Adını, sanını diyorlar da, soyadı batıyor soysuzlara...

Anıtkabre yolları düşmeyince, demiyorlar asla zorunlu olmadıkça.

Ata'dan yana ayıplılar ki açma arasını, Türklük dersen alerjileri öyle düzeyde ki, anında kurdeşen dökmekteler. Başlarında geriliğin yuları, at gözlüğü dinciliğin; neyi görmeleri istenirse onu görmekteler, ne yana sevk edilirlerse o yana seğirtmekteler.

İkiye ayırıyorlar o ulu önderi, hakları varmış gibi... İki eşit parçaya da değil ha, eşitsizlik oluşturmaya özel gayretleri var. Bu eşitsizliğin sol yanında Gâzi var, Mustafa var, Kemal var. Sağ yanda, yani görecek gözleri, dönecek dilleri olmayan o yanda ise Atatürk.

Diyorlar ki, demeye getiriyorlar ki, namağlup adam, yaman savaşmış, o olmasa o sarıldığımız din de olmayacaktı hakkını konuşursak (laf aramızda), bu nedenle gâzilik hakkı; gelgelelim o öbür yan var ya, o 1924 sonrası olanların simgesi, işte oraya razı gelmeyiz, dilimize almayız, kazımaya çalışırız elimizden geldiğince.

24'ün sonrası fena koymuş bunlara... Hele bir bakalım mı neler olduğuna...

Bir millet oluşmakta sanı Türk, kültürü Türk, dili Türkçe... Hatta din bile Türk'e göre olmuş, Türkçe çağrılacak, öyle yakarılacak.

Hilafet o gereksiz yük, o safra atılmış, daha çevik, atılgan ve apaydın olmuşuz. Saltanat yerle yeksan, taht yok, taç yok, kadın efendiler, cariyeler, halayıklar, şehzadeler yok. Dünün tartışmasız saygınları saygınsız, fermanlıları dermansız...

Tekke tekmeyi yemiş, tarikatın ipliği pazara çıkmış... Ve halkı kul etme aracı olan o asılsız sanlar, haksız namlar, cafcaflı unvanlar, hepsi yasak; tek efendi var köylü. Sarıktan, çarıktan, kara sabandan ve kara cehaletten kurtulmak amaç...

Yüzyıllarca uyutulan halkın önüne aklı konulmuş, ufku konulmuş, mantık konulmuş, bilim konulmuş, dünyanın her hâli gösterilmekte. Eğitim medreseden, bina okumaktan, hafıza hamallığından kurtulmuş; çocuklar öğreniyor, tartışıyor, sorguluyor, algılıyor telkinsiz, dayatmasız özgürce.

Hukukun en çağdaşı, en ilerisi... Kadın-erkek eşit; tanıklıkta, mirasta, sosyal hayatın her alanında... Ayrıcalıksız, kaynaşmış bir kitle olmaktayız.

Ve tarih... Küften, pastan, yalandan yanıltmadan arındı; Arap çöllerinden başlamıyor artık, bizim olmayanları ata sanmıyor, büyük ve idol bellemiyor Türk çocukları.

Dil'e karışmış fesat unsurlar temizleniyor bir bir... Alfabe Türkçe'mize göredir artık, kolayca okuyor köydeki, kentteki... Gına gelmiş kıssaların ve nasihatların içinde debelenmiyoruz artık, dünya klasiklerini okuyor çocuklarımız, yeni dille romanlar, öyküler boy veriyor. Müzikte bizim ezgilerle çok seslilik; heykel, resim yapıyor Anadolu çocuğu dünyayla yarışıyor, arkeoloji bilmezdi bu topraklar altında yatan onca arkeolojik kalıntıya karşın, onu da sağladı, o tiksindikleri soyadı.

Oh! Dünya varmış demekte Türk insanı!

İşte bunlar ağır suç... Ata'nın ve Türk'ün suçu... Bağnazlık kin besleyecek elbet, gerilik fırsat kollayacak, yobaz diş gıcırdatacak.

Türk, atasıyla güçlüyse vur atasına. İftira et, yalan at, şer at, saptır, Türk'e dincilik afyonu yuttur, o da düşman olsun, 'o'nu o eden o ulu öndere. Böl adını böl, en büyük bölücülüğün olsun; Atatürk'ü ata ve Türk diye ayırdığın gibi; ayırmaya uğraş Atatürk'ü gâziden, Mustafa'dan ve Kemal'den.

Başardım sanıyorsun öyle mi? Sen öyle san!

Yazarın Diğer Yazıları