Türk-İslam araştırmalarına ömrünü adayıp sayısız eserler veren Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı, "Pir-i Türkistan Ahmed Yesevî ve Yeni Horasanlı Erenler Anadolu Hareketinin El Kitabı" adlı yeni çalışmasıyla yeni ufuklar açıyor. Anadolu'nun yeniden kendi milli özüne dönmesi ve İslami şahsiyetinin yeniden inşa edilmesinin yol haritasını çıkaran Prof. Dr. Zekeriya Kitapçı yeni çalışması hakkında şu değerlendirmeyi yapıyor:
"Anadolu Türklüğünü bugün içinde bulunduğu bu yürekler acısı durumdan çekip, çıkarmak için bir tek yol vardır. O da Anadolu'da; Yeni Bir Horasanlı Erenler Hareketi başlatmak ve Ahmed Yesevî'nin asırlarca önce Anadolu ve Balkanlarda gerçekleştirdiği bu büyük Türk-İslâm inkılabını yeniden yapmak ve Anadolu insanını yeni bir huzur ve sükûna kavuşturmaktır.
Peki Yesevî bu hususta ne yapmıştır? O, çok uzun bir Seyr-i sülük devri, Velâyet-i' Ahmediyyehm beratını aldıktan sonra, Yesevîlik adıyla bir Türk Tarikatı kurmuş ve ne hikmettir bilinmez, bundan sonra onun ilâhî nazarları hep Diyâr-ı Rûm üzerine olmuştur. Türk Şeyhi bununla da yetinmemiştir. O Anadolu'da kendi Mürit ve Halifeleri tarafından, Türkleşme, İslamlaşma ve Türkçenin çok daha yaygın bir dil hâline gelmesi için yeni bir hareket başlatmış ve yeni bir altın devir yaşatmıştır. Şimdi burada karşımıza çok önemli bir soru çıkmaktadır. O da; Yesevî'nin, nasıl ve hangi şartlar altında bu hale geldiği, kimlerden bu hususta manevi emirler aldığı, kimlerin ona, bu Türklük sevgisini aşıladığı ve Anadolu'yu ona yeni bir Kızıl Elma hedefi olarak gösterdiğidir?
Türklük sevgisi gönüllerini kor gibi yakan kimselerin tavsiye edeceği şeylerdi. Bizim bu görüşlerimiz onun yakın çevresinde bulunan Türk İslâm Alim ve ileri gelen kimseler için de geçerlidir. Zaten Ahmed Yesevî de, Divan-ı Hikmet adındaki, kıymetli eserinde Türk Milletine duyulan bu ilgisizlikten acı, acı şikâyeder etmekte ve her şeyini Müslüman Türke göre yaptığını söylemektedir. Ona göre, Türk dilini sevmek de böyledir ve Türk dilini sevenin, Türk Milletini de sonsuz bir muhabbetle sevmesi gerekmektedir. Bu takdirde; Yesevî'nin kalbinde yeşeren ve gönül dünyasını dolduran bu Türklük sevgisi ve onun yüce gayelerine hizmet etme aşkı hele, hele Anadolu'nun Türkleşmesi, İslâmlaştırması ve ebed müddet bir Türk vatanı hâline gelmesi gibi, böylesine yüce gayelere kendisini kaptırması ve bunu mukaddes bir hareket haline getirmesi nasıl ve ne ile izah edilecektir?
Diğer taraftan Onun; Anadolu'nun Türkleşme ve İslâmlaşması, Kur'an-ı Kerim ve el Fetih suresine göre, bir "Feth i Mübîn; Apaçık Bir Zafer" olayı olduğu gibi, ayrıca onun ucu kıvılcım saçan bir asayı, bir meşale gibi Anadolu'ya göndermesi ve bu meşalenin nuru ise, Hz. Peygamberin Hendek harbinde Türk Milletine ilahi bir müjde olarak verdiği Kur'an ve Hadis nurunun ta kendisi olmasıdır. Kendisine sunulan Fethi Mübini'in manevi anahtarı ile Anadolu'nun kapışını kendi Mürit ve Halifelerine açmış, bundan da öte Anadolu'yu, onlara İslâmlaşma ve Türkleştirmeye giden yolda bir büyük boy hedefi ve bir "Kızıl Elma" ülküsü olarak göstermiştir.
Yedi Kubbe Yayınları Tel:(0535) 225 83 28
***
HAFTANIN KİTABI
İstismarın en adisi...
