“Ahde Vefa Turan Birliği Derneği” tarafından 3 Mayıs 2024 Cuma gün saat 20.30’da “Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi Konferans Salonu”nda “Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun’a Saygı Gecesi” tertip edildi.
Yoğun bir katılımın olduğu toplantıda Hoca’nın öğrencileri, dostları, sevenleri Ahmet B. Ercilasun Bey’in kişiliğini ve faaliyetlerini anlattılar. Özellikle Türk dünyasından gelen konuşmacıların tespitleri dikkat çekiciydi. Onlardan biri -mealen- şunları söyledi:
“Bir dağın ne kadar yüksek, ne kadar yüce olduğunu dağın dibindekiler görmez/bilmez. O dağın yüceliğini ancak uzaktakiler görür ve bilir. Biz 2 bin kilometre uzaklıktan baktığımız için Ahmet Bican Ercilasun’un yüceliğini, Türk dünyasına hizmetlerini daha iyi görüp takdir ediyoruz.”
Türk dünyasından toplantıya katılan bir başka konuşmacı da, Ahmet B. Ercilasun’u, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’ni (SSCB) dağıtan âlim olarak niteledi.
Benzeri konuşmaları dinleyince ben şahsen “O mâhîler ki derya içredir deryayı bilmezler” hesabı Ahmet Bican Hocamızı pek de bilmediğimizi fark ettim.
Toplantının asıl sürprizi konuşmalar bittikten sonra yaşandı. Matbaadan henüz gelen “Ses Bayrağımız Türkçenin Sancaktarı AHMET BİCAN ERCİLASUN KİTABI” (Buğra Kitabevi, Konya, 3 Mayıs 2024) kolisini Ahmet Bican Hocamız açtı.
Dinleyicilere dağıtılan kitabın “SUNUŞ” yazısında “Ahde Vefa Turan Birliği Derneği” Başkanı Harun Maral, kitabı şu ifadelerle takdim ediyor:
“Türklük bilimine çok önemli hizmetler vermiş Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun gerek kaleme aldığı eserlerle gerekse yetiştirdiği öğrencilerle bu alana büyük katkılar sağlamış değerli bir akademisyen ve fikir adamıdır. Onun için hazırlanan bu armağan kitap kendisini yakından tanıyan dostlarının ve bilim dünyasına kazandırdığı öğrencilerinin yazılarından oluşmaktadır.” (s. 13)
Millî Düşünce Merkezi Başkanı Hakan Paksoy’dan da, kitabın muhtevasıyla ilgili birkaç pasaj:
“Can dostu Prof. Dr. İskender Öksüz, altmış yıllık dostluğu anlatırken Bican Hoca’nın üslubu için Atsız’a söylenen ‘Atlıyı atından indirir’ sözünü kullanıyor. Tam da yerini bulan bir benzetme ki kitapta yazısı olan herkes bunu teyit eden şeyler yazıyorlar.
Prof. Dr. Erden Kajıbek’in yazısında, büyük davalarda inanmış kişilerin neler yapabileceği ortaya çıkıyordu. Kazaklar ‘Kırkın biri Hızır’ demiş, Bican Hoca, “SSBC’yi dağıtan âlim’ yazısında Hızır donuna girmişti.
Bican Hoca’nın Türkoloji sahasındaki yerini Prof. Dr. Kamal Abdulla, ‘Bugün dünya Türkoloji alanında bir Ercilasun etalonu, Ercilasun ayarı vardır’ diyerek ne güzel özetliyor.
Prof. Dr. Nesib L. Nesibli ‘Yürüyen canlı ansiklopedi, örnek şahsiyet, yorulmaz âlim’e Azerbaycan’dan selam gönderdi.
Prof. Dr. Abdullah Gündoğdu; Mustafa Kafalı, Sadi Somuncuoğlu, Ahmet Bican Ercilasun ve İskender Öksüz ‘Muhteşem Dörtlü’süne dikkat çekti.” (s. 16)
Yurt içinden ve yurt dışından 34 bilim adamının Ahmet Bican Ercilasun Hoca’yı çeşitli yönleriyle ele aldıkları söz konusu kitabın arka kapağındaki şu ifadeler kitabı özetler mahiyettedir:
“Dede Korkut kitabının Dresden Nüshası’nın Girişi’nde ‘Korkut Ata adında bir kişi yaşadı. O kişi, Oğuzların tam bilicisiydi; ne derse olurdu… Oğuz kavminin sorunlarını çözerdi. Her ne iş olsa Korkut Ata’ya danışmayınca yapmazlardı. Her ne buyursa kabul edip sözünü tutarlardı’ diyordu ya, Prof. Dr. Ahmet Bican Ercilasun zamanının Dede Korkutlarından…
Prof. Ercilasun’u en güzel eserleri anlatır. Ancak öğrencileri ve dostları da onun eserlerindendir. Kitabı hem gıpta edeceğinize, keşke ben de onun öğrencisi olabilseydim diye içinizden geçireceğinize hem de bir Türk olarak gurur duyacağınıza eminim.
En önemlisi de yazılarda anlatılanlar sadece anılar değildir. Aynı zamanda tarihe tanıklıkların kayda geçmesidir. Sözlü tarihtir…”
Öğrencisi olmaktan gurur duyduğum ve bilhassa yazmam konusunda beni devamlı teşvik eden hatta cesaretlendiren Hocam Ahmet Bican Ercilasun Bey’e sağlıklı nice ömürler vermesini C. Allah’tan niyaz ediyorum…