bu yolsuzluklara karşı İmar Yasası için mücadele etmiş birisi olarak bunları hep takip ediyorum. İçişleri Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı bu plan üzerinden neler yapıyor biliyor musunuz? Hiçbir zaman imara açılmaması gereken yerler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın yetkisine bırakılarak imara açılıyor. Geçmişte usulsüz ruhsat verilmiş yerler meşrulaştırılıyor. Tahsis edilen yerlerle ilgili yetki, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na veriliyor. Giderayak kıyılarımız talan etmeye çalışıyorlar. 14 Mayıs’ta verilen oyla Muğla kıyılarının, Ege kıyılarının, 85 milyona ait olan bu kıyı alanlarının talan edilmesine de engel olacaksınız. MUÇEV diye bir vakıf, güya vakıf, şirket şirket, tüm bu alanları kapatıyor, onlar üzerinden iktidara yakın olan şirketler buraları imara açıyor. Bodrum, Datça, Dalaman, Menteşe, Marmaris, Köyceğiz, Fethiye, Seydikemer, Ula, hepsi… Bütün bu alanlarda yetki Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na devrediliyor. Bu alanları talan edeceklerle oturacaklar ve yeni rant alanları oluşturacaklar. Bu MUÇEV denilen, arkasında rant çetelerinin olduğu yerlere son vereceksiniz. Mafya yapılarının yer aldığı Yalıkavak marinasına, benzeri olaylara son vermek içim Millet İttifakı’na mührü basacaksınız. Buralarda uyuşturucu ticareti, imar baronları, faiz baronları, milletin kıt kanaat elde ettiği gelirleri yok ediyor. İmar baronlarına, uyuşturucu baronlarına son vermeye geliyoruz.”

“CUMHUR İTTİFAKI DENİLEN ZELİL İTTİFAK GİDECEK”

“15 Mayıs sabahı neler gidecek neler gelecek? Yasaklar gidecek, özgürlükler gelecek. Kutuplaşma gidecek, kucaklaşma gelecek. Yolsuzluklar gidecek, siyasi ahlak gelecek. Hukuksuzluk gidecek, adalet gelecek. Gençlere söylüyorum; mülakat gidecek, liyakat gelecek. Yoksulluk gidecek, Hıdırellez aşkına bereket gelecek. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi denilen ucube sistem gidecek, milletin iktidarını sağlayacak olan Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem gelecek. Cumhur İttifakı denilen zelil ittifak gidecek, milleti temsil eden Millet İttifakı gelecek. 15 Mayıs sabahı, 13. Cumhurbaşkanı’mız Kemal Kılıçdaroğlu gelecek, onunla biz geleceğiz, temiz siyaset gelecek, demokrasi gelecek.” (ANKA)

İlgili Haberler