Adım adım Üçüncü Dünya Savaşı’na…

Adım adım Üçüncü Dünya Savaşı’na…

Hamas’ın askeri kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, birkaç gün önce İsrail’e “Aksa Tufanı” isimli kapsamlı bir saldırı başlattı.

Gazze’den İsrail yönüne binlerce roket atılırken, silahlı gruplar bölgedeki yerleşim yerlerine girdi.

İsrail ordusu da buna karşılık onlarca savaş uçağıyla Gazze Şeridi’ne saldırı başlattı.

Tahminlerimize göre bu savaş büyüyecek, diğer birçok devletin katılmasıyla bütün Ortadoğu’yu kaplayacak.

Her türlü teknolojik silahın yanında nükleer silahlar da kullanılacak, Dünya kurulduğundan beri gelmiş geçmiş bütün savaşlar bunun yanında çocuk oyuncağı kalacak, felaket büyüyecek, insan ölümleri milyarları bulacak ve insanlığın büyük bölümü yok olacak.

Kitab-ı Mukaddes’te de buna dair bölümler vardır. Hristiyanlık ve Musevilikte buna Armageddon savaşı deniyor. Peygamberimiz Hz. Muhammet de kıyamete yakın çıkacak bu savaşa Melhame-i Kübra yani Büyük Savaş demiştir.

Evet, geleceği muhakkak ki Yüce Allah bilir, ama rüzgârın arkasından yağmurun geleceğini bilmek gibi bu da kesinleşmiş durumda.

Daha önceki makalelerimde de bahsetmiştim. Yıllardır okuduğum bir kısım kitaplardan çıkan sonuçlara göre 3. dünya savaşının çıkacağı yerin Ortadoğu olacağı özellikle Armageddon denilen mevki olacağı belirtilmektedir.

Arapçada Hermeciddun deniyor. Kudüs’ün 90 Kilometre kuzeyinde bir mevkiin adı.

İşte bugünlerde başlayan Hamas-İsrail savaşı da aynı bölgede çıkmıştır denebilir.

İslam dini kaynaklarında bu savaşın Hatay’daki Amik ovasında olacağı ifade edilse de zamanla büyüyen savaşın Armegeddon mevkiine çok da uzak olmayan Amik ovasını da kapsayacağı muhakkaktır.

Merak ettiniz değil mi? Savaşın tarafları kim olacak?

Şimdiden belli olmuyor mu? Bir tarafta İsrail ve baş hamisi ABD başta olmak üzere, onların emrinde olan Avrupa Birliği ülkeleri, Birleşmiş Milletler vs. batılı ülkeler,

Diğer tarafta başta Filistin’in olmak üzere biz dâhil şimdilik ABD tarafından kontrol edilen Ortadoğu’nun mazlum ve mağdur halkı.

Peki, yine merak ettiniz değil mi, kim galip gelecek?

Yıllardan beri biz dâhil Büyük Devletler ve onların büyük liderleri tarafından katliamlara uğratılan ve göz yumulan mağdur ve mazlum Ortadaoğu’nun Müslüman halkları galip gelecek.

Enteresan bir gerçektir ki, bunun böyle olacağını küresel gücün emrindeki batılı devletlerin çoğu liderleri de bilmektedir. Tevrat’tan çıkardıkları kendi kehanetlerine göre de İsrail devletinin kurulduktan sonra 76 sene yaşayacağı söylenmektedir ki bu tarih de 2023’e tekabül etmektedir.

Esasında bu savaşı başlatan Filistin’in Hamas grubu gibi görünse de maalesef onu da tahrikle yönlendiren Üst Akıl başlatmıştır. Yani küresel güç.

Nasıl mı?

Kısa bir tarih turu yapalım.

Bir kısım Yahudi ileri gelenlerinin ortaya attığı Siyonizm denen fikrin amacı, Ortadaoğu’da Tevrat’ta geçen arz-ı mevut yani vadedilmiş topraklar denilen bölgede Hz. Süleyman’ın Milattan Önce 1800’lü yıllarda kurduğu İsrail Krallığını yeniden kurmaktır.

