Bünyamin Öztürk / ANKARA
Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, İdlib konusunda önemli bir tehlikeye dikkat çekti. İdlib meselesine sadece yeni göç dalgası olarak bakmanın doğru olmadığını ifade eden Ağar, "Bir bakıma bu bölgede bulunan sivil halkın da radikalleşmesi tehdidi ile karşı karşıyayız. Sürecin en tehlikeli yerindeyiz" dedi.
Bu konuda bir an önce önlem alınması gerektiğini belirten Abdullah Ağar şunları kaydetti:
"İdlib meselesinde Türkiye, orada yaşayan siviller ve bu sivillerin Suriye'de temsil ettiği kimlik büyük bir tuzak ile karşı karşıya kalmıştır. Maalesef bu tuzağa düşürülmüştür. Nedir bunun adı? Türkiye'yi radikallerin hamisi ve işbirlikçisi, İdlib'te bulunan sivil halkı da radikalleşmenin kucağına itmiştir. Bununla beraber Suriye ve Irak'ta Sünnilerin ortaya koymuş oldukları doğru veya yanlış bütün refleksleri kirletmeyi amaçlamış bir proje devreye girmiştir. El Kaide ve türevleri olarak adlandırılan terör örgütleri bu bölgede sivil halktan ayrışmak yerine onları kendi hedef ve amaçlarına kalkan olarak kullanıyorlar. Bir bakıma bu bölgede bulunan sivil halkın da radikalleşmesi tehdidi ile karşı karşıyayız. Sürecin en tehlikeli yerindeyiz."
Radikalleşmenin önüne geçilemezse bundan bütün coğrafyanın etkilenebileceğini savunan güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, bu konuda uluslararası camianın desteğinin alınmasının kaçınılmaz olduğunu söyledi.
Abdullah Ağar şöyle devam etti:
"Eğer biz oradaki siyasi sürece dahil etmeye çalıştığımız sivil unsurları radikalleşmeden kurtaramazsak, sivillerin radikalleşmesi gibi büyük bir riskle karşı karşıya olduğumuzu görmemiz lazım. Bunun önüne geçilmezse büyük bir tehlike bekliyor. İdlib konusuna sadece yeni göç dalgası penceresinden bakılması konunun eksik okunmasına neden olur. Asıl sorun radikalleşmenin önüne geçmektir. Bu konuda uluslararası camianın desteği alınmalı. Eğer alınamaz ise tek başımıza da kalsak biz duruma karşı önlemler almalıyız. Bunun önüne geçilmezse daha önce Fırat Kalkanı gibi operasyonlarla sahada elde edilen kazanımlarda riske girer."
Terör örgütü PKK'nın Irak'taki durumuna da değinen Ağar, örgütün hedefleri doğrultusunda ilerlediğini aktardı.
Güvenlik uzmanı Abdullah Ağar, sözlerini şöyle tamamladı:
"Terör örgütü PKK Irak'ta planlı şekilde terör stratejisi çerçevesinden adım adım yoluna devam ediyor. İnsanlar yanlış algılıyorlar. PKK'nın temel hedefi Suriye değildir. Örgütün asıl amacı etkili olmak istediği yer Irak ve Irak'ta bulunan tartışmalı bölgelerdir. Kendisine yüklenen misyon ile Kürt kimliği üzerinden bütün coğrafyaya nüfus etmektir. Beraber hareket ettiği ülkelerle bölgede üniter yapıları bozmak ve ülkeleri sıkıştırmak buralarda sözde devletçik kurmaktır. Hedefinde Irak ve Suriye gibi Türkiye de vardır. "