Partisinin Bartın 1. Olağan İl Kongresi için Bartın’da bulunan Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Davutoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"BEYAZ EŞYA İLE REFAH SEVİYESİ HESAPLANMAZ"
Cumhurbaşkanı'nı dinlerken hüzünlendim, eski bir mesai arkadaşı olarak, bir Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak, Cumhurbaşkanı'nın meselelere bakış tarzını görünce hüzünlendim.
Eğer 2020 yılında, 21. yüzyılın ilk çeyreğini tamamlamaya doğru giderken bir ülkenin Cumhurbaşkanı refah ölçüsü olarak buzdolabı, çamaşır makinası, bulaşık makinasından bahsediyorsa yüz yıl geride demektir.
Doğru, 50'li 60'lı yıllarda buzdolabı sahibi olmak bir lükstü. Fakat 2020 yılındayız Sayın Cumhurbaşkanı. 2020 yılının refah ölçüsü bu millet için buzdolabı ve çamaşır makinası olamaz. Bunlar asgari, her evde olması gereken hususlardır.
İnsanımız işsizlikten, enflasyondan, Türk Lirası'ndaki değer kaybından her geçen gün yoksullaşıyor. Diyarbakır'da bir esnafımız, "buzdolabı rakamları verenlere söyleyin, buzdolabı var ama içini dolduramıyoruz" dedi. Rakamlarla oynamak hiçbir derde şifa değildir.
Sayın Cumhurbaşkanı enflasyonu %25'ten %12'ye düşürmeyi başarı addediyor. Peki enflasyonu %25'e kim çıkardı? Siz çıkardınız. Bu cahil ekonomi yönetimi çıkardı 2018'de?
Sayın Cumhurbaşkanı'nın derhal etrafına bir çeki düzen vermesi lazım. Ekonomi, bir Cuma namazı sonrası Ayasofya'nın önünde veya herhangi bir caminin önünde konuşulmaz, bir basın toplantısında konuşulur.
Cumhurbaşkanı Cuma günü Ayasofya'nın önünde Merkez Bankası rezervini 105 milyar olarak söyledi, dün ise 90 milyar. Peki 15 milyar dolar 3 gün içinde nereye gitti? Bir yere gitmedi. Rakamlara vakıf değilseniz her gün önünüze başka rakam verir yanlış yönlendirirler
Pandemiyi bahane edip Atatürk Havalimanı'nın pistlerini kırıp bazı şirketlere milyarlarca lira kaynak aktardılar. Türkiye'nin yoksulluğunun sebebi bu yolsuzluklardır işte, bunu herkesin bilmesi ve görmesi lazım.
"BAŞKA BİRİ OLSA MALİYE BAKANLIĞI'NA DEVAM EDEBİLİR MİYDİ?"
Açık bir soru soruyorum, eğer Türkiye'yi son 2 yıl içinde bu ekonomik krizin içine sokan, TL'ye yüzde 60 değer kaybettiren, enflasyonu %25'lere çıkaran sonra da 12'ye düşürdüm diye övünen Hazine ve Maliye Bakanı başka biri olsaydı görevine devam edebilir miydi?
AK Parti içindeyken, verdiğim her raporda "akraba kayırmacılığına son verin" dedim ve şunu söyledim: Devleti bir bina gibi düşünün, o binanın içinde yakınlarınız varsa ve deprem olursa onları korumaya çalışırsınız, binayı da, içindeki insanları da unutursunuz.
Türk ekonomisi bir yangın yerine dönmüş ama hesap veren yok. Her fırsatta anlı şanlı nutuklar atan Hazine ve Maliye Bakanı nerede? Türk Lirası'nın belini büktüler ve ortada hesap veren kimse yok.
"KİM BU DIŞ MİHRAKLAR, SÖYLEYEN BERABER MÜCADELE EDELİM"
Bütün devlet erkanına sesleniyorum, kaynak sıkıntısı varsa bir tasarruf tedbiri açıklayın. Ama kendinizden başlayın! Uçaklarınızdan başlayın, lüks konutlarınızdan başlayın, tekrar tekrar yapılan saraylarınızdan başlayın. Yeni vergilerle milleti boğmayın!
Dışişleri Bakanlığı yapmış ve tezler yazmış biri olarak, Hazine ve Maliye Bakanı'nı "emperyalizme" karşı korumak için neredeyse cihad ilan etmiş olanlara sesleniyorum, şu dış mihrakların adını bir koyalım. Kimdir bunlar? Söyleyin hep birlikte mücadele edelim.
Yandaş gazetelerinizin "Reis Trump" diye bahsettikleri Amerikan Başkanı mıdır dış mihrak? Sürekli dostluk mesajları verdiğiniz Rusya mıdır? Avrupa mıdır? Yoksa kapılarında SWAP işlemi için merhamet dilendiğiniz İngiliz Merkez Bankası mıdır? Çıkın söyleyin kimdir?