Bu bölge Türkiye’nin Güneydoğusu ile İran’ın batı bölgesini içine alıp Ortadoğu’nun tamamını kaplayan bölgedir. Başka bir ifadeyle Büyük İsrail diye tahayyül edilen bölge.

Ortadoğu’daki bütün karışıklıkların, savaşların PKK, YPG, IŞID gibi onlarca örgütün kurulmasının bütün sebebi budur.

Birinci Dünya Savaşını Siyonizm emelini taşıyan küresel güç, dünya üzerindeki söz geçiremediği İmparatorlukları yıkıp kendine bağlı devletçikler oluşturmak için başlatmış ve istediği sonuca ulaşmıştır.

Aynı Siyoncu güç Filistin denilen bölgede bir İsrail Devleti kurmak için İkinci Dünya Savaşını da başlatmış ve savaşın sonunda 1948 yılında İsrail Devletini kurarak yine istediği sonuca ulaşmıştır.

Şimdi sıra geldi İsrail’i büyütmeye yani Büyük İsrail’i kurmaya…

İşte bunun için Üçüncü bir Dünya savaşı gerektiğinden şimdilerde onu başlattılar.

Peki bu defa da başarılı olabilecekler mi?

İşte Siyonizmin bu son adımında başarılı olamayıp mağlup olacaklar.

Nasıl mı?

Dünyada dönen olaylara Mukaddes kitapları ve fizik dışı güçleri hesaba katmayan bir bakış açısıyla bakmak insanları daima yanıltmıştır. Yerleri ve gökleri yaratan bir Allah vardır ve muhakkak ki O’nun da bir hesabı vardır.

Bundan birkaç sene önce bir mülakatta şimdiki Papa Francis’e İtalyan gazeteci soruyor: “Yani siz Şeytanın adı soyadı mı var diyorsunuz?”

Papa cevap veriyor: “Evet, Şeytanın adı soyadı var.”

Amerikalı Yazar Grace Hallsell’in “Tanrı’yı Kıyamete Zorlamak” isimli kitabında da şöyle bir bilgi geçer:

“Jerry Falwel 15 Ocak 1999’daki bir papazlar konferansında, yaklaşık 2000 yıldır insan kisvesindeki kötülük olarak tasvir edilen Deccal’in bugün yaşayan bir Yahudi olabileceğini söylemişti.”

Kitapta diğer bir kısım papazların da aynı şeyi söyledikleri ifade edildikten sonra,

“Hz. İsa ilk defa 2000 yıl önce dünyaya bir erkek Yahudi olarak geldiğine göre, evanjelik Hristiyanların çoğu Deccal’in da, zorunlu olarak bir Yahudi erkeği olacağına inanmaktadır.” denilmektedir.

İslam dini kaynaklarında da kıyamete yakın geleceği kabul edilen Deccal kelime olarak, yalancı, fitneci anlamına gelmektedir.

Yani sizin anlayacağınız şeytanlaşmış bir insanın emrindeki küresel güç ve onlara tabi Dünya liderleri dünyayı yok edecek bir felakete sürüklüyorlar. Ortaya çıkacak perişanlığı ve ıstırabı hayal edebiliyor musunuz?

İsrail’in Filistin halkına yıllardan beri uyguladığı zulüm ve katliamı bilmeyen yoktur. İsrail Devleti dünya insanlığının tavsiye ettiği, Filistin halkıyla bulunduğu bölgede adaletli bir toprak bölüşümü ile barış içinde bir arada yaşama fikrine yaklaşmamaktadır. Neden?

Bu fikre yaklaşan ve bu konuda faaliyetler yürütmeye başlayan İsrail Başbakanı İzak Rabin dahi 1995 senesinde suikastla öldürülmüştür.

Bu yıkıcı zalim Siyonizm fikrine şimdilerde en çok karşı çıkanların Yahudiler olduğunu biliyor muydunuz? Hatta “Siyonizme karşı Yahudiler Birliği” adında dernekleri bile var. Bunun dışında birçok Ortodoks Musevi grubu İsrail’in zalim politikalarına karşı çıkmaktadır.

