Türkiye'de 15 Temmuz darbe girişiminin önemli merkezlerinden Malatya’daki 2'nci Ordu Komutanlığı'ndaki askerlerin yargılanmalarına devam ediliyor. 28’i tutuklu 76 sanıklı davada bugün darbe girişiminin en rütbeli komutanı olarak gösterilen dönemin 2'nci Ordu Komutanı Orgeneral Adem Huduti’nin ifadesi alındı.
Malatya 1'inci Ağır Ceza Mahkemesi'nde duruşma salonuna dönüştürülen spor salonunda görülen davanın 3’üncü gününde hakim karşısına çıkarılan '1 numaralı' tutuklu sanık Orgeneral Huduti darbe ile hiçbir alakasının olmadığını, en baştan beri darbe girişimine karşı olduğunu ve 'hukuk dışı emirleri yerine getirilmediğini' söyledi. Orgeneral Huduti’yi avukat olan oğlu Oktay Huduti savundu. Tutuklu askerlerin aileleri, Orgeneral Adem Huduti’yi dikkatle dinledi. Saat 10.00’da başlanan duruşmaya saat 13.00’te ara verildi.
ORGENERAL HUDUDİ 3 SAAT İFADE VERDİ
Fethullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin aralarında dönemin 2'nci Ordu Komutanı Adem Huduti, 2'nci Ordu Kurmay Başkanı Avni Angun'un da bulunduğu 28'i tutuklu 76 sanığın yargılandığı davada Orgeneral Huduti, savunma yaptı.
Orgeneral Adem Huduti, savunmaya geçmeden önce, "Avukatımla görüşmem kısıtlandı. Hukuka aykırı bu uygulama nedeniyle avukatımdan yeterli hukuku alarak savunma hazırlayamadım. İddianameden sonra avukatımla sadece 5-6 saat görüşebildim. Düzce Cumhuriyet Başsavcılığı'nca hakkımda verilen haberleşme kısıtlaması nedeniyle 153 gün sonra telefon görüşmesi yapabildim" diye konuştu.
"VİCDANSIZCA İFTİRALAR"
Orgeneral Adem Huduti 3 saat süren ifadesinde tüm suçlamaları ve 15 Temmuz darbe girişimi ile ilgili suçlamaları kabul etmedi. Savunmasında askeri okula girişi ve askeri hayatını anlatan Orgeneral Adem Huduti, basında aleyhinde yayınlanan haberlerle psikolojik olarak linç edildiğini öne sürerken "Vicdansızca yapılan yalan ve iftiralar nedeniyle hukuki haklarımı saklı tutuyorum" dedi.
Orgeneral Huduti Malatya'daki darbe girişimi sırasında olanları anlatırken şunları söyledi:
"Darbecileri derdest ederek Türk adaletine teslim ettim. Sorumluluk bölgemde sadece Malatya'da bir kişinin ölmesi haricine hiçbir can kaybı olmamıştır. Türkiye genelindeki şehit ve yaralı sayısına bakıldığında yapılan faaliyetin başarılı olduğunu belirtmek isterim. Emeği geçen komutanlara, kurmay başkanına ve beni korumakla görevi emir subayıma, görevlerini başarıyla yaptıkları için teşekkür ediyorum."
"ABİSİNİ, ABLASINI BİLMEM"
Orgeneral Huduti, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ve mahkemece kabul edilen iddianameyi defalarca okuduğunu ve anlamaya çalıştığını ifade ederek, şöyle devam etti:
"İddianamede terör örgütüne üye olmakla suçlanıyorum. Hayatımın hiçbir safhasında FETÖ ile ilgili hiçbir faaliyetim olmadı. Yaşam biçimim gereği bana uyuşmaz. Abisini, ablasını hiç kimseyi bilmem. Dershanelerini, bankalarını kullanmadım, bilgisayar ve cep telefonlarına yüklenen o programları bilmem. Hiçbir dönemde himmet parası vermedim. Eşim ve oğlum da benim gibi hayatlarının hiçbir safhasında bu terör örgütleriyle irtibatlı ve ilişkili olmamıştır. İddianamede terör örgütüne üye olmakla suçlanıyorum. Ben 43 yıl memleketime hizmet ettim. Askerlik onuruna uygun olarak çalıştım. Yaşantım boyunca anayasa ve kanunlara uygun ve şeffaf bir yaşam sürdüm. Yüksek Askeri Şurada yeni görevim belirlenerek, bir yıl sonra da emekli olacaktım. Dolayısıyla fikirlerimin uyuşmadığı ve katılmadığım bir örgüt adına neden suç işleyeceğim? O nedenle bu örgüte neden yardım edeceğimi bir türlü anlayamadım. İddianamede dosya içinde tüm incelememe rağmen FETÖ terör örgütüne yardım ettiğime dair tek maddi delile ulaşılamadı."
