Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan AKP'ye tekrar üye olurken yaptığı konuşmada 'Bu partiye sırtını dönüp de iflah olan kimse görülmemiştir' dedi.
Eski Başbakan Yardımcısı Abdüllatif Şener de Erdoğan'ın bu sözleri hakkında "Başarının, iflah olmanın, hakkın hakikatin ölçüsü güç ve koltuklar olsaydı dünyanın en iflah olan insanları firavunlar olurdu" açıklamasını yaptı.
Erdoğan'ın sözlerini RS FM'de Yavuz Oğhan'dan Bi De Bunu Dinle'de değerlendiren Şener, şu açıklamaları yaptı:
"Siyaset yapan herkes kendi pozisyonunu güçlendirmek için, kendi durduğu yerde ne söylenmesi gerekiyorsa onu söylemeye çalışır. Cumhurbaşkanı'nın değerlendirmesi, kendisine özgü bir değerlendirmedir. İflah olmak ne demektir? İflah olmak, başbakan, milletvekili, bakan ya da cumhurbaşkanı olmak mıdır? İflah olmak birilerine göre makam, mevki sahibi olmak ve bununda ötesinde mevkii kullanarak, haram veya helal bol para sahibi olmak olarak değerlendirilebilir. Bulunduğu konuma gere topluma faydalı olan insanlar, iflah olan ve başarılı insanlardır. Ama konumu, makamı, unvanı, serveti yükseldiği halde ülkesine zarar veren insanlar, başarısız ve iflah olmayan insanlardır. Türkiye'de ortam o kadar felakete doğru gidiyor ki, şu anda ortaya çıkan bu tablodan dolayı sorumlu hissetmesi gereken devlet büyükleri, başarısız gözüküyorlar. Nedir o başarısızlık? En basiti ekonomi. Türk lirası değer kaybetmiştir. Son 9 yıldır kişi başına düşen milli geliri düşüren, insanları yoksullaştıran, bir siyasi iktidar ve iktidarın tepesinde bulunan kişiler başarısızdırlar. Başarısız olmaksa, iflah olmamayı gerektirir."
"DAVA DEDİĞİNİZ ŞEY KURUMSAL YAPI DEĞİLDİR"
Şener, iflah tartışmasını değerlendirmeye devam ederek şunları söyledi:
"Hayatımın en önemli dönemini Adalet ve Kalkınma Partisi'nin var olması için harcadım. Ancak dava dediğiniz şey kurumsal bir yapı değildir. İçinde bulunduğunuz kurumsal yapıda eğer sizin dava dediğiniz temel ilkelere aykırı şeyler varsa orada durmak davaya ihanet olur, oradan ayrılmak değil. Benim dışımda partinin kurucuları arasında yer alan, partinin var oluşunu sağlayan isimlerin hemen hemen hiçbiri şu anda Adalet ve Kalkınma Partisi'nde değildir. Ayrılmak ve bırakmak istemedikleri halde Sayın Erdoğan tarafından partiden dışlanmışlardır, diskalifiye edilmişlerdir. Dolayısıyla böyle bir tablo ortadayken, Erdoğan'ın 'Bizim kardeşliğimiz geçici bir kardeşlik değildir. Uzun süre beraber yol almak gerekir. Mezara kadar gidilir' gibi sözleri yaptıklarını değil, yapmadıklarını bastırmaya yöneliktir."
TÜRKİYE DIŞ POLİTİKASI ARAPSAÇINA DÖNMÜŞTÜR
Türkiye'nin şu anki politikasını da değerlendiren Şener, "Türkiye dış politikası arapsaçına dönmüştür, bir curcunadır. İslam alemini kan gölüne çeviren politikaları sahiplenmek yine aynı şekilde bir başarısızlığın sonucudur. Devletin tepesindeki insanların siyasi tarzı insanları ayrıştırmayı derinleştirmiştir ve huzur kalmamıştır. Bu mu başarı, bu mu iflah olmak? Her tarafında bombaların patladığı bir Türkiye'yi inşa etmek, yanlış politikalarla var kılmak iflah olamamanın resmidir. Başarının, iflah olmanın, hakkın hakikatin ölçüsü güç ve koltuklar olsaydı dünyanın en iflah olan insanları firavunlar olabilirdi" dedi.