Amerikalı İfnotnow isimli Yahudi Grubu şu anda devam eden Gazze savaşı için,

“İki tarafta da öldürülen masum sivillerin kanı İsrail Hükümetinin ve ona destek veren ABD ve diğer liderlerin elindedir.” diyerek tam da gerçek suçluları göstermektedir.

Hatta öyle ki, muhalefeti ve diğer kamuoyu ile birlikte bizzat İsrail halkının çoğunluğu sürüklendikleri bu anlamsız savaşa karşı çıkmaktadır.

ABD başta olmak üzere diğer dünya devletlerini yularlarından sürükleyen İsrail devleti ve onun efendileri önce milyonlarca insan kanı akıtarak Irak’ı sonra Suriye’yi ABD’ye işgal ettirmiştir.

Şimdi sıra İran ve Türkiye’dedir.

Birkaç gün önce ABD Suriye’de bir Türk ‘SİHA’sını düşürmekle bu savaşın taşlarını döşemeye başladı bile. Ve devam eden karşılıklı söz düellosu…

Peki, ABD-İsrail ikilisi ve onların efendileri tarafından kontrol edilen liderlerin bulunduğu bir dünya varken onyıllardır zulüm gören mağdur ve mazlum Müslüman halklar nasıl galip gelecekler?

Artık bir yaşayan Deccal olduğuna ve onun kötü ruhu dünya liderlerinin kafalarını ele geçirdiğine göre, ellerinde hiçbir imkânı olmayan zavallı milletler onu nasıl yenebilecekler ki?

Kursad Berkkan’ın “Armageddon komplosu” kitabında, SİON kelimesinin ebced değerinin 126 sayısı olduğu, İsrail’in ise 1897 yılında Basel’de toplanan Siyonist kongrede teorik olarak kurulduğu, bu iki rakam toplandığında 2023 yılını verdiği bunun da İsrail Devletinin ömrünün bu kadar olacağı anlamına geldiği anlatılmaktadır.

Böylece şaşırtıcı bir şekilde Tevrat’tan çıkarılan kehanetle Kur’an’ın ebced hesabı aynı yılı işaret etmektedir.

İşte şimdilerde başlayan son büyük savaş bütün Ortadoğu’yu ve Dünyanın diğer kesimlerini sarmışken ve milyarlarca insan füzelerin, nükleer silahların altında kan revan içinde inim inim inlerken,

İsa Peygamber babasız doğuşundaki gibi bir mucize ile ikinci defa yeryüzüne inecek ve İslam kaynaklarında aynen,

“Deccal, Hazreti İsa indiği sırada Kudüs’e yönelmiş bulunacak ve İsa Peygamber onunla Filistin’de Kudüs’e yakın bulunan Babul-l Lud’da karşılaşacak ve orada onu öldürecek.” denilmektedir ki,

Buradaki hikmete bakınız ki, savaşı başlatan Deccal koskoca dünyada şu anda savaşın başladığı yerde öldürülüyor. Ve böylece Müslümanlar galip geliyor.

Ancak İslam dini kaynaklarına göre de İsa Peygamberin ikinci gelişinde ehli kitap denilen Hristiyanlar ve Musevileri de ona inanacaklardır.

Kıymetli okuyucular,

Şimdi bir kısmınızın itiraz ettiğini duyar gibi oluyorum. Evet, Hazreti İsa’nın tekrar gelişini daha çok Hristiyan aleminin beklemekte olduğu söylenir. Ancak naçizane şahsım bu mübarek Peygamberin tekrar inişine yıllardan beri incelediğim Kur’an ve Hadisler ışığında kesin gözüyle baktığımı söyleyebilirim. Tabii ki bu uzun bir makalenin konusu olacaktır. Burada sadece şunu söylemeliyim ki, İslam dini kaynaklarında doğru yol üzerinde bulunan İslam Alimlerinin çoğunluğunun bu görüşte oldukları ifade edilmektedir.

Evet, şu anda 4 saatlik bir filmin olayların hızla geliştiği son on dakikasında olduğu gibi bizler Dünyanın son günlerinde bulunuyoruz ve İsa Peygamberin inişini bu büyük savaştan sağ kalırsak hep birlikte göreceğiz. En doğrusunu Yüce Allah bilir.