"15 TEMMUZ’U OĞLUMUN ARAMASIYLA ÖĞRENDİM"
Kalkışmayı, oğlunun İstanbul’dan kendisini aramasıyla öğrendiğini ifade eden Ongeneral Adem Huduti, şunları söyledi:
"Yatağımda uyuyordum, televizyonu bile açmadım. Çünkü Gaziantep, İskenderun, Adana ziyaretlerim olmuştu. Daha sonra Kurmay Başkanı Avni Angun bölgemizde helikopter uçuşlarının yasaklandığını belirtti. Bunun dışında darbeyle ilgili ne Genelkurmay Başkanlığı, ne karargah, ne de bölgemizdeki mülki amirlerden herhangi bir bilgi tarafına ulaşmadı. 43 yıldır şan, şerefle hizmet ediyorum. Yanlış başlayan gözaltı kararına müteakip Türkiye'nin o günlerdeki ve halen devam eden konjonktürdür, bu hukuki yanlışları takdirlerinize bırakıyorum. Bu yanlış kararla şerefim ve onurumla oynanmıştır. Çok sevdiğim mesleğimden ihraç edilmeme neden oldu."
"OLAY DAHA VAHİM HALE GELDİ"
Konutundan dışarı çıkmadan önce Genelkurmay İkinci Başkanı'nı aradığını anlatan Orgeneral Huduti, "'Kendi yoktu, hanımefendi ile konuştum ne olup bittiğini sordum. Heyecanlı bir sesle uçakların çok alçaktan uçtuğunu, Ankara’da bombaların atıldığını söyledi. Olay daha vahim hale geldi. Karargaha gidip, yönetimi elime almak istedim" dedi.
Evden çıktığında saat 23.50 gibi cep telefonundan Vali Toprak'ı 1 kez aradığını ancak ulaşamadığını savunan Orgeneral Adem Huduti, bu sırada mahkeme başkanı Koç'un "Daha önce arama fırsatınız olmadı mı?" sorusu üzerine, "Daha önce bir talebim olmadı. Yatakta uyuyordum. Ne olduğunu bilmiyordum. Giyindim aşağı indim ve aracıma bindim. Bindikten sonra bağlayın (telefonları) diye emirlerimi verdim" yanıtını verdi.
"UYGUNSUZ BİR EMİR OLDUĞUNU, UYMAYACAĞIMIZI BELİRTTİM"
Orgeneral Adem Huduti savunmasında, Yurtta Sulh Konseyi' tarafından yayınlanan mesajda görevlendirme listesi bulunduğunu anlatarak, "Kalın bir kalemle belirtilmiş bir sıkıyönetim mesajı vardı. Mesajı inceledim. Son imzalara bakınca o anda bu emrin uygunsuz bir emir olduğunu, uymayacağımızı emrettim" diye konuştu.
"GÖRÜŞMELERİN BÜYÜK BÖLÜMÜNÜ TAFICS İLE YAPTIM"
Duruşmada, makam odasındaki telefon görüşmelerinin büyük bir bölümünü askeri hat olan 'Tafıcs' üzerinden yaptığını anlatan Orgeneral Adem Huduti, "Cep telefonlarıyla da görüştüm. Olayın gizliliği nedeniyle uzun hattan (Kablolu telefon) görüştüm. Avni Angun paşa (Kurmay Başkanı Avni Angun) beni aradı 'Komutan karargaha gelemiyorum. Silahlılar beni geri çevirdi' dedi. O zamana kadar biz de böyle bir olay olacağını düşünmedim'' dedi.
"DARBEYE YARDIMCI OLMAK İÇİN KİMSEYE EMİR VERMEDİM"
Orgeneral Huduti, darbecilere zaman kazandırdığı iddialarını da reddederek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Darbeye yardımcı olmak için kimseye emir vermedim. Darbeci hiç kimse ile görüşmedim. Sorumluluk bölgemde darbenin engellenmesi için tüm gücümle çalıştım. 'Çocuklar ne yaptınız, beni de yaktınız' şeklinde bir söz kullanmadım. Darbeciler beni Ankara'ya götürmek istediler. Kurmay Başkanım, Kara Havacılık Alay Komutanını arayarak, bunu engellemiştir. Elimizdeki birkaç kez fırsat varken, darbecileri etkisiz hale getirmediğimiz, darbecilere süre kazandırdığımız iddiaları doğru değildir. Kamera kayıtları ve ifadeler olayı gösteriyor. Askeri savcı kışlaya sokulmamıştır. Olayların büyümesindeki sebeplerden biriside budur. Ben, kurmay başkanım, emir subayım ve korumam 3 astsubay ile darbecileri nasıl etkisiz hale getireceğimizi bilemiyorum. Avni Angun il jandarma komutan vekilini arayıp, operasyonla bizi kurtarmasını talep etmiştir."
Orgeneral Huduti, 'Yurtta Sulh Konseyi' tarafından yayınlanan 'Harekat Yıldırım' öncelik dereceli gizli mesaj formunda 'Görevine devam' olarak isminin geçmesi iddiasını da kabul etmeyerek, "İsmimin orada geçmesi bir ödüllendirme değil, bir cezalandırmadır" dedi.
