Acun'un evindeki gizli görüşmeyi Şerafettin Tilki ortaya çıkardı. Fatih Terim'le hangi pazarlık yapıldı?
Takip edenler bilir, etmeyenler edince kesin öğrenir.
Hep diyoruz ülkemizde futbol, siyaset, ticaret iç içe. Tıpkı saç ayağı gibi. Üç ayak üstünde yani. Ayaklardan biri tökezlese; devrilir komple. Üç ayak sıkıntılı olursa, düşmez ama sürünür.
İşte tam da bunu yaşıyoruz.
Spor dışına çıkmıyoruz pek. Siyasete dokundurup devam edelim.
Kulüp veya televizyon sahibi olmak öyle kolay değil. İşin maddi boyutu uçuk mu uçuk. Hele karasal ve dijital platformların hepsinde varsan.
Gökçek kardeşler bilinen işi gücü olmadan her ikisine de sahip oldular.
Hadi Melih Gökçek gibi babaları vardı. Hatırlayın; yol arkadaşı Bülent Arınç’ın, “Ankara’yı parsel parsel sattı” dediği başkan.
Peki buradan hareketle Acun Ilıcalı’nın nesi vardı? Öyle ya, aynı şekilde kulübü, televizyon kanalları var.
Futbolda hangi taşı kaldırsak altından o çıkıyor.
Beşiktaş’ı takip eden muhabirdi. Herkes bilir yeşil motoru vardı. Tam gaz gider, köprüdeki gişelerden kaçak geçerdi. Plaka takmaz, böylece ‘bedava’ yol sürerdi.
Uyanık çocuktu!
İşte bu hızlı muhabir, Adnan Oktar müridi oluverdi. Ardından hemşerisi Gülen'in cemaatinin radarında kaldı!
İyice gaza bastı.
Bastı mı gaza, gideri mi gider şarkısının kahramanı gibi.
Kim bilir belki de Mustafa Sandal, buna istinaden o besteyi yaptı!
Ilıcalı, Rıdvan’ın peşine takıldı. Eski futbolcu olan dönemin Başbakanı Erdoğan ile tanıştı.
Rıdvan için, “Hep bana” derler. Acun için ise, “Rabbena” benzetmesi yapılır.
Çok yerinde bir tespit. Acun, Hakan Şükür, Emre Belözoğlu, Arda Turan, Okan Buruk, Ertuğrul Sağlam gibi isimlerin aracı kurumu gibi. Atlamayım, Fatih Terim’in yeri apayrı.
Kimin sıkıntısı olsa, anında ‘köprü’ vazifesi gördü.
Kaçak geçtiği köprü gibi değil.
Gönülden, gönüle.
Yüksek makamlara giden cinsten.
Milli takımda prim kavgası oldu. Acun bunu en tepeye taşır. Emre kazaya karışır Acun kapatır. Arda hastanede kovboy kesilir yine Acun kurtarır. Mesut Özil için devreye girip Fenerbahçe’ye
Getirir. Mübarek Hızır gibi.
Alkışşşş.
Şak, şak, şakkkk..
Fatih Terim Fonu patlak verir yine Acun aynı yolu izler. ‘Kayıpları banka sigorta fonundan karşılasın..’ önerisini sunar. İlk kez, olumlu karşılık bulamaz.
Yazık!
Minik Serçe’ye göre Terim’in son milli takımda görev almasında da, katkısı büyük. Bunun devamı geçen hafta geldi.
Panathinaikos Başkanı Alafouzos ile iş ortağı. Acun gibi medya patronu. Program alıp veriyorlar. Acun’un uçağı ile Yunan Başkan İstanbul’a geliyor. Acun evinde karşılıyor.
Evde tek başına değil.
Biri daha var: Terim. İmzalar atılıyor. Öyle Terim’in dediği gibi kalbe falan değil.
Sözleşme kağıtlarına ve ıslak imza ile.
Son günlerde Acun’a nerden buldun sorgulaması yapılıyordu. Terim için de, adı ile anılan fon yüzünden hesap hareketlerinin incelenmesi yönünde haberler çıkıyordu. Bu son çalım, gündemi değiştirdi yine.
Öyle ki, İstanbul’dan ayrılırken gazetecilere sadece "Hepinizi seviyorum. Konuşacağın ama yeri burası değil” demek ile yetindi. Yunanistan’a iner inmez bülbül kesildi. “Cumhurbaşkanımız beni arayıp tebrik etti” dedi. Aylardır gündemi meşgul eden malum fon için tek kelime etmedi. Topu resmen taca attı.
Durup dururken bu açıklama ile kime ne mesaj verdi acaba bilemedik.
Sahi futbolda at koşturan Acun nereye koşuyor!