Açılım süreci ile yüzleşilmeli
15 Temmuz kalkışmasının travması devam ederken PKK terörü kan emmekten geri durmuyor...
Şemdinli'de bombalı saldırı ve şehitler...
Kervan katar yayılıyor yurdun dört bir tarafına albayraklı tabutlar...
Şehit evlerine acı ve ateş düşüyor sönmemek üzere...
Analar ağlıyor...
'Analar ağlamasın' sloganıyla başlatılan 'açılım süreci'nin bedelini şehit kanlarıyla ödüyor 'bu ülke'nin çocukları... Garip Türklüğünden ve vatanseverliğinden başkaca hiçbir şeyi olmayan Türk milletinin evlâtları ekin gibi biçiliyor 'açılım süreci'yle şımartılan PKK kâtillerince...
Hükümetten gelen açıklamalar bildik açıklamalar...
Kanları yerde kalmayacak.. kökünü kazıyacağız...
Şu kadar ton bomba kullanıldı, bombanın teknik özellikleri şöyleydi, böyleydi...
Hasar tespit komisyonu gibi...
Ve faillerine 'teröristler' diyor resmî ağızlar ve medyası...
Evet teröristler... Hangi teröristler?
Neden 'PKK'lı teröristler' değil de teröristler...
Neden hâlâ kısmen de olsa 'PKK'lı teröristler' demekten imtinâ ediliyor?
Açılım sürecinin vardığı iflâs noktasıyla yüzleşilemediği için mi?
Oslo ile yüzleşilemediği için mi?
"Güneydoğuya bahar geldi", "PKK silah bırakıyor" gibi gazete manşetleriyle yüzleşilemediği için mi?
"Öcalan'ın olayları okuma kabiliyeti ve tecrübesi var, Öcalan Türkiye'nin demokrasisine katkı sağlıyor, Öcalan Türkiye'nin önünü açıyor, Öcalan dünyanın geleceğini iyi okuyor, Öcalan ölümü değil, hayatı tercih etti, Öcalan faktörü iyi ki var, Öcalan bölgenin reel politiğini daha sağlıklı değerlendiriyor, PKK ile AK Parti doğrudan görüşüyor, Öcalan iyi ki bu süreçte muhatap..." ve benzeri sayısız demeç ve köşe yazılarıyla yüzleşilemediği için mi?
İktidar bütün bunlarla ister yüzleşsin ister yüzleşmesin...
Yüzleşse de yüzleşmese de 'çözüm süreci' adı altında arkalarında bıraktıkları dönemin faturasını Türkiye ödüyor...
Evlâtlarımızı yine katlediyor PKK denilen kâtiller sürüsü...
'Açılım süreci'nin tellâlları neredeler, âkiller heyeti?
Neden sesleri hiç çıkmıyor?
Neden 'açılım süreci'nin faziletlerinden bahsetmiyorlar, yazıp çizmiyorlar?
Şimdi Şemdinli'de patlayan bombayla şehit olan evlâtlarımızın evlerine şehâdet haberlerini vermek üzere âkiller heyeti gidebilir mi meselâ?
Cesâret edebilirler mi buna, o anne ve babaya, karnında şehidinin dört aylık yavrusunu taşıyan gencecik anneye "Beni hatırladınız mı, ben âkiller heyetindenim, hani açılım ve barış sürecini anlatmaya gelmiştim daha evvel, evlâdınız PKK'lı bir kâtilin bombasıyla şehit oldu, başınız sağolsun" diyebilir mi içlerinden herhangi biri?
Gidemez o şehit evine hiç birisi, "başınız sağolsun" diyemez hiç birisi, acılarına ortak olamaz...
Peki o 'barış bildirisi'ni imzalayan akademisyenlerden herhangi birisi gidebilir mi o şehitlerimizden birisinin evine? "Ben o barış bildirisini imzalayan falanca profesörüm, oğlunuz PKK'lı bir kâtilin bombasıyla şehit oldu, başınız sağolsun" diyebilir mi?
Gidemez o şehit evine hiç birisi, "başınız sağolsun" diyemez hiç birisi, acılarına ortak olamaz...
'Açılım süreci' denilen o gaflet ile evvel emirde yüzleşmelidir iktidar...
Ve kesin olarak güvenlik politikalarına geri dönmelidir...
Bölgede sıkıyönetim de dâhil her türlü tedbiri almalı ve vakit kaybetmeden bölgede görev yapan tüm güvenlik kuvvetlerinin kendilerini güvende hissedeceği, devletin tüm kudretiyle arkalarında olduğu yeni düzenlemeler getirmelidir. Bölgede vatandaşlarımızın sırtını devlete dayayabileceği güven ortamı tesis edilmelidir.
Yıllarca yazdık 'Bu açılım süreci denilen aymazlığın PKK'nın gücünü tahkim etmesi için kazandığı zamandır' diye...
Şimdi devletin topyekûn PKK'nın tepesine çökme zamanıdır....
PKK'nın siyâsî, finansal, medya ayaklarını kırma zamanıdır...
'Bizim Kürtlerimiz'e sâhip çıkma zamanıdır...