"Aç yiğit olur mu?"
Selçuk Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren Kömen Kültür ve Sanat Topluluğu'nun misafiri olarak geldiğim Konya'dan bildiriyorum.
Zaman az, gençleri fazla bekletmek olmaz, eh denk geldi yerimiz de yine sere serpe değil zaten; çok uzatmadan, uçakta tanıştığım Konyalı sanayicinin söylediklerini aktarmakta yetineyim. "Başkanlık", "referandum" sayıklamalarının tavan yaptığı şu günlerde memleketin nabzına dair de fikir verir belki ilgililerine...
Beyefendi söze girdi:
- Gazetecilik var mı?
- Nereden anladınız?
- Tahmin ettim...
Hayır öyle şöhretler karmasında filan olmadığıma göre; alnımda yazıyorsa demek!..
***
- Ben de bir partinin yönetiminde 10 yıl süreyle görev yaptım; şimdi Konya Ticaret Odası Yönetim Kurulu'ndayım...
Bu girizgâhtan sonraki ilk soru "Ne diyorsunuz MHP'de kongre olur mu" olunca o 10 yılın hangi parti yönetiminde geçirildiğini anladık herhalde hep birlikte!
"Ülkücüyüm" dedikten sonra söyledikleri ilginçti:
- Ama hem Dışişleri Bakanlığı, hem de Başbakanlığı döneminde Ahmet Davutoğlu'nu destekledim. Bugüne kadar yaptıklarını değil ama bugün itibarıyla Recep Tayyip Erdoğan'ın duruşunu da destekliyorum. Ama Başkanlığa karşıyım...
- Onu da destekleseydiniz!..
- Yok biz biata meyilli bir toplumuz. Böyle yetiştik. Büyüklerimizin yanlışına itiraz etmeyi "ayıp" diye öğrettiler bize. Onun için "Başkanlık" bizim milletimize uygun bir sistem değil... Ne zamanki sorgulamayı, demokrasiyi gerçekten işletmeyi, denetlemeyi, hesap sormayı beceririz o gün neden olmasın!..
- Bugün referandum oldu diyelim; Konya'da genel kanaat de sizinki gibi mi?
- Konya da "Başkanlığa" sıcak bakmıyor... Referandum olsa AKP'nin aldığı oy kadar "evet" çıkmaz buradan; oran düşer. Ama az farkla da olsa sonuçta "evet" kazanır. Çünkü "neden olmaması gerektiğini" anlatan ve mevcut iktidardan daha çok umut veren bir muhalefet yok! İktidar değil muhalefet belirliyor seçimin sonucunu. Burada birçok iş kolunda sesini yükselten, mevcut politikaları benimsemeyen, endişelenen iş adamları var ama gidip yine AKP'ye oy veriyorlar.
- "İstikrar sürsün diye" sloganı etkili mi hâlâ bu kadar? Ülke bu haldeyken...
- Kimse ülkenin halinden memnun değil ama geçen bir taksi şoförüyle yaşadığım diyaloğu anlatayım oradan anlayın kırılma noktasını. "Nerelisin" diye sordum; "Yozgat" deyince bir kanım kaynadı tabii... "Oooo yiğidin harman olduğu yer" diye tamamladım. Yüzünü ekşitti. "Böyle diye diye kandırdılar bizi. Aç insanın yiğitliğinden ne olur; aç yiğit olur mu?" dedi... Muhalefet sanayicinin, iş adamının, esnafın, işçinin, memurun "karnını doyurabileceği"ne dair bir ümit veremediği sürece "sürpriz" beklemeyin; derim...
Bakalım durumdan vazife çıkarıp iktidardan hiç de aşağı kalmayacak şekilde pompaladıkları karamsarlığın, öfkenin, gerilimin yerine ümitvar bir algı yaratmaya girişecek muhalefet partisi olacak mı?