ABD'ye selâm AKP'ye devam

Son günlerde yayınlanan haberleri seyrettikçe, okudukça hep kendime soruyorum, bunu kasten mi yapıyorlar diye. Zira çok basit bir muhakeme ile ne olduğu kolayca anlaşılabilecek bir konuda, yeşili kırmızısı, AB’cisi, Arapçısı hep aynı ağzı kullanıyor. Hep haberleri aynı noktadan yayına sokuyor.
Şimdi ben size sorarım, ABD’nin ağzının içine bakan, varlıklarını Amerika’ya bağlamış olan bir Barzani’nin, Talabani’nin haddine mi düşmüş ABD Dışişleri Bakanı Rice’a kafa tutmak. Onun çağrısına gelmiyorum demek.
Ya Amerikan AP ajansına ve Washington Post gazetesine demeç verdiği ileri sürülen Bağdat’taki Amerikalı askeri ve sivil yetkililerin “Türk uçakları sınırı geçtikten sonra haberimiz oldu” açıklamalarına ne demeli? Aynı yetkililer değil mi Türk savaş uçaklarına Irak havasını açan? Aynı Amerikalılar değil mi, Kuzey Irak’taki PKK varlıkları konusunda istihbarat paylaşımı yapan? Aynı yetkililer değil mi, Türk savaş uçakları uçarken onların üzerinden uçarak ne yaptıklarını kontrol eden? Tabii ki onlar.
Peki, o zaman hem Kürtlerin hem de Amerikalıların neden bu çifte konuşmaları, farklı farklı açıklamaları? Bunlar bizim başımıza gelecek bir felaketin ayak sesleri bence. Bu felaketin alt zeminini de Türk basınındaki benim hain mi, salak mı olduklarına karar veremediğim bir takım işbirlikçileri operasyon görüntülerini pompalayarak oluşturuyor ve rating yarışını sürdürüyor.
Artık aradaki çelişki o kadar göze batacak duruma geldi ki en sonunda Pentagon açıklama yaparak, “tabii haberimiz vardı” demek zorunda kaldı. Anladık da neden Barzani’nin o efe efe çıkışı, neden Amerikalı yetkililerin sözde tepkisi? Gayet basit; tribünlere oynuyorlar. Kendi halklarına ve yandaşlarına oynadıkları bir başka oyun, bize oynadıklarından çok farklı bir senaryo.
Bu senaryonun ayrıntılarının gelecek yılın ilk altı ayı ortasında okunabilir hale geleceği söyleniyor. Aslında bu senaryoda Erdoğan hükümetine verilen roller, suflörleri tarafından 5 Kasım tarihinde Beyaz Saray’da yapılan yalnız ve kayıtlara geçmeyen görüşmede tebliğ edildi. Türkiye bu görüşmenin gerçek içeriğini, konularını ve verilen sözlerin ne olduğunu öğrenmediği sürece de gene okkanın altına gidecektir.
Bu senaryo konusunda tahminlerde bulunmak çok zor değil ama bilim adamlarının dediği gibi şeytan bu ana hatların altında gizli. Bir kere ABD bugüne kadar İran’a ve Türkiye’de dâhil öteki bölgelere, ülkelere karşı kullandığı PKK’ya neden aniden sırtını dönsün. Acaba gerçekten de döndü mü? Bombalanan ve 3 bin kişinin bulunduğu bir karargâhta öle öle veya öldürüle öldürüle 5 kişi mi öldü?
Yanlış anlamayın Türk silahlı kuvvetlerinin yaptığı işi küçümsemiyorum. Onlar kendilerine verilen görevi en iyi şekilde ve kanları canları pahasına yerine getiren vatanseverler. Onların ellerini kollarını son ana kadar bağlayanlar düşünsün ve şimdi de bu gençlerin kanları üzerinden nemalanmasınlar.
Tabii ki bu kadar çok kişinin bilgisi dâhilinde yapılan bir operasyonda PKK’lı teröristlere birileri oralardan uzaklaşmalarını söyledi. En azından Barzani’nin veya Talabani’nin peşmergeleri. Herhalde ölen beş kişi de orada bırakılan bekçi gibi birileri olmalı.
Türkiye’nin figüran mı, yoksa baş aktör mü olduğunu henüz çözemediğimiz bu senaryonun sonunda nasıl bir kazık yiyeceğiz o da belli değil. Bazı ipuçları var. Örneğin tüm teröristlere bir genel af çıkarılmasından tutun da, G0§üneydoğu Anadolu’da bir federal yönetim kurulmasına kadar bazı laflar uçuşup duruyor ortalıkta. İyi de bunların sonunda Amerikanın çıkarına olacak olan şey ne? Zira ABD çıkarına olmayan hiç bir şeyi başkasının yararına olacak diye yapmaz. Öylesine Kızılay gibi bir hayır kurumu da değildir.
O zaman gelecek yıl başımıza gelecek milli felaketin adım seslerine karşı hazırlıklı olmakta yarar var. Kimse Mehmetlerin başarısının sarhoşluğuna kapılmasın. Tüm okurlarımın Kurban bayramını kutlar, sağlık ve mutluluk dilerim.

Yazarın Diğer Yazıları