İlk yarıya hızlı başlayan Hull City, Joao Pedro'nun 43. dakikada attığı golle öne geçti. Pedro'nun bu golü, Hull'un, Coventry'yi zorlayarak 1-0 öne geçtiği nadir anlardan biriydi. Ancak, Coventry, maçın ikinci yarısına fırtına gibi başladı. 52. dakikada Ephron Mason-Clark, rakip savunmayı aşarak takımını eşitliğe taşıdı.
Konuk ekip, skoru 1-1'e getirdikten sonra penaltı kazandı. Ancak, Victor Torp'un kullandığı penaltı, Hull kalecisi Ivor Pandur tarafından kurtarıldı. Bu pozisyondan hemen sonra Coventry, maçın kontrolünü tamamen ele geçirdi.
72. dakikada Mason-Clark, sol kanattan güzel bir orta açtı. Jack Rudoni, Mason-Clark’ın ortasına harika bir kafa vuruşuyla cevap vererek takımını 2-1 öne geçirdi. Bu gol, Rudoni'nin sezonun üçüncü golü oldu.
İronik bir şekilde, ilk yarıda rakibinden oldukça fazla baskı gören Hull, ikinci yarıda çok daha etkili bir oyun sergileyerek galibiyet için mücadele etti. 62. dakikada Mason Burstow’un şutunu, Coventry kalecisi Brad Collins müthiş bir refleksle kurtardı.
Coventry, ilk yarının sonunda bazı taraftarlarının tepkisiyle soyunma odasına giderken, maçın başından itibaren daha etkili bir oyun sergiledi. Lampard'ın öğrencileri, özellikle Mason-Clark'ın golüyle maçı çevirdi ve 3 puanı cebine koydu. Bu galibiyet, Coventry'nin Sky Blues yönetimindeki yeni dönemde umut verici bir ilerleme olarak kaydedildi.
Hull City ise galibiyet şansını değerlendiremeyerek zorlu deplasman serisinde yine puan alamadı. Bu sonuçla Coventry, hem moral buldu hem de ligdeki yarışta daha sağlam bir yer edinmiş oldu.