Türkiye 21. yüzyılın başında yüzyıllardır süren din-iktidar sarmalının sonuçlarını yaşıyor. Gazeteci yazar Mustafa Balbay, yeni kitabı "İktidar Kıskacında Din"de bu güncel gerçeği tarihsel bir derinlik içinde okura sunuyor: Dinler tarihi incelendiğinde ortaya çıkacak gerçeklerin başında, din adına hareket ettiğini öne sürenlerin yaptıkları kıyımlar, din gücünü kendi iktidarı için kullanan hükümdarlar, yerel önderler, şarlatanlar gelir. Bunun coğrafyası yoktur. Dünyanın bütün coğrafyalarında öncelikli olarak ahlakı, iyi insan olmayı, Yaradan'a şükran borcunu ödemeyi temel edinen din, iktidarını ona dayanarak sürdürmeye kalkanların elinde bambaşka bir güce dönüşmüştür. Bütün yaşadıklarımız Mustafa Kemal Atatürk'ün büyüklüğünü bir kez daha gözler önüne seriyor. Atatürk, iktidarda kalmak için halktan başka hiçbir güce dayanmadı. Dini, iktidarı için kullanmadığı gibi, buna heveslenenlere de izin vermeyerek İslam dinine en önemli hizmetlerden birini yaptı.
Bilgi Yayınevi Tel: (0312) 434 49 98
***
Arayıştaki gençler için
Türk Milliyetçiliğinin genç kalemlerinden M. Bahadırhan Dinçaslan'ın köşe yazılarını derlediği "Seküler Milliyetçinin El Kitabı" isimli kitabı okurla buluştu. Dinçaslan'ın eseri, kendi ifadesiyle; "akılcı, bilimsel ve insancıl bir milliyetçilik" arayışındaki genç bir aydının seyir defteri niteliğinde bir çalışma. Gazeteci yazar Servet Avcı'nın kaleme aldığı arka kapak yazısında "fazlasıyla rahatsız edici!" iddiasıyla sunulan kitap, özellikle gençler arasında yükselen yeni milliyetçiliğin kodlarına dair içgörüler ihtiva ediyor. Dinçaslan, çok yakında Ankara ve İstanbul'da düzenleyeceği imza günlerinde okurlarıyla buluşmaya hazırlanıyor.
Yenisey Kitap Tel:(0534) 354 28 12
***
KÜTÜPHANEMDEN:
Milliyetimizi borçlu olduğumuz insan
İlk Türk-İslâm mutasavvıfı olan Hoca Ahmet Yesevi, Türk aydınlarının Arapça ve Farsça yazdığı bir dönemde ilk defa Türkçe dini-tasavvufi şiirler söyleyen insandır.
Tarihteki adıyla Türklerin Piri olan Ahmet Yesevi milletimizin en önemli öğretmeni, milliyetimizi yoğuran insan olarak kabul edilir. Onunla ilgili yapılan bir değerlendirme de şöyle denilmektedir:
"Hoca Ahmet Yesevi, Ortaasya'dan Balkanlara Türklüğümüzü Müslümanlığımızı borçlu olduğumuz büyük velidir... Geçmişimizin aydınlığı Ahmet Yesevi'dir. Geleceğimizin kökleri ise geçmişimizin içindedir. Türk Milliyetinin, hamurkârı olan Ahmet Yesevi, Türkiye dışındaki Türk Dünyası'nda çok iyi tanınır ve bilinir. Bununla birlikte ülkemizde de Hazret Sultan'ı bilen ve tanıyan az değildir. Büyük şairimiz Yahya Kemal Beyatlı; 'Şu Ahmet Yesevi kim? Bir araştırın göreceksiniz. Bizim milliyetimizi asıl O'nda bulacaksınız?' diyor... Dilimizin gelişmesini, zenginleşmesini O'na borçluyuz. Dinimizin doğru yorumunu O'na borçluyuz. Milli Kültürümüzün, inançlarımıza sımsıkı bağlı oluşumunu O'na borçluyuz. Ahmet Yesevi'nin öğrencileri ve takipçileri, O'nun 'Hikmet' denilen şiirlerini yüzlerce yıldan beri tekrarlayarak Türk dilinin şiir dili olarak gelişmesini sağlamışlardır."
Ahmet Yesevi'nin "Divan-ı Hikmet"inden seçmelerin ilk baskısı 1983 yılında Kültür Bakanlığı tarafından yayınlandı. Kemal Eraslan tarafından yayına hazırlanan bu eser daha sonra 3 baskı daha yaptı. Elimdeki 4. baskının yayın yılı ise 2000 tarihini taşıyor. Kitabın sonuna eklenmiş sözlük ise kelime dağarcığına yeni sözcükler kazandırması itibarıyla çok yararlı.
(Ahmet Yabuloğlu)