CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu,'Adalet Yürüyüşü'nün 6. gününde partisinin grup toplantısını Çamlıdere Sapağı'nda yaptı. Kılıçdaroğlu, "Anayasa Mahkemesi sınıfta kalmıştır. AYM’nin saygıdeğer üyelerine seslenmek isterim. Neden karar vermiyorsunuz? Eski kararlarınıza neden sahip çıkmıyorsunuz? Eski kararlarınızın arkasında neden dik ve onurlu durmuyorsunuz?" dedi.
Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Ben kendim için yürümüyorum. Adalet arayan bütün mazlumlar için yürüyorum. Kim adalet arıyorsa ben onun yanındayım. Bu benim insanlık görevimdir. Adaletin olmadığı bir yerde devlet yoktur. Adaletin olmadığı bir yerde kimse yoktur. Bize doğuştan gelen haklarımızı veya anayasal haklarımızı lütuf olarak sunmaya çalışanlar var. "Yürüyorsunuz biz lutfediyoruz"... Bunu tarihte firavunlar söylerdi.
"ADALET ALLAH'IN EMRİDİR"
Beni bu yolda yalnız bırakmayan bütün vatandaşlarıma muhabbetlerimi sunuyorum. Burada olmayan ama bize destek veren tüm yurttaşlarıma muhabbetlerimi gönderiyorum. Hiçbir zaman üzülmeyin, umutsuzluğa kapılmayın. Nerede bir baca tütüyorsa orada adaleti savunan bir kişi vardır. Hep beraber torunlarımız için adaleti savunacağız. Adaleti neden yürüyerek arıyorsunuz diyorlar. Adalet olsa neden yürüyelim? Adalet olsa adaletsizlikten şikayet etmeyiz. Sivil itaatsizlik diyorlar, adaleti savunmak için kimseden izin alınmaz. Adalet Allah'ın emridir.
HÜKÜMETE OHAL TEPKİSİ
Bütün siyasi partiler, meslek kuruluşları 15 Temmuz'a karşı durdu. Ama geldik 20 Temmuz'a... Meclis'te komisyonlar kuruldu, darbenin aktörleri kimlerdir bunları ortaya çıkaralım diye. Eski bürokratlar, komutanlar geldi. Ana aktörler bu komisyona gelmedi. Senin iki bürokratın neden bu Meclis'e gelmiyor. Darbenin olduğu gün ne yaptılar? İzin verilmedi gelmelerine. 20 Temmuz'da ne yaptılar? Bu kanuna CHP karşı çıktı. Sayın Başbakan beni aradı, OHAL kanunu getiriyoruz, hükümete yetki vereceğiz. Ona, "Bu parlamento demorkasiyi savunacaklar var, biz buna evet diyemeyiz" dedim. Arka arkaya kararnameler çıktı. 105 bin 836 kamu görevlisinin işine son verdiler. Binlerce işçinin işine son verildi. Kollektif suç ilan ettiler. Aileden birini suçlu ilan ediyorlar bütün aileyi suçluyorlar.
"ADALETİ ÇÖKERTTİLER, HAKKI ARAYACAĞIZ"
Bütün muhalifleri susturmaya çalışarak adaleti çökerttiler. İşverenler korkularından konuşamıyorlar. İşverenler büyük bir endişe içerisindeler. Bunları yapanlar dikta yönetiminde görev başında olanlardır.
3 tane askerimiz linç edildi. Kim linç ettiyse yargılansın dedik. Söz verdiler bana, haklısın dediler. Demokrasilerde linç olmaz dediler. 3 askerimiz linç edildi, daha dava açıldı.
Binlerce akademisyenin işine son verildi. Bunların da hakkını kim arayacak, hep bereber bizler arayacağız. İbrahim Kaboğlu'nu hepiniz bilirsiniz. Pasaportuna el koydular, yurtdışına çıkamazsın dediler. Fransa'ya ders vermeye gidecekti, gidemezsin dediler. Onun da hakkını biz arayacağız. 5 günlük er 290 gün mahpusta yattı.
Açlık grevi yapan öğretmenlere biber gazından tutun tekme tokata kadar her şeyi yaptılar. En son terörist diye alıp hapse attılar. İkisine de buradan selamlarımızı gönderiyoruz. Eğer bir ülkede 150'den fazla gazeteci hapisteyse kimseye o ülkede demokrasi olduğunu anlatamazsınız.
KILIÇDAROĞLU'NDAN AYM ÜYELERİNE ÇAĞRI
Anayasa Mahkemesi 20 Temmuz darbesinden sonra iyi sınav vermedi ve sınıfta kaldı. AYM'ye soruyorum, neden eski kararlarınızın arkasında durmuyorsunuz? Milletvekilleri hapisteyken neden sessiz kalıyorsunuz? AYM'nin değerli üyeleri verdiği karara sahip çıkmak zorundadır. Siz de diğer hakimler gibi çay toplamaya meyilliyseniz diyecek bir şey yok. Ama biz adalet dağıtacağız diyorsanız bir yerlerden gelecek karara bakmayın.
2019 VURGUSU
Birileri bana söylemiş anayasanın 138. maddesi var. Ben buna uyuyorum, zaten böyle bir yetkim de yok. Bu düzenleme zaten iktidar için getirilmiş. Buradan bana 138. maddeyi hatırlatan beyefendiye bir çağrı yapıyorum. Senin hükümetinin mahkemelere genelge gönderdiğini talimat gönderdiğini ıspat edersem namuslu bir insan gibi istifa edecek misin? Senin ve hükümetinin hakimlere, mahkemelere talimat verdiğini ıspat edersem onurlu bir insan gibi görevinden istifa edecek misin? Ben de şu sözü veriyorum, ben ıspat edemezsem siyaseti bırakacağım.
Ben adam dövmem. 'Sen benim dengim değilsin' diyor bazen. Bunu iddia edecek kişi benim. Ama onun gerçek yüzünü ortaya çıkarmak için onunla tartışmak istiyorum. Madem öyle neden sabah akşam bana sataşıyorsun?
Bütün bunlar 2019'un korkusu nedeniyle oluyor. Koltuk giderse diye korkuyor. Koltuk baki değildir. Sen kul hakkı yiyorsun o nedenle koltuğun hakkını vermiyorsun. Onun için biz sokaklardayız. Sanıyor ki 2019'a da gene bir mühürsüz seçim ayarlarım. Buna izin vermeyeceğiz. 2019 Türkiye'de demokrasinin şaha kalktığı tarih olacaktır."