Adı: Ermeni-Haçlı mezalimi veya “mukatele”
Ermeni mezalimi sürüyor. İşte size üç mahkeme kararı ve yine gerçekler.
Merkezi Marsilya’da bulunan Avrupa-Ermeni Derneği, Avrupa Parlamentosu’nun 1987’de “soykırımı”, “karara bağladığını” öne sürerek, Türkiye’nin “soykırımı” tanımadan AB’ye aday yapılmasının, AB hukukunun ihlali olacağını ileri sürerek dava açar. (9.9.2003) Dava, AB Adalet Divanı (ABAD)’ın I. Dairesi tarafından 17.12. 2003’de Esas No: T-346/03 kararı ile ’Siyasi kararlar hukukta geçmez’ gerekçesiyle reddedilir. Bunun üzerine temyize gidilir ve temyiz davası 4. Dairenin, 17.04.2004’de, C-18/04 P Esas nolu nihai kararı ile yeniden reddedilir. (http://www.abhaber.com/ozelha ber.php?id=5636)
ABAD’ın bu kararı, AB ülkelerini bağlayıcı niteliktedir.
Prof. Dr. Bernard Lewis Davası
Gazeteci soruyor:
- “Türkler neden hâlâ Ermeni soykırımını reddediyor? Türkler neden hâlâ dünyanın döndüğünü kabul etmiyor?”
“Yaşanan olayların Ermeni versiyonunu mu soruyorsunuz? 1915’in hem Ermeni, hem Türk versiyonunu mu? Karşılıklı facialar yaşandı, ama ” soykırım “ denilemez. Soykırım, tasarlanmış bir politikayı, Ermeni milletinin sistematik olarak yok edilmesini ifade eder. Türk belgeleri gösteriyor ki, amaç yok etmek değil, tehcir etmekti!.. Bunun da meşru nedenleri vardır... Zira, Ermeniler Osmanlı topraklarını işgal eden Rusya ile ittifak halinde Türklere karşı çarpışıyorlardı.” (Le Monde, 16.11.1993)
Bu açıklama üzerine ’Fransa Ermeni Kuruluşları Forumu’ Lewis’i mahkemeye veriyor. Paris 1. Sulh Mahkemesi’nin 21.6.1995 günlü kararı: “Tarihçiler görüşlerinde özgürdür, ama... BM Alt Komitesi 29.8.1985 tarihli kararıyla Osmanlıların 1915’te Ermenilere soykırım yaptığını kabul etmiştir! Avrupa Parlamentosu da kabul etmiştir... Davalı bu kararlara rağmen ’Soykırım değildi’ demekle Ermenilere acı verdiği için, 1 frank manevi tazminata mahkûm edilmiştir!”
BM’nin resmi sözcüsünün açıklaması: (5.10.2000): “BM, Ermeni olaylarını soykırım olarak niteleyen herhangi bir karar almamış, bu nitelikte herhangi bir raporu da yoktur.
Yine Bernard Lewis bir makalesinde; Osmanlı Devleti, Yahudilere karşı kin ve düşmanlığı tahrik eden Avrupa’daki antisemitizm kampanyası gibi eylem ve davranışlar içine girmemiştir. Tehcir, bütün ülkeyi kapsamamış ve özellikle İstanbul ve İzmir gibi kentlerde uygulanmamıştır.
Ermeniler, bazı Amerikan misyonerlerinin raporlarına göre; tehcir kararından önce, ele geçirdikleri köylerde korkunç zulümler yaptılar. Osmanlı topraklarını işgal eden Rusları kurtarıcı olarak gördüler, onların safında çarpıştılar.
Bu durum, Osmanlı Hükümeti’ni tehcir kararı almaya yöneltmiştir. Ancak, Osmanlı Hükümeti’nin Ermeni milletini yok etmek gibi bir plan ve kararı olduğu konusunda hiçbir delil mevcut değildir.” (Le Monde, 1 Ocak 1994)
***
San Francisco 9. Temyiz Mahkemesi, Kaliforniya Eyaletinde 11 yıl önce kabul edilen ve “1915 olaylarında” ölen Ermenilerin mirasçılarına, sigorta şirketlerine karşı dava açma yetkisini veren yasayı, ABD dış politikasıyla çeliştiği için 2009 yılında iptal ederek dava yolunu kapattı.
Ancak Aralık 2010’da “nadir” görülen bir karar değişikliğiyle bu hükmünü bozan mahkeme, Eyalet yasası ABD dış politikasıyla çelişmediği için Ermeni mirasçıların dava açabileceğini bildirdi.
Sigorta şirketlerinin avukatları, ABD Başkanları Bill Clinton ve George W. Bush, 1915 olaylarını “soykırım” olarak nitelememiştir. Buna göre, Eyalet yasası ABD dış politikasıyla çelişmektedir gerekçesiyle iptalini istedi.
Mahkeme bu defa, Munich Re AG şirketi dahil olmak üzere 3 Alman sigorta şirketi için “olumlu” sayılabilecek bir adım atıp, geçen yılki hükmünü tekrar değerlendirme kararı almıştır. (9.11.2011 haberturk)
***
Emperyalistlerin “Doğu Anadolu’da size devlet kurduracağız” yalanıyla aldattığı Ermeni teröristler, 800 yıllık kardeşliğe ihanet ederek; 1914 öncesinden 1915 tehcirine kadar 215 bin, tehcirden dönüşte (1918) 308 bin sivil Müslüman’ı katletti. Osmanlıya karşı Rus, Fransız ve İngilizlerin safında savaştı.
Ziya Gökalp; Önce onlar bizi arkadan vurdu, dönüp biz de onları. Bunun adı “mukatele” diyor.
TBMM; Özcan Yeniçeri, Sinan Aygün ve Tanju Özcan’ın, Fransa’nın Cezayir soykırımına dair yasa teklifini kabul etmelidir. Emperyalistin ahlakı olmaz. Misilleme siyaseti şarttır.