‘FETÖ YAPILANMASINI SEZMEDİM’
Mahkeme Başkanı Vedat Koç’un, "43 yıldır askerlik yaptığını söylüyorsun, anlaşıldı ki FETÖ asker içerisinde ciddi bir yapılanmaya gitmiş, bununla ilgili bir sezginiz oldu mu?" sorusuna Orgeneral Huduti, "Hayır sezmedim. Bu konular Genelkurmay ve istihbaratla ilgilidir" dedi.
Mahkeme Başkanı Koç’un, "Genelkurmay Başkanının bile Genelkurmay’da alınıp götürüldüğü bir ortamda, kurmay başkanı, emir subayı ve 3 astsubayı ile darbecilere direnmenin bir mantığı var mı?" sorusuna Orgeneral Huduti, "Kuvvetlerini bilmiyordum" dedi. Orgeneral Huduti, Kurmay Başkanı Avni Angun’un makam odasından çıkartılarak kelepçelenmesini daha sonradan öğrendiğini de söyledi.
"ORDU KOMUTANLARI İLE SÜREKLİ KONUŞTUM"
Ordu Komutanları ile sürekli görüştüğünü kaydeden Orgeneral Huduti, "1’nci, 3’ncü ve Ege Ordu Komutanları ile birçok kez görüştüm. Saatlerini tam hatırlamıyorum. Çok yoğun bir telefon trafiği vardı. 3. Ordu komutanı ile konuştuğumuzda darbe karşıtı mesaj yayınladığını bilmiyordum, kendisine de bizim mesajdan bir kopya gönderdim. Diğer ordu komutanları kendi aralarında konuşarak bir mesaj paylaşmışlar bana göndermediler. 1’nci, 2’nci ve Ege Ordu Komutanları bana basın açıklaması yaptıkları konusunda bir bilgi vermediler" diye konuştu.
Kendisine ait ele geçirilen 8 kitapta FETÖ ile ilgili işaretlenmelerin olması ile ilgili soruya da Orgeneral Huduti, "Ben kitap okurken bütün kitapları işaretlerim. Ben Ergenekon ve Balyozla ilgili o dönem tüm kitapları aldım. Emekli olunca tekrar inceleyecektim" dedi.
"4 DARBECİYİ GÖRDÜM"
Malatya’da 2. Ordu Karargahı'nda darbe girişimi konusunda hazırlanan 16 kişilik darbeci listesi ile ilgili olarak soruya da Orgeneral Huduti, "O listedeki şahıslardan Tuğgeneral Mustafa Serdar Sevgili, Albay Bahadır Erdemli, Yüzbaşı Kemal Keskin, Tuğgeneral Zeki Karataş, onun dışındaki kişileri ben görmedim. O liste kurmay başkanı tarafından hazırlandı" diye konuştu.
Orgeneral Huduti, "Darbeci listesinde bulunan 3 ile 4 darbecilerin derdest olması konusunda bir emriniz olmadı mı?" sorusuna ise, "Kurmay Başkanı, Merkez Komutanından kendi askerlerini alıp gelmesini söyledi. Adli müşavir ile savcının çağrılmasını istedim" yanıtını verdi.
"KORGENERAL BANA MESAJ YAYINLAMAMI TEKLİF ETTİ"
Orgeneral Adem Huduti, Malatya'daki şimdiki 2’nci Ordu Komutanı Korgeneral İsmail Metin Temel ile görüşmesi konusunda ise, "Mesaj yayınlamam konusunda kendisi bana teklifte bulundu. Daha sora sayın vali teklif etti. Darbe karşıtı mesajın yayınlanmasını ilk olarak İsmail Metin Temel bana teklif etti" dedi.
Orgeneral İsmail Metin Temel ile konuşmasının ayrıntısı konusunda ise Orgeneral Adem Huduti, "Bu darbe girişiminin doğru olmadığını söyledim" ifadesini kullandı.
Orgeneral Huduti, "Emir subayı Sedat Kaya’dan sizi koruması için silah istediniz mi?” sorusuna, yanıt verirken, "Sedat Kaya bana korunmam için bir tabanca getirdi. Sedat Kaya darbecileri vurmak için benden izin istedi. İlk merminin bizim atmayacağımızı söyledim, ateş etmemesi konusunda emir verdim. Sedat Kaya, emniyetli bir yere götürme konusunda teklifte bulundu. Ordu komutanı olarak gururuma yetiremedim" karşılığını verdi.
"BENİ ANKARA’YA GÖTÜRMEYİ ÖNCEDEN PLANLAMIŞLAR"
Orgeneral Adem Huduti, Ankara’ya götürülmesi konusundaki bir soru üzerine "Darbecilerin, Kara Havacılık Alayına gitmeleri benim konutuma gelişlerinden öncedir" dedi. Dönemin 2'nci Ordu Komutanı Orgeneral Huduti, "Odanızda size silah doğrultuldu mu?" sorusu üzerine "Albay Bahadır Erdemli doğrulttu, Bahadır Erdemli ve Mustafa Serdar Sevgilinin silahlarını Sedat Kaya (Emir subayı) aldı. Her ikisini de silahı benim odamda alındı" dedi.