Botsvana’nın Okavango Nehri, kıtanın içlerine uzanıp Kalahari Çölü’nde bataklık bir deltada sonlanarak alışılmışın dışında bir yol izler. Bu ilginç oluşumun nedeni, Afrika kıtasını ayıran derin jeolojik güçlerdir. 1960’larda levha tektoniği teorisinin keşfinden bu yana, bilim insanları Afrika’nın bazı bölgelerinin ayrışma sürecinde olduğunu fark etti. Doğu Afrika Yarığı gibi alanlar, volkanlar ve sıcak su kaynaklarıyla dolu dramatik vadiler ve göller yaratırken, bu çatlakların bir kolu Mozambik’ten Botsvana’ya kadar uzanıyor.
Columbia Üniversitesi’nden jeolog Folarin Kolawole, bu çatlakların Botsvana’nın iç kesimlerinden Güney Afrika’ya, hatta Namibya üzerinden Atlantik Okyanusu’na kadar uzanabileceğini öne sürüyor. Eğer bu yarıklar genişlerse, milyonlarca yıl içinde Afrika’nın bir takımadaya dönüşebileceği düşünülüyor. Kolawole, kıtanın bu güçler tarafından parçalandığını belirtiyor.
YARIKLARIN GİZEMİ
Doğu Afrika’da magmanın volkanları beslemesiyle kabuk zayıflarken, Botsvana’daki yarıklar “kuru” olarak tanımlanıyor; magma hareketine dair bir kanıt bulunmuyor. Kolawole, bu yarıkların nasıl oluştuğunu ve eski jeolojik zayıflıkların nasıl yeniden aktif hale geldiğini anlamaya çalışıyor. Arazi çalışmaları, uydu gözlemleri ve jeofizik verilerle bu sürecin detaylarını ortaya koyuyor.
Okavango Deltası’nın etrafındaki kırık hatlar ve fosilleşmiş kaya oluşumları, yarıkların eski zayıflık bölgelerinde yoğunlaştığını gösteriyor. Kolawole, bu oluşumların nedenlerini araştırırken Afrika’nın jeolojik tarihine dair yeni ipuçları elde ediyor.
AFRİKA GEOBİLİMİNE KATKILAR
Nijerya doğumlu Kolawole, sadece jeolojik araştırmalarla değil, aynı zamanda Afrika’dan gelen genç bilim insanlarına fırsat yaratmakla da ilgileniyor. Botsvana Uluslararası Bilim ve Teknoloji Üniversitesi ile iş birliği yaparak, bölgedeki jeolojik potansiyeli araştırıyor ve yeni yeteneklerin önünü açıyor. Kolawole, bu tür projelerin, Afrika’nın bilimsel yeteneklerini küresel sahnede daha görünür hale getireceğine inanıyor.
Okavango Deltası’nda yaptığı saha çalışmalarıyla Kolawole, Afrika’nın bölünme sürecini anlamaya yönelik önemli adımlar atıyor. Bu süreç, sadece kıtanın geleceğini değil, aynı zamanda insanlığın doğa ile olan ilişkisinin nasıl evrileceğini de şekillendirecek gibi görünüyor.